Multimedya : Sarah Mezel
.....................
Sabahleyin uyandım içimde nedenini tam olarak anlamadığım bir heyecan ve salaklık vardı. Daha ilk uyandığımda ne giysem diye düşünmeye başlamıştım. Aynanın karşısına geçtim saçlarıma Şekil vermeye çalıştım ama tabi ki de beceremedim. Ardından banyoya girdim suyu sonuna kadar açıp rahatlamaya çalıştım ama bu işe yaramıyor heyecanımı kat ve kat arttırıyordu. Banyodan çıkınca havluma sarıldım saçlarından akan su damlacıkları her ne kadar beni her zaman olduğu gibi sinir etsede şu anda bu umurumda bile değildi. Kendimi kurulayıp aynadan kendime baktım birazcık şişmandım kalçalarım vardı ama bu o kadar da kötü durmuyordu. Dolabımı açtım neler giyinebileceğime baktım. Bi türlü karar verememek sinirime dokunmaya başlamıştı ama en sonunda siyah kısa t-shirt ve altınada siyah dar paça pantolonumu giydim ayakkabım ise beyaz converseydi. Hazırlayınca üstüme bir sürü parfüm sıkıp aşağıya dedemin yanına indim. Dedem çoktan kahvaltı yapmaya başlamıştı bile bende yanına gidip
"Günaydın dede"dedim
"Günaydın"dedi kalkmaya hazırlanıyordu ki
"Niye bu kadar erken gidiyorsun biraz daha bişey ye" dedim bana
"Erken çıkmam lazım toplantım var sana afiyet olsun"dedi bende o giderken arkasından sessizce
"Görüşürüz" dedim ama dediğimi duymadı bile. Kahvaltımı ettikten sonra telefonuma Boradan mesaj gelmiştir diye baktım ama bişey yoktu muhtemelen unutmuştur diye düşündüm ama içimde ona karşı bi öfke vardı. Çantamı alıp okula gittim her zaman ki gibi yürüyerek gidicektim çünkü kısa mesafeydi arabayla gitmeye gerek yoktu. Okula ulaşınca hızlı adımlarla sınıfa girdim Ezgiyi görünce yanına gittim ve oturdum.
"Merhaba"dedim bana baktı
"Merhaba"dedi soğuktu dayanamayıp
"Ne oldu Ezgi neden böyle davranıyorsun bir şey yaptıysam söyle"dedim bana bakıp
"Yok bir şey" dedi ama hala soğuktu
"Söyle"dedim bana bakıp
"Beni hiç takmıyorsun Sarah seninle ne zaman konuşmaya çalışsam bana cevap vermedin" o anda babamın öldüğü zamanlarda beni aramıştı ama konuşamayacak haldeydim o Yüzden telefonlarının çoğuna cevap vermemiştim o anda içimde bi pişmanlık baş gösterdi ben bunları düşünürken o konuşuyordu
"Ben senin için bir şeyler yapmaya çalışırken sen tenezzül edip bana cevap bile vermedin" dedi bende
"Ben gerçekten özür dilerim ezgi bunu bir daha yapımıcam gerçekten üzgünüm özür dilerim o zamanlar kimseyle konuşucak halim yoktu"dedim bana baktı gülümsedi
"Önemli değil hatanı anlamışsın sonuçta"dedi bende gülüp
"İstersen eşşek gibi pişman olduğumu anırarak gösterebilirim" dedim güldü
"Tamam bu kadarı yeterli" dedi ve tam o anda telefonum çaldı bilmediğim bir numaraydı açtım
"Merhaba benim Bora ben sizdeyim sinema için gidicektik ya hani benim bi arkadaşım gelicek onuda söyliyiyim" dilim tutulmuştu unutmamıştı demek ki hatta eve bile gelmişti yüzümde salakça bir gülümseme olduğunu Ezginin beni dürtüklemesiyle anladım biz aramızda dudak hareketleriyle bir şeyler anlatmaya çalışırken Bora benden cevap bekliyordu ansızın
"Numaramı nereden buldun?"diye sordum bana gülümseyerek cevap verdiğine emindim ses tonu öyleydi
"Şu anda sizdeyim bundan daha normal ne olabilirki"dedi bende utanarak "Evet doğru"dedim bana
"Ee geleceksin dimi arkadaşımda gelebilir demiştin" o anda hatırlayıp
"Evet geliyoruz Ezgide gelicek"dedim
"O zaman sonra görüşürüz ben sizdeyim"dedi salakça gülüp "Tamam"dedim ve telefonu kapatıp salakça gülmeye başladım Ezgi
"Oooo bakıyorumda birileri bulunmaya başlanmış" oflayıp
"Saçmalama Ezgi sinemaya gidicez sende benimle gelicen işte"dedim ama malca gülmeye devam ediyordu
"Gülme"dedim en sonunda kahkaha atmaya başladık.
Okul sandığımdan daha hızlı geçti ben koşturarak çıkarken Ezgi bana malmışım gibi bakışlar atıyodu. En sonunda eve vardık kapıyı Bora açtı hemen gülmeye başladım o arkasını dönünce Ezgi bana öyle bir vurdu ki şaşırdım Bora bize dönünce insan modumuza döndük Bora anlamış olucakki güldü. Bize dönüp
"Hadi gidelim Mertte gelicek onu alıcaz"dedi hep beraber çıkıp sinemaya gittik Bora birine el salladı karşısındaki de bize doğru gelince onun Mert olduğunu anladım Ezgiye bakınca büyük bir dikkatle Mert'e baktığını gördüm omzuna vurunca kendine geldi Borayla Mert kısa bir süreliğine önden giderken Ezgi bana dönüp "Çok yakışıklı ya hayallerimin beyaz atlı prensi" falan diyince gülmeye başladım Bora neye güldüğümü merak edicek ki arkasına dönüp baktı Ezgi beni susturmaya çalışması ayrı bi komediydi zaten, Bora tepkisiz kalsada Mert Ezgiye gülüyordu sonunda sakinleşince sinemada hangi filmi izliceğimizi kararlaştırmaya çalıştık ama bu Ezgiyle mümkünmü ki tutturdu romantik olsun Mert de "Ne romantiği be kızım bozucan bizim gibi delikanlıları"diyince Ezgi sinirlenip "Ona delikanlı denilmiyor canım kro deniyo uyuz işte ne olcak, ne anlar romantizmden" diyince beni ayrı bir gülme tuttu en sonunda filme girmeyip cafede oturduk Mert "Romantikmiş başlıcam şimdi romantikliğine"diyince Ezgi "Sana cevap verirdim ama uyuz olduğun için kaşıntı yapıyon bende" dedi ben ayrı bir güldüm bir ara Boraya bakınca bana baktığını gördüm bir iki saniye öyle kaldık ama ben tabisiki namus dedim hemen başımı çevirdim Aşiret falan var kıçından vurdururum Adam'ı ben dermişim. Nerden baksanız o gün Ezgiyle mert hep didiştiler E ne demişler büyük asklar kavgayla başlar Ezgiyi evine bırakırken mert " Hadi bakalım uyuzum madem sen şimdi görürsün evinide öğrendim her akşam Zile basıp kaçmaz mıyım ben"dedi Ezgide dil çıkarıp içeri girdi. Mert bozulmuş olucakki suratı asıldı bize selam verip kendi başına gitti. Borayla eve gelene kadar hiç konuşmadık kapının önüne gelince bana bakıp
"Görüşürüz"dedi bende
"Görüşürüz"diye yanıtladım tam giderken arkasından
"Bugün eğlenmedin mi canın sıkkın gibiydi eğer bana söz verdin diye mecburi hissediyorsan bi daha hiç gitmeyelim boşuna eziyet çekmezsin" dedim bir an duraksadı sonra arkasını dönüp büyük adımlarla bana yaklaştı gözlerime bakıp hafifçe kulağıma eğilip
"Bugün çok güzel geçti beni güldüren tekçe sen oldun ve ben biriyle bir yere gitmek istemiyorsam ona söz versem bile gitmem"dedi şaşırmıştım başını iyice yaklaştırdı "Senin sesini gülümseyişini görmek Hoşuma gidiyor ve en ufak hareketinle üzerimde ne kadar etki bıraktığının farkında bile değilsin" omzuma düşen saçımı özenle arkaya itti daha sonra yavaşça çekildi gülümseyerek bana el salladı ve gitti. Bana beni gülümseten sendin demişti neyi kastetmişti. Yavaş adımlarla odama çıkıp yatağıma yattım. Neden öyle demişti ki neyi kastetmişti. Hiçbir şey anlamamıştım bende bu kadar yoğun bir etki bırakması sinirime dokunuyordu. Ama kesin emin olduğum bir şey varsa o da hala kulaklarımda yankılanan sesi , bıraktığı o hoş gıdıklama, parfümünün kokusu ve mükemmel gülüşüydü. Ve ben bu çocuğun beni bırakıcak olmasından deli gibi korkuyor ona karşı bir aitlik duygusu taşıyordum. Sanki beni mühürlemişler ve kalbimde bu mührün etkisiyle başka birine kapılarını açmakta zorlanıyordu. Içimden bir ses beni seviyor diyordu bana değer veriyor bu düşünceyle gülümsedim ve hayatım boyunca onunla birlikte olmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Umudumsun
ChickLitŞu hayatta kimse bana değer vermemişti. Babam deseniz annemin katili olduğumu düşündüğü için benden nefret etmişti. Annem ise doğum sırasında ölmüştü. Yani anlıcağınız bana değer veren en ufak birisi bile yoktu. Birisi Hariç ama o da kendisine aşık...