- YAŞAMAK -
Hiç kendinize yaşamdaki amacınızı sordunuz mu?
İki tür insan vardır; yaşamak için yaşayanlar ve hedefleri için yaşayanlar. Peki siz hangi taraftasınız? Sadece yaşamak için yaşayanlar tarafında mı, yoksa hayallerine ve hedeflerine ulaşmak için yaşayanlar tarafında mı?
Yaşamak için yaşayanlar, gerçek hayatın güzelliklerinden habersiz, hayatta bir amacı, hedefi olmayan, anın tadını çıkarmayan, yaşamdan zevk almayan, çıkarsız, sadece ömrünü geçirmek için yaşayanlar. İşte onlar yaşamak için yaşayanlardır. Hayat onlar için bir anlam ifade etmez.
Ama hayallerine ve hedeflerine ulaşmak için yaşayanlar işte onlar, hayatın yaşamaya değer olduğunu bilen insanlardır. Onlar hayattan zevk alır ve hedeflerine ulaşmak için hep daha iyisi olmaya çalışırlar. Işte mutlu ve mutsuz insanlar arasındaki fark bu.
Hayat herkese aynı şartlar sunmaz elbette. Ama hayattan zevk alıp mutlu yaşamak bizim elimizde.
" Nasıl bakarsan öyle görürsün, nasıl görürsen öyle yaşarsın."
Biz her zaman dolu tarafından bakalım. Yaşam bir danstır. Bazen müziği beğenmediğimizden zevk almayız. Ama bazen de kendimizi müziğin ritmine kaptırarak dolu dolu yaşarız.
Yol boyunca önümüze engeller çıkar, takılırız bazen düşeriz ama ne kadar şiddetli düşersek bile, düştüğümüz yerden kalkmasını bildiğimiz sürece pes etmeyiz ve hep daha iyisi için devam ederiz.
Ayrıca kimseden yardım beklemediğimiz sürece daha güçlü oluruz. Çünkü beklentiler hep üzer..
Shakespeare'in tıpkı şu sözü gibi;
"Ben hep mutluyum neden biliyor musunuz?
Çünkü hiç kimseden bir şey beklemiyorum.
Beklenti her zaman zarar verir.
Hayat kısa, bu yüzden hayatını sev ve mutlu ol.
Gülümsemeyi sakın bırakma!
Kendin için yaşa ve konuşmadan önce dinle.
Yazmadan önce düşün.
Harcamadan önce kazan.
Dua etmeden önce inan.
Vazgeçmeden önce dene.
Nefret etmeden önce sev.
Ölmeden önce yaşa.." :)
