25

7.7K 694 140
                                    

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen 🥺 okumayı çok seviyorum fakat yorum bulamıyorum ☹️

••••

Yemeğimin son dokunuşlarını yaptım ve uzaklaşarak görüntüsüne baktım. Oldukça şık ve güzel duruyordu bence. Gerçekten güzel duruyor mütevazi olmayacağım.

Bugün benim için özel bir gündü. Bazıları için önemsiz gelebilirdi bu durum ama ben her sene bugünü kutlayarak iyi hissetmeye çalışırdım.

Bu sene ise çok daha iyi hissedecektim. Çünkü günün asıl sahibi sevgilimdi. Onu ilgilendiren bir gündü ve bu sene onunla kutlayacak olmak inanılmaz bir heyecana kapılmama sebep oluyordu. Umarım bu geceyi batırmazdım.

Batıracağımı sanmıyordum ama bu gece sonunda yağacağım şeyden sonra bayılmamama ihtimalim sıfırdı ve en çok bundan korkuyordum.

Ben kendi kendime hayallere dalmaya başlamışken kapı zili çalmış ve hayal aleminden uzaklaşmam gerektiğini bana hatırlatmıştı. Hazırladığım masanın yanından ayrılarak kapıya doğru ilerledim. Kapının yanındaki aynadan üzerimi son kez kontrol ettim. Siyah bir tişört üzerine siyah gömlek ve üzerinde beyaz lekeleri olan siyah bir pantolon giymiştim. Baştan aşağı simsiyahtım ama bu rahatsız edici bir tonda değildi. Saçlarımın bir kısmını arkada toplamış, kahküllerimi düzeltmiştim. Beni beğenmesini çok istiyordum.

Bir kez daha kapı çaldığında yine kendi alemime daldığımı anladım. Dikkatim çok çabuk dağılabiliyordu ve bu huyumdan nefret ediyordum. Sonunda kendime gelebildim ve derin bir nefes alarak kapıyı açtım.

Ancak nefesimi vermek çok ama çok zor olmuştu. Karşımda tüm güzelliği ile dikilen adam bana her seferinde bu heyecanı mı yaşatacaktı? Kalbim fırlayacak gibi hissediyordum.

"Hoş geldin hyungie." Dedim sesimi toparlayarak. Sesimi duyduğu anda gülümsemesi tamamen genişlemiş ve uğruna öleceğim kare gülümsemesini bana sunmuştu.

Kapıdan çekildim ve eve girmesine müsaade ettiğimde arka tarafındaki çiçeği çıkarıp bana uzatmış ve kapıyı kapattığı anda kollarını belime sarmıştı. Ellerim refleksle boynuna gittiğinde o da başını boynuma yaslayıp derin bir nefes çekmişti içine.

"Hoş buldum güzel sevgilim." Dedi boynuma değen dudaklarıyla. Bayılma Jungkook, sakın bayılma. Bugünü mahvedemezsin. Cesaretini toplaman gerek. O artık senin sevgilin, yabancı gibi hissetmesine izin vermemelisin.

Cesaretimi toplamak adına kendi kendime yaptığım içsel çatışma sonrası biraz daha iyi hissediyordum. Elimdeki çiçekleri, Taehyung'dan ayrılmadan girişteki dolabın üzerine koydum ve yine ona sardım kollarımı. Kokusunu içime çektim derin bir şekilde. Gülümsediğini hissediyordum. Boynumdaki dudakları gerilmişti çünkü.

"Seni özledim." Dedim iç çekerek. Kollarını daha sıkı sardı belime. Çok fazla yakındık ve kalbimin atışını çok net hissediyordu. Ben de onunkileri tabii ki. Tanrım, bu mükemmel bir histi.

"Ben de seni çok özledim." Hafif geriye çekilerek. Gözleri yüzümün her yerini ezberlemek ister gibi hareket ediyordu. Elini yanağıma koydu ve elmacık kemiğimi sevdi bir süre. Gözlerimi kapatıp ellerine bırakmak istedim kendimi. Ama yapamazdım çünkü bugün özel bir gündü.

"Hadi gel." Dedim ondan uzaklaşarak. Beni onayladığı sırada eline uzanarak parmaklarımızı birbirine kenetledim. Şaşkınlıkla bana bakmaya başladı. Elinden çekiştirerek mutfağa, hazırladığım masaya doğru getirdim onu.

"Harika görünüyor. Hepsini sen mi hazırladın?" Hızlı hızlı başımı sallayarak onu onayladım. Heyecanlı halime gülümsedi. Elimle işaret verdim oturması için. O masaya geçtiğinde tezgaha yöneldim ve yemekleri masaya geçirdim.

THE FANBOY|TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin