16.Bölüm

16 4 0
                                    

                        - Hayal Kırıklığı -

Bazı şeyler gerçekten unutulmuyor. İyi gününüzde veya kötü gününüzde, hiç fark etmez. Söylenen bir söz, omuzuna dokunan bir el, ayağınıza dolanan bir ayak, uzatılan bir el, çevrilen bir baş hiçbiri unutulmuyor. Öyle günlerde nerede durduğunuz ve ne yaptığınız o kadar önemli ki, Belki de size en büyük hayal kırıklıklarını yaşatıyor.

Tolstoy der ki;

" Bazı insanlarla iki kez tanışırsın.."

Güvendiğim insanların değişmesinden nefret ediyorum. Keşke tanıdığım insanlar, ilk tanıdığım gibi kalsaydı. Ama bu değiştiremeyeceğimiz bir gerçek.

" Kimseden bir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum. "

(Şeker Portakalı)

Şurada bunu söyleyebilirim ki, aslında bu biraz da bizim elimizde. Bir insana gerçekten hak ettiğinden fazla değer verdiğimizden. Bu insanlar bize soğuk davrandığı an gözlerimiz doluyor.

Çok fazla değer veriyoruz, çünkü değer sanıyoruz. Hayal kırıklığı yaşamak istemiyorsanız, çok fazla değer vermeyin. Her şey dozunda olsun, dozunu fazla kaçırırsanız eğer, kendi çıkarları için sizi kullananlar, size ihanet edenler olur.

Onlarla her şey iyi gidecek diye, iyi giden her şeyi onlar için kaybediyoruz. Sadece bu değil, hayatımızın her alanında hayal kırıklığı yaşıyoruz. Çıkmaza giriyoruz, mutsuz oluyoruz, içimizde tuhaf sıkıntılar oluyor, belli belirsiz duygular yaşıyoruz. Daha bunun gibi birçok şey.

Hayatımızda birçok insan girip çıkıyor, o yüzden çok bağlanmamamız gerekiyor. Bağlandığınız zaman emin olun kaybeden siz olursunuz. İnsan büyüyor, öğreniyor, gelişiyor. Anaokul, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite derken meslek sahibi olup evleniyorsunuz, çocuğunuz oluyor. Peki hayatınızı yaşayabiliyor musunuz?

İnsan büyüdükçe sorumlulukları artıyor. İnsanlar hayatın gerçek yüzünü görüyor. Sokaktan küçük bir çocuk geçtiği zaman bile, keşke ben o çocuğun yerinde olsam diyoruz. Neden, çünkü o çocuk daha küçük, saf, temiz kalpli, daha hayatın ne olduğunu bile bilmiyor. Hepimiz o küçük çocuğun yerinde olmak istiyoruz. Kendinize her zaman vakit ayırın, zamanımız yok diyoruz ama aslında zaman çok sadece bir zamanı düzgün kullanmıyoruz.

Zamanı hep boşa harcıyoruz. Değmeyecek insanlar için zamanımızı boşa harcayıp ömrümüzü çürütüyoruz. Benim anlatmak istediğimde tam olarak bu, hayatınızı değmeyecek insanlar için boşa harcamayın, kendiniz için ayırın, sadece kendinizi düşünün. Emin olun sizin onu düşündüğünüz kadar, o sizi düşünmüyor. O yüzden kendiniz olun, başkaları için değişmeyin ve hayatınızı yaşayın.

Çünkü hayat başkası olmak için çok kısa..

 SEN KENDİN BİR MUCİZESİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin