Gözlerimi çalan alarm ile zar zor açtım. Bu bende alışkanlıktı, bir işim olmasa bile her zaman 7 'de kalkardım. Bu saçma alışkanlığı ne zaman ve niye edindim, onuda bilmiyorum . Kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltı yapmaktan keyif almazdım. Gerçi hiç bir yemeği yemekten keyif almazdım. O sofrada çeşit çeşit yemekler olurdu ama ben hep yalnız otururdum. Dolabın karşısına geçtim ve içinden Siyah bir eşofman ile Üzerine ejderha desenli gri bir tişört aldım ve giydim. Dün eve geldiğimde babamlar çoğu eşyasını toplamışlardı, Büyük olan eşyalar burda kalıcakmış. onlar eşyalarını fransadan tutup ayarlamışlar. Tabi ben bunları hizmetçilerin dedikodu yapmasıyla öğrendim. 8 'de uçağa binecekler. Üzülüyorum. Belki bana kötü davranıyorlar, istemiyorlardı ama en azından varlıklarını hissediyordum. Şimdi oda olmicak içimde belki beni affederler diye hep Bir umut vardı. Artık yok. Anne ve babalar kimsenin yerini tutmuyor. Onların verdiği güveni kimse vermiyor, Tıpkı onların verdiği acıyı kimsenin vermediği gibi.Bu gün yapıcak bir şeyim yoktu her zamanki gibi. o yüzden biraz yürüş yapmak istedim. Üstüme yazlık montumu giydim ve sahile doğru yol aldım. Uzunca bir süre sahilde yürüyüp, bundan sonra ne yapmam gerektiğini düşündüm. Sahi ne yapıcaktım ben? Okuldaki başarım sıfırdı. Çalışmak istesem becerebileceğimi hiç sanmam. Bide şu İsimsiz mezar konusu var. Bu gece gidip mezarı açıcaktım. Geçen akşam adamlar 11 yada 11 buçuk gibi gelmişlerdi. Eğer gene aynı saate gelirlerse yakalanabilirdim ve bu benim için tehlikeli olur. Sonuçta tanımıyorum onları. Bana zarar verebilirler. Yürümekten yorulunca, boş bulduğum Bi banka oturdum. Cebimden telefonumu çıkardım ve erdemi aradım erdem babamın adamlarından biriydi ve onu benim başıma musallat etmişti. onlar fransaya gidicekleri için benim yanıma erdemi bırakmışlar, bana göz kulak olsun diye. İlk öğrendiğimde şaşırmıştım. Beni normalde düşünmezlerdi. Bu hareketleri beni şüphlendirip meraklandırmıştı ama daha sonra üstünde düşünmeyi bıraktım. Bundan sonra onları umursamicaktım. Telefon uzun bir süre çaldı açmicağını düşünüyordum, tam kapatıcakken telefonun karşı tarafından bir ses geldi.
" Buyurun Nilay hanım. "
" erdem, Bana yardım etmen gerek. akşam saat 10' da atıcağım mesajdaki yere gel, bide gelirken senden isteyeceğim malzemeleri getir. Ha unutmadan babama hiç bir şey deme. "
" Nilay hanım,sizinle ilgili her şeyi bildirmek zorundayım. üzgünüm, ama babanıza demem gerek. "
Bende salaktım ya erdem, senin benim dediğimi sorgusuz yapıcağını düşünüyordum.
" eğer babama bir şey söylersen erdem, bende gider senin babamın kasasından aldığın paraları derim. üstelik benim kanıtımda var."
Kısa bir sesizlikten sonra kısık bir ses ile,
" peki Nilay hanım. nasıl isterseniz."
Dedi. Konuşma bittiği için telefonu kapatım. O mezarın içinde ne var? adamlar orada ne yapıyorlardı? Çok merak ediyordum. Şimdilik işim bittiği için yoldan bir taksi çevirdim ve babamlarla yaşadığımız evin adresini verdim. Eve gidip bir duş alıcaktım, sonrasında ise uyuyacaktım. beynimin uyuşmasına ihtiyacım var, Yoksa çok fazla düşüncem. Camdan dışarıyı seyrederken kalbime gene o tanıdık sızı girdi. Bu niye oluyor bir türlü anlamıyorum. İnanın bu sızıyı anlatmak çok güç. tek diyeceğim şey berbat bir duygu, sanki kalbimi paramparça etmek isteyen birinin avuçları arasında hırpalandığını hissediyorum. Taksi evin önünde durduğunda, Ücretini ödedim ve taksiden indim. Hızlıca eve girip, odama çıktım. Hizmetçilerin oradan oraya koşuşturmasından, kahvaltının hazırlandığını anlamıştım. büyük ihtimal annem ve babamda salonda masanın hazırlanmasını bekliyorlardır. Onlara görünmeden direk odama çıktım ve kendimi duşa attım . Uzun bir süre duştan çıkmadım.
Su bana iyi geliyordu. Yaklaş bir saat geçtiğinde, Banyodan çıktım ve üstüme rahat bir şeyler giyerek, yatağıma oturdum. Hizmetçilerden istediğim su ve hapı elime aldım ve hapı içtim. Yorganın altına girerek kendimi zihnimin karanlığına bıraktım.akşama kadar uyuyacağıma emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mezarlıktaki mucize
AventuraSadece yolda yürüyordum. Bu kadardı. Mezarlığın karşısından geçiyordum. sonra ansızın durdum. mezarlığa doğru döndüm. Neden bilmem içeriye girmek istedim. hislerimi tanımadığım, beni yargılamadan dinliyecek tek kişi varsa o da bu mezarlardan biridir...