Hipnozu bilirsiniz. Birine istediğinizi yaptırabilirsiniz. Her türlü şeyi. O kişi farkında değildir ne yaptığını, kontrolü sizin elinizdedir. Onu istediğiniz gibi manipüle edebilirsiniz, parmağınızda oynatabilirsiniz.
Hipnoz etmek için belirli bir zaman gereklidir. Göz teması kurulmalıdır. Filmlerde kolye falan var onların hepsi hikaye. Asıl olay göz teması. Temas kuruldu mu, gerekli zaman da ayarlanırsa; uygun koşullar altında hipnoz etki eder. Hayır bunları internetten araştırmadım. Kendi engin bilgilerim. Siz cahiller arasında böyle bilgiliyim. Kahretsin.
Hipnozun etki süresi herkese göre değişir. Yapan kişiye, uygulanan kişiye, dışarıdan etkileyen gözlemci kişiye göre de farklılık gösterir. Peki bundan öte bir soru var. Hipnozlar ne ile sonlanır?
Koltuğun arkasından uçan bir İdil'le sonlandırılabilir.
Koltuğun arkasından fırladığımda neden orada olduğum hakkında hiçbir mantıklı açıklamam yoktu. Çıkarken de herhangi ufak bir şey düşünmemiştim, sadece gelen sesler rahatsız ediciydi.
Orada olanların hipnoz olduğunu anlamamın nedeni, bilirsiniz, seslerdi. Ya da Çağkan benimle dalga geçiyordu. İkinci seçeneği düşünmek kafamı duvarlara sürtme isteğimi arttırdığı için onu görmezden geliyordum.
Ekin beni gördüğünde ayağa fırladı.
"Senin burada ne işin var?!"
"Oturuyordum."
"Koltuğun arkasında mı?"
"Benim fantezim o belki. Sana ne? Sana mı soracağım?"
"Ay git istediğin yere otur. Ama bizi rahat bırak."
Bunu dediği gibi Çağkan'ın kelimenin tam anlamıyla üstüne çıktı. Orada daha fazla duramayacağımı anlayınca dışarı çıktım.
Bu kız niye böyle gerzekti? Ayrıca hipnoz yapmayı nereden öğrenmişti? Kafamda sorular vardı. Asya bitmiş bir de bu başlamıştı. Tam yazım güzel geçiyor derken bir pürüz çıkıyor ve her şeyi mahvediyordu.
Bu sefer biraz da kendim kaşınmıştım. Yani, bana öyle bir mesaj gelse ben de heyecanlanırdım. Ama, ama bu yaptıkları kendisinin hatası.
Hayır İdil, senin hatan.
Selam İço.
Bana bak sen kendini ne zannediyorsn? İço falan ayıp oluyo-
Sus tamam. Gözlerimdeki oluştuğunu bile fark etmediğim yaşları elimin tersiyle sildim. Arkadan Çağkan'ın sesini duydum.
"Neden ağlıyorsun?"
Ona bakmasam da sırıttığını hissediyordum. Ona bu kozu vermemeliydim ama her şey ortadaydı. Belki de ben, yalan ustası, müthiş yalanlarımla kurtulabilirdim.
"Ağlamıyorum."
Kendime çak bir beşlik *self five*
"Ağlasan da ağlamasan da ben yine de içeridekileri açıklayayım. Kendin kaşındın."
Önümdeki masaya yaslandım. "Haklısın. Ne bekliyordum ki?"
"O kızın çok ciddi problemleri var. Hipnoz da ne demek? Nasıl yapabiliyor?"
"Nerede şu an?"
"Bilmiyorum, banyoda falandır."Ona döndüm.
"Ne yani kızı evin içinde öylece bıraktın mı?"
"O bir insan İdil, köpek değil."
İster istemez gülümsemeye çalıştım. Çağkan bana doğru yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
HumorBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...