3.

381 24 8
                                        

Abim ben hazırlandıktan sonra beni arabası ile evimden almıştı. Şimdi ise önümde duran kocaman malikaneyi inceliyordum.

Eski ve oldukça koyu tonların hakim olduğu bu malikane tüyleri diken diken edecek cinstendi. Kurutan boğazımı yutkunarak ıslattı ve soğuktan kuruyan dudağımı ısırmaya başladım.

Belki de buraya gelmemeliydim diye düşünmeye başlamış ve verdiğim karardan pişman olmuştum. Abimin kolunu uzatması ile, zorda olsun gülümseyerek koluna girdim ve bunları daha da düşünmek istemediğim için bahçede ki insanları incelemeye başladım.

MİKELSON   MALİKANESİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MİKELSON   MALİKANESİ

İnsanlar gerçek insandı şükürler olsun ki!

Resmi kıyafetlerin için de balodan çok toplantıya gelmişe benziyorlardı ama olsun. Sonuçta insan gibi insandılar.

Elbisemi siyah seçerek iyi bir şey yaptığımın farkına varmak gerçekten mutlu etmişti beni. Büyük kapıdan geçtikten sonra içeriyi incelemeye başladım.

İçerisi dışarıya göre daha iyiydi ama bu eski olmadığı anlamına gelmiyordu tabii ki.

Gözlerim neredeyse her tarafta Klaus'u arıyordu. Abim ise bir yandan beni yönlendiriyor bir yandan tanıdığı insanlar ile selamlaşıyordu.
Benim tanıdığım insan sayısı neredeyse dört olduğu için kimse ile selamlaşmama gerek yoktu.

Köşedeki koltukta Hope ile ilgilenen bir kadın vardı. Benden büyük olduğu belli idi, aynı zamanda Klaus için önemli olduğu da. Kadın hope'u omzuna yatırmış Klaus ise onları izliyordu. Sorun izlemesi değil gülümsemesi idi. Ayağa kalkıp kadının kulağına bir şeyler söyledi, ve çok geçmeden yanlarından ayrıldı.

Kadını incelediğim de aynı Klaus gibi sarı saçlara sahip olduğunu gördüm. Gözlerim yine Klaus'u aradı lakin izini kaybetmiştim anlaşılan. Derin bir nefes alıp abime ayak uydurdum ve bize ayrılan masaya geçtik. abim önümdeki kadehi önümde aldı ve diğer tarafa koydu, ona anlamsızca bakarken gürültüden dolayı kulağıma yaklaştı.

" İçince sapıtıyorsun ve bu yakışıklı abinin buralarda bir karizması var güzelim! üzgünüm, karizmamı çizdirmem. " dedi lakin sesi oldukça ciddi çıkmıştı. Normalde altta kalmaz sataşırdım ama aklım ne kadar istemesem de başka şeyler ile meşguldü. Aklıma gelmemesi için biraz kafa dağıtmak en iyi çözümdü, abimin önümden aldığı kadehi hızlıca kapıp tek kadehte bitirdim ve sertçe masaya bıraktım. boğazımdan geçen yakıcı ve alışık olmadığım tat boğazımı tahriş etmişti. 

Bir doktor olarak alkol ve sigaranın zararlarını bildiğim için tüketmezdim, ancak özel günlerde en fazla bir bardak içerdim. O da çok nadiren olurdu ve abimin de dediği gibi gerçekten içince sapıtıyordum. Bu benim sorunum değildi aslında bünyem alışık olmadığı için ters tepki vermesi gayet normaldi.

Abim beni azarlamak için ağzını açmışken onun önünde ki kadehi de tekte bitirdim ve diğerinden daha sert şekilde masaya bıraktım. 

" Kızım ben sana içme demedim mi ?! İki tane içtin bir de sen kafayı mı yedin. Yok bu kasabaya gelen kafayı kökten bozuyor buna artık eminim! " dedi abim yakınır gibi.

MİKELSON'LAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin