Bölüm1

1.6K 93 90
                                    

Tekrardan Merhaba😊

Umarım beğenirsiniz iyi okumalar diliyorum🖤😊

Yazım yanlışlarım varsa lütfen o paragrafa yorum yapın düzelteyim. Bir sonraki bölümlerde daha dikkatli olayım.

Bol bol yorum yapın ve yıldıza basın lütfen sizleri seviyorum...

23 Mart 2022

Bir insan yaşarken kaç parçaya ayrılır. Kaç kez dünyası başına yıkılır, kaç kez yaşarken ölür, kaç kez Rabbin'den yana yakıla ölüm diler? On iki yaşındaki bir çocuğun günahı ne olabilir ki koca on yıl şiddete ve tecavüze maruz kalacağı bir hayat sınavı ona bahşedilir? Hiç birinin cevabı yok demi hepsi bir bilinmezlikten ibaret.

Bir çocuğun hayatını kim mahveder anne, baba, kardeş, arkadaş ya da şöyle sorayım bir baba on iki yaşındaki kız çocuğuna tecavüz eder mi? Bu acımasızlığı on yıldır şiddetle beraber sürdürür mü? Bu kötülüğü on yıldır sürdüren sözde öz babası olur mu?

Unuttuğu mutluluk kelimesini üç gündür yaşayan bir kız çocuğunun kalan tek bir dileği olur celladının ölmesi...

Üç gündür eve adımını atmayan celladımın ölmesini arzuluyordum şu saniyeye kadar da umudum vardı. Lakin telefona gelen bildirim sesi içimde ufacık kırıntı dahi koymadan tüm umutlarımı gram heves bırakmadan, bana sen bu hayata son nefesini verene kadar muhtaçsın der gibi gülümseyip kendisini sessiz sedasız uçurumdan aşağı bıraktı... Umut ve mutluluk sonsuza kadar bedenimi terk ederken alışık olduğum korku ve keder bedenimi yeniden esir aldı.

Son kez elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Komodinin üzerindeki telefonu alıp gelen bildirime baktım.

Güzeller güzelim özlemişsindir beni hasretimiz daha fazla büyümesin diye geliyorum yemek hazırlarsın babacığınaaa. Okuduğum iğrenç içerikli mesajla dizlerim beni daha fazla taşıyamadı. Kendimi yatağın üzerine bıraktım yine aklımdan çıkmayan sorular beynimi talan etmeye başladı.

Annem neden aniden bizi terk etmişti? Kız kardeşim neden bana inanmamayı tercih etmişti? Aklımdaki düşünceler ve ağlayan gözlerimle gözümün önüne gelen korku filmine daldım. Benim cılız bedenim on yıl o kadar şeye nasıl dayanmıştı?

Kapının sertçe açılması ve içeriye giren celladımla aniden yerimden sıçradım.

Başlıyor benim sebebini bilmeden mahkum olduğum hayatım.

"HANİ LAN YEMEĞİM?" Hiddetle üzerime doğru gelen katile korkuyla ve tepkisizce bakıyordum.

"Be.n un..utt..um" Yarım yamalak sözlerimin ardından sağ yanağımdaki acı ile yere yığılmam bir oldu. Eğilip saçlarımdan tuttu.

"AHH BIRAK NE OLURSUN ACIYOR BIRAK!" Acı haykırışlarımı her zaman olduğu gibi yok sayıp beni yerden kaldırıp sürüklemeye başladı.

"Unuttun ha, unuttun demek? Şimdi vereceğim dersten sonra bir daha benim isteklerimi unutman mümkün olmayacak." Acı haykırışlarımı katran dönmüş yüreği ve pisliklerle donanmış beyni yok sayıyordu. Bana kinini kusan ses tonu ile cümlelerini söylüyor o lanet odaya sürüklüyordu.

Odaya yaklaşınca aniden saçımdan çekti ağzımdan tüm evi inletecek acı dolu bir çığlık koptu. "AHHHHHH!" Oda kapısını açıp beni paçavra gibi yere fırlattı. Alışık olduğum diz acısına bu defa sesim çıkmadı. Tekrar saçımdan tutup ayağa kaldırdı bu defa yatağa fırlattı ağlayan gözlerle ona baktığımda gözlerinde yine her zamanki duyguyu gördüm NEFRET!

On iki yaşındaki bir çocuğun suçu ne olabilirdi ki baba bildiği ona nefretle bakardı, ona bu kötülüğü yapardı?

Üzerime gelip tişörtümü çıkarıp yatağa yatırdı her bir hareketinde ateşe basmışçasına canım yanıyordu. Mahkum olan bedenimin kollarını yatağa kelepçeledi. Gözlerimi sıkıca kapatıp içimden kendime ve kaderime lanet ederek olacakları bekliyordum. Ben buydum işte buyum ben çaresiz, aciz bir kul...

SEMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin