- Öğrenilmiş Çaresizlik -
Aç halde bir köpek balığı akvaryuma koyuluyor. Karşısına da yiyebileceği bir balık koyuluyor. Ve bilim insanları arayı cam bölme ile ayırıyorlar. Köpek balığı ve karşısında balık var, o durumdaki başarının anlamı o balığı yemek. Köpek balığı hemen harekete geçiyor ve balığı yemeye çalışıyor. Ama kafasını cama çarpıyor ve şaşkın bir halde kalıyor. Deniyor, çarpıyor birkaç denemeden sonra artık ne yaparsam yapayım bu balığı yiyemeyeceğim diye inanıyor ve deneme cesaretini kaybediyor. Başaramayacağım diye kendisini bırakmaya başlıyor.
O sırada bilim insanları deneyin ikinci aşamasına geçiyorlar, aradaki cam bölmeyi kaldırıyorlar. Ve köpek balığının ne yapacağını beklemeye başlıyorlar. Daha önce gerçek bir çaresizlik vardı, ama deneyin ikinci aşamasında sahte bir çaresizlik var. İsterse yapabilecek durumda, denerse alabilecek durumda, ama köpek balığı aç olmasına rağmen, nasıl yapacağını bilmesine rağmen küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmıyor.
Köpek balığının yaptığı şey ise birkaç denemeden sonra pes etmek ve asla başaramayacağına inanmak. Kolay pes etmek ve başaramayacağına inanmak, sizi doğrudan başarısızlığa götürür. Bizler hayatın her alanında sürekli bir şeyler için çabalarız. Bazen olumsuz bazen olumlu sonuçlar alırız. Fakat olumsuz sonuçlar aldığımızda birçoğumuz pes ederiz.
Fakat, belki de tıpkı bu köpek balığı deneyindeki gibi son aşamaya gelmiş, artık hedefimize ulaşacak seviyedeyizdir ama bizler pes ederek yolun en başına dönmeyi tercih ediyoruz. Pes etmediğimiz ve inandığımız sürece başaramayacağımız şey kalmaz. Ama biz insanlar pes etmeyi kolay bir yol olarak gördüğümüz için pes eder ve hatta en çok istediğimiz şeylerden vazgeçeriz.
Bu durumun bizden ne çok şey aldığını, bize ne çok şey kaybettirdiğini ise fark ettiğimizde her şey çok geç olmuş oluyor. Ama ne kadar geç olursa olsun nefes aldığımız sürece umut var.
"Life goes on." (Hayat devam ediyor.)
"Ve biz yine, yeniden ayağa kalkıp yola devam ediyoruz.."