2. Bölüm orora

101 11 3
                                        

Medya gülce

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
İyi okumalar 🙂

"ben yanlışlıkla geldim şimdi gidiyordum " hemen asansör düğmesine basacakken buz mavisi gözlü olan hızla gelip silahını bana doğrulttu. kolumdan tutup hızla asansörden indirdi "orora 'da ne işin var ?"

Korkuyla yutkundum. "ben yanlışlıkla geldim inan ki arkadaşlarım kaza geçirmiş onlara bakmaya geldim. "buz mavisi gözler sinirle bana dönüp"burdan gidemezsin buraya gelmeden önce düşünecektin "

Kolumdan tutup ilerletti. peşimizden gelen adamlarla uzun yeşil ve siyah karışımı bir koridorda ilerlemeye başladık ben korkumu belli etmemeye çalışıp ne kadar sakin kalmaya çalışsam da içimden dua ettim umarım korktuğumu fark etmemişlerdir diye .

uzun koridor bitince soldan geniş bir koridor karşıladı bizi koridorlar bitince bir odanın kapısına yaklaşmaya başladık beyaz kapılı odaya yaklaştıkça insan gürültüsü sesleri gelmeye başladı odanın kapısını açınca yüzlerce kişi görmeyi beklemiyordum açıkçası , bu kadar insanın burda ne işi olduğunu merak ettim .

Biz içeri geçince kalabalık aniden susup meraklı bir şekilde buz mavisine bakıp hemen bakışlarını kaçırdılar. anladığım kadarıyla ondan korkuyorlardı, korkmamak elde değildi kim baksa o buz mavisi harelere ne kadar karanlıksa bir o kadar korkutucuydu da .

insanlar beni fark edip bana bakınca yerimde rahatsızca kıpırdandım.buz mavisi gözlü adam tarafından tekrardan kolumdan çekilince ne kadar istemesem de hızlıca onu takip etmek zorunda kaldım.

yanından geçtiğimiz kişiler baş selamı verip göz teması kurmuyordu onunla . Burada sözü geçen biri olmalıydı buz mavisi gözlü.Sağ taraftan bir kapıyı açınca hızlıca beni içeri çekti diğer adamlara eliyle işaret verdi kapıda beklemeleri için.

Beni koltuğa itince dengemi sağlayamayıp koltuğa düştüm, uçtum desem daha doğru olur.Ben korkudan ne yapacağımı bilemezken buz mavisi gözler korkutucu bir şekilde bana bakıyordu.

Tekrardan" kimsin sen ?" diye sorunca adımı söyleyip söylememe kararsızlığında kaldım. Ben korkudan ne diyeceğimi düşünürken o çantamı aldı içinden cüzdanımı çıkartıp baktı.

Sesli bir şekilde " gülce akay" dedi kimliğimi incelerken. Sonradan yüzüme şüpheyle bakıp gözlerini kaçırmazken ben de buz mavilerine baktım bir kaç saniye sonra tabi ilk gözlerini kaçıran da ben oldum çok ters bakıyordu kim baksa korkardı.

Buradan sağ çıksam iyiydi.O sırada kapıyı çalmadan içeri saçları sarıya kaçan uzun boylu bir adam girdi biraz inceleyince buz mavisiyle aynı yaşlarda gibiydi.

buz mavisi gözlerini benden ayırmazken o saçları sarımsı olan
" çağıl neler oluyor? "derken bana döndü bakışları.
Buz mavisi gözlerin isminin çağıl olduğunu anladım.

Çağıl ona dönmeden " orora ' ya izinsiz biri girmiş yanlışlıkla geldiğini söylüyor ama inanmadım."

Adının Göktuğ olduğunu anladığım adam " nasıl gelmiş ?birileriyle bağlantısı mı var ?öğrenebildin mi bir şeyler?"

Art arda sorular sorunca buradan kolay kolay kurtulamayacağımı anladım. hemen sessizliğimi bozup
" hayır gerçekten kimseyle bağlantım yok bırakın gideyim " koltukta hızlı bir şekilde doğrulup ayağa kalktım.

tam adım atacakken " otur yerine bu kadar kolay gidemezsin buradan " çağıl 'ın Sert üslubuyla ben de sinirlenip" hayır! gideceğim .." silahını bana doğrultmasıyla diyeceğim sözleri yutup tekrardan kalktığım yere oturmak zorunda kaldım.

" pagya dan ororaya nasıl geldin " çağıl' ın sorduğu soruyla Ona anlamaz gözlerle bakarken Göktuğ soruyu anlamadığımı anlamış olacak ki ,

" pagya o bindiğin asansör bizim giriş geçidimiz ,orora da bu gördüğün cennettimizin adı " dedi.
Çağıl denilen buz mavisi harelerini benden ayırmazken korkuyla küçülebildiğim kadar sindim koltuğa.

Çağıl, gözlerini benden ayırmadan" misafirimiz uzun bir süre burada kalıcak onun için bir oda ayarlayın Göktuğ."dedi.

Benim yerime karar vermesine beni burda zorla tutmalarına sinirlenip tam ayağa kalkıp tekrar  itiraz edicekken , çağılın kabul etmeyip gitmeye kalkışırsa da öldürün" demesiyle söyleyeceğim sözleri tekrardan yuttum .

Çağıl arkasını dönüp odayı terk edince Göktuğ da bir bana bir kapıya garip bir bakış atıp onun da çıkmasıyla
"Allah'ım ben nereye düştüm böyle" kendi kendime sitem ettim .

hemen aklıma telefonumu almadıkları gelince derin bir nefes aldım biraz rahatladığımı hissettim . Tam polisi arayacakken telefonumun çekmemesi ve internet şebekemin olmamasıyla şansıma lanet ettim.

Burada Ne yapacağımı düşünüp odada bir sağa bir sola dönüp dururken burdan hemen kaçmam gerekiyordu.kapıya yaklaşıp Yavaşça kapıyı açtım, kapıyı açmamla kapının önündeki adam ordusuyla korkup içerden kapıyı kapattım.

Burdan çıkmanın bir yolu olmalıydı ama nasıl... odayı inceledim mavi ve yeşil ağırlıklıydı etrafta işime yarayacak bir şeyler bulmalıydım. masanın çekmecesini açıp karıştırdım, kenarda duran dolaplara baktım hepsi de boştu.

Eşyalar dışında işime yarayacak hiç bir şey yoktu oda da pencere bile yoktu .seslice Derin bir " off" çektim. sinirden elimi saçıma atıp saçlarımı karıştırdım.

O sırada kapı açıldı kapıda duran adamlardan esmer iri yarı olan bana su getirip masaya koyup konuşmadan çıktı. çok susadığım için içmekte tereddüt etsem bile dayanamayıp içtim.

İçimin serinlediğini hissederken koltukta daha geniş yayılıp buradan kaçma planları yapmaya başladım. Ceren ve Mira'nın nasıl olduklarını merak ettim aceba yokluğumu fark edip polisi aramışlar mıdır?

İşe gitmediğim için yokluğumun fark edilip beni bulmalarını ummaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu elimde , ne kadar böyle durup düşündüğümü bilmez bir hâldeyken aniden başıma giren ağrıyla göz kapaklarım ağırlaşıp kapanırken , kapının açılması bir oldu .

Gözlerimle uykuya direnirken yanıma yaklaşan adım sesleriyle Olacaklardan habersiz derin bir uykuya teslim oldum..

ORORA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin