Hayat sana bir yaşam sunar. Kader hayatını ele alır ve yaşamına karışır. Yaşam, özgürlük ve tutsaklık olarak ikiye ayrılır. Kader sana özgürlüğü bahşettiyse tadından yenmez ama tutsaklığı sana layık görürse işte o zaman işler değişir..💮
"Ne demek benimle evlenir misin? Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Başlarım senin pişmanlığına, sen kimsin ki bana bunu söyleyebiliyorsun?" Sinirle masayı yittirdim önümden. Ayaklarımı sarkıtıp zorla ayağa kalktım. Buradan bir an önce gitmem lazım. Zaten bir eşyam yoktu ayağımı hastane terliklerine geçirip kapıya doğru sarsak bir adım attım. Kolumdan tutulunca sertçe kafamı Ali'ye çevirdim.
"Eslem bir dur lütfen! Dinlemeden yargılıyorsun. Söz eğer kabul etmezsen, sözlerim hoşuna gitmezse bir daha karşına çıkmayacağım." Gözlerinin içine baktım doğru söylüyor mu? diye. "Yemin ederim." Dedi sonra da.
Kolumu sertçe kurtardım elinden. "Bunun bir açıklaması olamaz. Sen gelmiş bana açık açık 'sana göz koydum' diyorsun. " Sözümü kesti ve ellerini ret eder şekilde salladı.
"Hayır, hayır yemin ederim yok öyle bir şey. Anlatacağım he şeyi lütfen beni dinle. Lütfen Eslem." Derin bir nefes çektim içime. Nedenlerim var diyor, daha neredeyse bir hafta önce tanıştığım adam bana evlenme teklifi ediyor ama nedenlerim var diyor. Sinirli güdüm kendi kendime. Elimle yüzümü sıvazlayıp yavaşça kendimi tekrar yatağa bıraktım. Karşıma tekerlekli sandalyeyi çekip oturdu.
"Eslem" Duraksadı bir süre "Senden başka çıkış yolum yok. Anlatacaklarım sana şaka gibi gelebilir ama kesinlikle değil." Duraksayıp tepkime baktı.
"Benim bir toplantım var demiştim hatırlıyorsan, sonra da gitmiştim. O toplantıdaki kişiler senin burada olduğunu görmüşler ve benimle bir bağlantın olduğunu sanmışlar. Senin üzerinden beni tehdit ettiler."
"Nasıl bir tehdit bu? Senin ile aramada ne var sanıyorlar?"
"Ölüm ile ilgili. Bizi de sevgili, hatta yakında evlenecek sanıyorlar. Sana anca bu kadarını anlatabilirim eğer teklifimi kabul edersen sana devamını anlatırım, sana da ne istersen veririm." Kaşlarım çatıldı sözlerine. Tanımadığım bir adam uğruna ölecek miydim? Saçmalık!
"Kısacası beni kiralaycaksın öylemi, senin konuştuğun ağzınla, baktığın gözlerini yer değiştiririm defol git bir daha da karşıma çıkma ne biz böyle bir şey yaşadık ne senin ile tanıştık." Sinirle bitirdim sözlerimi. O'na defol git dememişim gibi ben ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Kapının kulpuna tutup aşağıya doğru çekmek üzereyken o'nun Sesiyle durdum.
"Annen çok hasta, eğer kabul edersen onu yaşata bilirim." Arkamı dönüp.
"İğrenç adam!" Diye bağırdım yüzüne doğru.
"Hem iğrenç hem yalancısın. Ben daha sabah konuştum annem ile sesi de kendisi gibi gayet iyiydi beni nerden vuracağını çok iyi biliyorsun ama beni kandıramazsın!" Diye bağırdım yüzüne doğru.
"Daha yeni hastalığı. Bende yeni öğrendim. Seni araştırırken." Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ya doğruysa söyledikleri. Aklım kalbimin tersini döktü dudaklarımdan.
"Sana inanmıyorum!"
"Tamam, inanma. Git yanına annenin. Okul işini ben hallederim. İzinlerini, gidiş gelişine kadar ben karşılayacağım. Söz."
Neydi bu çaba sanki annemin hasta da onu kabul ettirmeye çalışıyor. İçimden güldüm. Yoktur öyle bir şey dimi?"Tamam. Madem öyle hemen çıkış işlemlerimi yapalım o zaman. Hatta bir şey diyeyim mi? Sen'de gel benim ile annemin sapa sağlam ayakta durduğunu görünce yüzüne sert bir tokat atacağım çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi
Подростковая литератураBu benim hikayem değil. Bu Eslemin hikâyesi. Sizler bu hikayeyi okumaya hazır mısınız? Ben çok heyecanlıyım. Hadi başlayalım... 🌸 Yoldayım. Yürüyorum. Deli gibi yağmur yağıyor farkında değilim. Hasta olurmuydu...