9🎈Hastane

2.8K 237 33
                                    

arabada hazar

arabada hazar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9| Hastane

Arabada sessizce eve doğru ilerliyorduk. Tek sıkıntı Gürcan beni üç defa aramıştı ve ben Eymen yanımda olduğu için açamıyordum. İş yerinde de aynı şekilde onun yanında telefonla hiç konuşmamıştım.

Ve şimdi Gürcan yeniden arıyordu.

Eymen sıkıntıyla telefona bakıp durduğumu görmüş olmalı ki "Önemli gibi duruyor, açabilirsin." demişti tabletinden gözünü ayırmadan.

"Teşekkürler Eymen Bey..." deyip daha fazla bekletmeden Gürcan'ın aramasını yanıtladım "...söyle yavrum?"

"Abi! Sonunda açtın, kaç defa aradım haberin var mı?" dedi açar açmaz.

Gözlerimi camda gezdirirken "Müsait değildim, önemli bir şey mi var?" dedim.

Gürcan birkaç saniye sessizce durdu ve "Hale, abi Hale'nin çok ateşi var. Dün geceden beri düşürmeye çalışıyorum. Babaannem köyde, Meriç iki gündür mesaide ne yapacağımı şaşırdım ateşi hiç düşmüyor." dedi nefes nefese.

Hale çocukluğundan beri belli dönem aralarında böyle ateşlenebiliyordu. Alışıktık, uzun sürmeden ateşini düşürebiliyorduk. "Yavrum duş aldırdın mı, hemen düşmesi lazım duşla."

Gürcan oflayıp "Tam dört kez kızı soğuk suyun altına soktum abi, düşmüyor delireceğim!" dedi.

Gözlerimi kapatıp başımı ovuşturdum. "Masasının çekmecesinde ilaçları vardı, turuncu olan, bir şeyler yedirip ilacı içir."

"İlaç bitmiş abi. Eczaneye gittim reçete olmadan vermiyorlar, Doktora götürecektim ama hem çocukları bırakamıyorum hem de Meriç abi senin gelip götürmen gerektiğini söyledi."

"Of Hale'm ya..." diye mırıldandım istemeden "...ben nasıl geleyim ki canım. Kaç şu an ateşi?"

"Bekle..." birkaç saniyenin ardından ölçmüş olacak ki "...38.9 görünüyor, dün gece bu kadar değildi sürekli artıyor. Bir de şey... abi..."

"Bir de ney?"

Biraz bekleyip "Halide." dedi sessizce.

Kafayı yiyecektim Halide'm de mi? "Ne olmuş ona?"

"Hale'nin yanından ayrılmıyor. Hiçbir şey yemedi sürekli ağlıyor. Konuşmuyor benimle..." dedikten sonra sesi kesildi "...bende ağlayacağım artık abi, kızlar çok kötü."

Gürcan'ın titreyen sesi bile canımı acıtıyorken Halide ve Hale'yi düşünemiyordum. "Tamam yavrum, bakacağım ben bir şeyler sıkma canını. Kapatıyorum."

"Görüşürüz abi."

Telefonu kapatıp Whatsapp'tan Meriç'e yazmaya başlamıştım ki kolumda hissettiğim el ile başımı telefondan kaldırdım. Ne zaman durduğunu anlamadığım arabadan iniyordu Reyhan. Ve Eymen bana bakıyordu.

Kolumdaki elini çekip "Bahri seni gideceğin yere bıraksın. Kiminle konuştun bilmiyorum ama anladığım kadarıyla kardeşin hasta. Onunla ilgiledikten sonra beraber geri dönebilirsiniz." dedi.

Cevap vermemi beklemeden arabadan inerken ben minnetle arkasından bakıyordum. Bahri'nin gaza basmasıyla mahalleye doğru yola koyulmuştuk.

.

Malikane'den içeri girerken gevşettiğim kravatımın üzerinden gömleğimin üstten birkaç düğmesini açtım. Merdivenlerden yukarı çıkarken birinci katta Bahri'ye teşekkür edip yeniden merdivenlere dönmüştüm. Saat kaç olmuştu bilmiyordum bile, pertim çıkmıştı.

Eve gider gitmez Hale'yi kucakladığım gibi hastaneye götürmüştüm. Tabi ki çocuklarda çok endişelendikleri için gelmek istemişlerdi. Hastanede kaldığımız iki buçuk saat boyunca kardeşlerimle ilgilenmiş, özlem gidermiştim. Gürcan tüm gece uyumadığı için Hale serum alırken yanına kıvrılıp dinlenmişti. Mehmet kantinden bize bir şeyler almış, Halide kucağımda uyumuştu.

İlk defa bütün kardeşlerimi bu kadar bitik bir durumda görüyordum.

Özellikle Halide. Bebekliğinden beri neredeyse hiç ağladığını görmemiştim. Perişan halleri beni de perişan etmişti.

Eve dönüş yolunda anlık olarak işi bırakmayı düşünmüştüm. Kardeşlerimle ilgilenemiyordum, benden çok uzak kalmışlardı. Ama bir yandan da haftalık olarak aldığım maaşın neredeyse tamamını onlara yollamıştım ve şimdiden çoğu ihtiyaçlarını karşılamaya başlamışlardı. Ev giderleri dahil bir çok şeye yetmişti para. Ve şimdi işi bırakırsam muhtemelen bir daha hiç bu kadar iyi bir iş bulamayacaktım. Tamam kabul ediyorum işi bırakmak istemememin tek sebebi bu değildi ama en önemli sebebi buydu.

Odama girmek üzereyken Eymen'in odasının ışığını açık görünce adımlarımı oraya yönelttim. Hafifçe kapıyı tıklatıp içeri girdim. Yatağında kitap okuyan Eymen beni görünce kitabı indirip ayaklarını bağdaş yapmıştı. "Kardeşin nasıl Hazar?"

Kapının önünde durup "Daha iyi Eymen Bey, teşekkür ederim ilgilendiğiniz ve izin verdiğiniz için. Hastane masraflarıyla da siz ilgilenmişsiniz, hiç gerek yoktu, ben size geri ödeye-"

"Hayır ödemeyeceksin. Kardeşinin iyi olmasına sevindim." Gözlerini kaçırıp saçlarını kulağının arkasına ittirdi.

Şu an gözüme ne kadar tatlı göründüğü hakkında bir fikri var mıydı acaba. "Her şey için tekrardan teşekkür ederim. Ben sizin sadece bir çalışanınızım ama yine de çok ilgilisiniz... Her neyse, iyi geceler Eymen Bey."

Kaşlarını çatıp "İyi geceler." dedi. Hemen ardından sessizce odasından çıktım. Kendi odama girecektim ki kapısını kapatmayı unuttuğum aklıma geldi. Geri dönmek üzereyken sessizce mırıldandığını duydum "Sadece bir çalışanımsın, öyle mi.."

.

bebis eymen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bebis eymen

Say Yes To Me | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin