".. bir hür insanı iyilikle kul edebilen."
•
Lacivert crocslarını ayağına geçirdi ve uzandığı sedyeden kalktı. Omurgasını gererek esnedi. Yirmi dakika kestirmek iyi gelmişti. Dinlenme odasından çıktığında personelden bir kahve rica edip saatine baktı. Altı sularıydı.
"Günaydın, aurora." dedi kinayeyle kıdemlisi Murat.
"Geç sen de biraz dinlen. Kalanı diğerleri ile hallederim." Murat Efe'nin teklifine hayır diyemeyecek kadar yorgundu. "Zebani gelirse direkt mesaj çak ha."
"Merak etme bir saate gelmez." dedi İlyas Efe kendinden emin.
"Gelirse gözünün yaşına bakmam, atarım seni ağzına. Geçen hafta öyle bir haşlandım ki otuz yaşında adamım çocuk gibi gittim köşede salya sümük ağladım. İkincisini naçiz bünyem kaldırmaz." Murat kendini acındırınca, esmer oğlan esnemesini yarıda kesip bir şeyi hatırlatır gibi parmağını kaldırdı. "Yakalanırsan tek başınasın. Sanki kuralı bilmiyorsun. Birimiz hepimiz hepimizin ruhu Zebani için."
"Ruh değil de o başka bir şey bence zira hepimizi tek nefeste sik—"
"Murat.." diye sertçe ikazı yedi. İlyas Efe küfürden nefret ederdi. İş yerinde edilen küfür ise tüyleri diken diken ederdi. Murat da bunu bilirdi aslında sadece kızgın surat ifadesi görmek onu keyiflendirirdi.
Zebani diye bahsedilen uzman hekim Zeynel asistanlarına kök söktüren, sert, iğneleyici yerine göre aşağılayıcı dallamanın tekiydi. Acil servis bomboşken bile kimsenin iki dakika dinlenmesine izin vermezdi. Tüm hastanede ondan haz eden tek bir insan bir yana tek bir bakteri bile bulamazdınız.
Murat önlüğünü çıkarıp sandalyesine astı. "İki numaradaki teyzeye ercefurylle metpamid yazarsın. Bir de motilite düzenleyici. Ben kaçtım."
"Gitmeden yaz imzala işte reçeteni. İki dakikanı alır maksimum." Efe onun hasta devretme konusunda bu denli rahat olmasını çok eleştirirdi hatta bazen kınardı. Ama ne derse ne desin mizacını değiştiremediği için artık pes etmiş, umursamamaya başlamıştı. "Tanısını ve bulgularını söyle bari."
"51 yaş karın ağrısı, diyare, bulantı var. Muhtemelen gastroenterit. Teyze şifalıdır diye kaynağını bilmediği sudan içmiş. "
"Elektrolitler? CRP? Lökosit?"
Murat ekranı gösterince Efe gözlerini kısarak değerleri okudu ve onun haklı olduğunu gördü. Olası sıvı kaybı IV olarak takviye edilen hastanın yanına kontrol amaçlı uğrayıp tekrar sandalyesine döndü. Yine de sevmiyordu bu yarıda iş devralma olayını.
İşinde fazla detaycı ve titiz biriydi. Mükemmeli hedefleyen yapısı yüzünden disiplinliydi ve duygusallığın geri plana atılması gerektiğini düşünürdü. En azından kendisi öyle yapıyor, etrafındakilerin de öyle yapmasını bekliyordu.
Çocukluğundan bugüne kadar ev, okul, aile, özel hayat, iş gibi bölümleri birbirinden keskin bir çizgiyle ayırmıştı. Herhangi birinin diğerine karışmasının kafa karışıklığı getireceğine inanıyordu çünkü. Ya da geçmişte yaşadığı gibi bir felaket doğurup, kapkara bir duman gibi ruhuna çöreklenmesine vesile olabilirdi.
Cevher Sümer onun için kafa karışıklığının vücut bulmuş haliydi. Otobandaki kaza günü kalabalığın içinde onu gördüğünde öyle şaşırmıştı ki kafasındaki kaskının kayışını dakikalarca çözememişti. Bu durum bile Efe için yeterince huzursuz ediciyken günler ilerledikçe vukuatlar artıyordu. Zerre komik olmayan kötü bir şaka gibi birden ortaya çıkmasını henüz sindirememişken; yılların eskitemediği kibri ve aşağılayan tavrı tam karşısında bulmuştu. Yüzüne bakmayarak, uzak durarak kendi çözümlerini yaratabilirdi. Kumraldaki tuhaf ısrarı, üzerine gelme hevesini algılayabiliyordu. Çakmakla ve sigara ile giriştiği gerizekalıca oyun da bunun göstergesiydi. Eski günlerdeki gibi hırçınlığından, sinirinden eğlenme peşine düşecek kadar alçalıp alçalmayacağını kestiremiyordu. Ki bu sebepledir ki umursamazlığın altına sığınarak temkinli davranmaya, onun hareketlerini ölçüp biçmeye çalışıyordu. Aslında bunu yapmasına hiç gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KAMELYALAR
Ficción General"Cevher." dedi derinlerde gömülü sesini bulup çıkarması zor olmuştu. İçinde kopan dizginlenemez fırtınalara çaresizce teslim oldu. "Adım Cevher. Adımı söyle." Parmaklar kumral tutamlarını sarmaladı. Ilık dudaklar kulağının üstünde belli belirsiz adı...