Tanıtım

5 1 0
                                    

Karanlığın tam olarak içine gömülmeyen,loş bir sokak lambasının altından sakince yürüyordum. Bir elimde sigaram diğer elimde bitmek bilmeyecek karamsarlık ve intihar psikolojimin o anda başladyacağını haber verecek olan telefonum.

Günlerden pazar günü,çok stabil olan hayatıma ufak da bir renk katılması açısından kendi başıma bir gezintiye çıkmak istemiştim,yeni taşındığım ve yabancı olduğum şehirde güz mevsiminden kaynaklı daha sakin ve renksiz kıyafetlerle tamamlamıştım kombinimi. Üzerimde bir sweatshirt altımda bol bir pantolon, aynada kendime bakarken yakıştırdığım ama şuan düşününce bile yüzümün kızardığı bir montum ve ufak tefek bir kaç yüzüğüm vardı.
Evimden çıkıp sokağa adımımı atana kadar geçmem gereken merdivenler vardı ve o anı bekleyemeden yavaş adımlarla indiğim merdivende bir sigara yaktım,bu kadar acele davranmamın sebebi ise prensip meselesi olarak evin içinde kullanmayı tercih etmememden kaynaklanıyor. Üniversite öğrencisi olduğumdan evime uzak olan okuluma kadar olan yolu kat etmek ve kilometlerce yolu aşmak için şehrimde metrobüslerle ulaşımımı sağlasam da,bugün çok ekstrem yerlere gitmeden mahalleme yakın yerlerde bir tur atmak istedim ve yürüyüşe koyuldum. Haftasonun rahatlığıyla sokaklarda top oynayan çocuklarla selamlaşıp ufak şakalar eşliğinde yoluma devam ettim. Ama bir şeyler farklıydı sanki bugün, normalde her zaman geçtiğim sokaklar garip hissettiriyordu. Belki de sonbaharın gelmesiyle birlikte süregelen durağanlık ve hafif karamsarlık hissi içimi doldurmuştu,epey geniş ve çok katlı binalar üstüme üstüme geliyor,arabalar normalden hızlı hareket ediyordu sanki... Biraz rahatlamak için yakınlardaki bir banka oturup müziğimi dinleyip sakinleşmek istemiştim, fakaf hâla bir şeyler sanki yerine oturmuyor gibiydi. Sakinleşmek ve biraz müzik dinleyip durağanlaşmak için oturduğum bankın yanından geçen insanlar bana garipser ve bir o kadar da endişeli bir surat ifadesi takınıyorlardı. En sonunda yine böyle bir an yaşanırken altmışlı yaşlarında bıyıkları sararmış,saçları beyazlamış bir amcaya el işareti yaparak olayı idrak etmeyi çalışmıştım. Yaşlı amca bana yaklaşarak eğildi ve şunu sordu;
- Her şey yolunda mı pek iyi görünmüyorsun?
Bu soru beni biraz tedirgin etse de sorusuna hızla cevap vermeye çalıştım ve "Evet bir sorunum yok ama siz ve sizin gibi insanlar sürekli olarak bana bakıp tuhaf bir yüz ifadesi takınıyorlar." Diye yanıtladım sorusunu. Amca biraz daha suratıma baktı ve bankın boş kalan kısmına oturmayı tercih etti. Tekrar konuşmaya başladığında hiç beklemediğim bir soruyla karşılaşmıştım.
-Bir insan öleceğini anlayabilir mi sence?
Çok ani gelen bu soru bende ufak çaplı bir şok yaratmıştı.
-Ne demek istediniz tam anlayamadım?
Diye yanıt verdim yaşlı amcaya. Tekrar rahatsız edici gözlerle suratıma baktı ve beni baştan aşağı süzdü en sonunda ise şu cümleleri kurdu.
-Bu yaşına kadar hayatının en ufak anını bile pişmanlıkla geçiren bir insanın nasıl gözüktüğünü merak etmiştim. Diğer insanlarında sana bu amaçla baktıklarına eminim. Dedi ve bana konuşma fırsatı vermeden banktan kalkıp uzaklaştı. Neler yaşandığını çözememiş olmakla beraber süregelen olayların gerçeklikle bir bağlantısı olmadığını düşünmeye başlamıştım... Her başlangıcın bir sonu olacağı gibi bu başlangıç da bu şekilde son bulmayacak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MoríròHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin