bugün biraz hastayım da yorum istiyorum😌
13| Yara
Reyhan'ın masasının üzerinden çantasını alıp "Çıkıyoruz." demesiyle oturduğum koltuktan kalkıp gerindim. Bugün aşırı sıkıcı geçmişti, çoğu zaman boş boş Reyhan'ın odasında oturmuştum hatta.
Eymen'in de odasından çıkmasıyla üçümüz asansörle giriş kata indik. Girişteki çalışanlara görüşürüz deyip dış kapının önüne geldik. Dönen kapıdan ben önde Eymen arkamda çıktıktan sonra daha ne olduğunu anlayamadan birkaç kamera üzerimize doğrultuldu. Flaşlar patlarken birden fazla muhabir ellerinde mikrofonlarla bir şeyler söylemeye başladılar. Reyhan hemen dışarıdaki güvenliklerin yanına giderken bende Eymen'in önünü tamamen kapatıp yaklaşmaya çalışan habercileri ondan uzaklaştırmaya başladım.
"Eymen Bey ortaklık yapacağınızı duyurduğunuz Amerika'da ki X şirketi ihaleye hile karıştırdığınızı duyurdu, doğru mu efendim?"
"Eymen Bey X şirketinin yöneticisi Alice Bennett hakkınızda birçok paylaşım yaptı. Hileniz açığa çıktığında X şirketi çalışanlarını apar topar binadan attırmışsınız, doğru mu acaba?"
"Efendim bir açıklama yapacak mısınız Alice Bennett haklı mı?"
"Sessizliğiniz bir kabulleniş mi Eymen Bey?"
Aynı anda o kadar çok muhabir konuşuyor ve hepsi bambaşka bir iftirayı öne sürüyordu ki.. Şok içinde arkamdaki Eymen'e bir göz attım. Yüzü tabi ki ifadesizdi. Ama artık anlayabiliyordum. Boş bakışlarının arkasında sinir vardı. Öfke kendini belli ediyordu ama bunu yalnızca ben anlayabiliyordum şu an.
Reyhan diğer güvenliklerle beraber gelip muhabirleri "Eymen Bey hiçbir açıklama yapmayacak arkadaşlar, gitmenizi rica ediyoruz." diyerek uzaklaştırdı.
Gidenlerin arkasından bakıp öylece duran Eymen'e döndüm. "Ne yapacaksınız efendim?"
Birkaç saniye yüzüme bakıp yanımdan sıyrılarak önüme geçti. "Yapmam gerekeni."
Sırıtıp arkasından ilerlerken hiç beklemediğim bir şey oldu. Ne ara saklandığını göremediğim muhabirlerden biri koşarak Eymen'in suratına yumruk attı. İkinci bir yumruğu atmasına izin vermeden kollarından yakalayıp geriye savurdum bedenini. Yere düşen adamı umursamadan yüzü yana düşmüş Eymen'e yaklaştım.
"Eymen Bey iyi misiniz?" Hafifçe çenesinden tutup yüzünü kendime çevirdim. Sabit yüz ifadesiyle öylece bakıyordu ve patlamış dudağından akan kanlar kendini belli ediyordu.
Birkaç güvenlik gelip diğer adamı alıp götürürken Bahri'yle ikimiz Eymen'i arabaya bindirmiştik. İşi biten Reyhan'ın da gelmesiyle yola çıkmıştık.
Dudağından akan kanlara dokunmayan Eymen'i izlemiştim yol boyu. Sanki hiçbir şey yokmuş gibi çenesinde kurumuş kanları umursamadan tabletiyle ilgilenmişti.
Eve girer girmez kimseye bir şey söylemeden odasına çıkmıştı. Reyhan yalnız bırakmam gerektiğini söylese de İrem'den bir ilk yardım çantası istemiş, odasının önüne gitmiştim. Kapıyı tıklatmama rağmen ses gelmemişti. Yine de -bu cesaret nereden geliyordu bilmiyordum ama- içeri girdim.
Üzerini değiştirmiş, yatağında bağdaş yapmış, elindeki aynayla dudağına bakıyordu. Geldiğimi görünce başını kaldırıp bana baktı hiçbir şey demeden. "Gelebilir miyim efendim?"
Elimdeki çantayı görünce başını salladı. "Gelebilirsin."
Yanına gidip karşısına oturdum. Çantayı açıp içinden gerekli malzemeleri çıkartırken dikkatle beni izliyordu. "Kardeşlerimden biri bu yıl liseye başlayacak, adı Mehmet." diyerek anlatmaya başladım. "Çocukluğundan beri kavgalara karışıp eve sürekli yara bere içinde dönerdi. Sürekli birileriyle kavga ediyor, yaralanıyor ve asla ders çıkarmıyordu. Bir gün kaşı patlamış..." elimdeki pamuğa biraz ilaçtan döküp hafifçe dudağındaki yaraya bastırdım "...bir gün dudağı patlamış, başka bir gün bileği burkulmuş olurdu. Evdeyken o kadar sakin ki aslında. Ne denirse yapar, gerekmedikçe konuşmaz, etliye sütlüye karışmaz tüm gün telefonuyla ilgilenir. O yüzden insan daha bir merak ediyor, bu çocuk evde böyleyken dışarıda niye böyle diye."
Ekşittiği yüzünden dolayı canının yandığını anlayınca hafifçe üfledim yarasına. Beni şaşırtıp anlattığım konuya dahil oldu. "Neden öyleymiş?"
Islattığım peçeteyle kuruyan kanları silmeye başlayıp "Bende bunu merak ettim." dedim. "Meriç'le beraber okuluna gittik. Yanılmıyorsam iki yıl önce falan olması lazım. O gün Mehmet şimdiye kadar hiç yemediği kadar dayak yemişti. Müdür arayıp çağırmasa haberim olmayacaktı. Okula bir gittik, hem kaşı hem dudağı patlamış. Yüzü mosmor, elleri kan içinde. Düşünebiliyor musunuz 12 yaşında çocuk yaşıtlarıyla kavga ederken dayak atmaktan, dayak yemekten o hale gelmiş."
"Okuldan atılmadı mı?" dedi gözlerini kırpıştırıp. Hikayeyi merak ediyor olması beni gülümsetirken başımı iki yana salladım.
"Meriç'le bir olup saatlerce yalvarmıştık müdüre atılmaması için. O gün okuldayken ne Mehmet ne de kavga ettiği çocuklar olayı anlatmamıştı. Bizde haliyle eve gelince Mehmet'i sıkıştırmıştık. O da bir şey söylemeyince ertesi gün sınıf öğretmenini arayıp öğrendim. Meğer çocuklar Mehmet'i 'yetim, öksüz' diyerek kışkırtmışlar. Kavga bu yüzden çıkmış."
Dudağına krem sürmek için çantayı karıştırırken "O zaman Mehmet bunca zamandır bu tarz şeyler yüzünden mi kavgaya karışıyormuş?" dedi.
Bulduğum kremin kapağını açarken "Yoo." dedim gülerek. "O gün öyle denk gelmiş. Mehmet Gürcan'a biraz daha düşkün, Gürcan onu sıkıştırınca öttü her şeyi. Aslında çok sinirli bir yapısı varmış beyefendinin de evde bize belli etmek istemediği için telefonuyla ilgileniyormuş." Eymen şaşırıp kaşlarını kaldırınca gülümsedim, kendini kasmıyor rahat davranıyordu. "Tabi sonra kızdık ona biraz. Kavganın şiddetin çözüm olmadığını söyledik. Anlamış gibi duruyor ama bakalım, ergenlik yılları daha yeni başlıyor."
Dudağına iyice sürdüğüm kremin kapağını kapatıp geri çantaya koydum. "Kardeşlerin çok.. renkli insanlarmış." dedi sessizce.
Aramızdaki yakınlığı umursamadan "Bir gün sizinle de tanıştırmak isterim onları." dedim.
Dudağı hafifçe kıvrılır gibi olsa da hemen eski haline döndü. Ben yataktan kalkarken "Dudağım-yaramla ilgilendiğin için teşekkür ederim Hazar."
Odadan çıkmak üzereyken gülümseyip "Dudağınız-yaranızla ilgilenmek benim için çok keyifliydi Eymen Bey."
Umarım abartmamışımdır.
.
aklımda bir sonraki kurgu için uke x uke var ama hayırlısı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say Yes To Me | bxb
Romansa[TAMAMLANDI] Ben onu dışarıdaki tehlikelerden korumak için görevlendirilmiştim, aşık olmak hiç hesabımda yoktu. - Başımı eğip altımdaki Eymen'e baktım. Gözlerinde gerçek korkuyu görebiliyordum. Yutkunup daha sıkı tuttu gömleğimi. Gözlerimiz birbirin...