Tren

780 92 62
                                    

Hissettiğim parlamayla gözlerimi yavaş yavaş açtım.Tam önümde duran bir çift küçük siyah göz şaşkındı.Gözlerimi birkaç kere kırpıştırdığımda elindeki telefonu kapattı.Ağzındaki şekeri sapından tutup çıkardı.

"Sadece manzarayı çekmek istemiştim.Flaşım açık kalmış,özür dilerim."

Elimi ağrıyan kafama götürüp önüme döndüm.Trende olduğumu fark ettiğimde camdan dışarı baktım,gün batmak üzereydi.Bakışlarımı yanımdaki çocuğa çevirdim.Hala bana şaşkın bakarken etrafı inceledim.

"Buraya nasıl geldim?"

"Anlamadım?"

"Trene ne zaman bindim?"

Kafasını iki yana salladı.

"Bilmiyorum.Ben geldiğimde uyuyordunuz."

"Nereye gidiyoruz?"

"Daegu'ya."

"Daegu mu?"

"Evet."

"Babam..."

Kendi kendime fısıldarken duraksadım,başımdaki ağrı çok şiddetliydi.Kafamı tuttuğumda yanımdaki çocuk gözlerini kısarak yüzümü inceledi.

"İyi misiniz?"

"Başım."

Elindeki şekeri gösterdi.

"Aç mısınız?Kan şekeriniz düşmüş olabilir.Başka şekerim var ister misiniz?"

"İstemiyorum."

"Pek iyi görünmüyorsunuz."

"Bak çocuk-"

Konuşacağım sırada ayağa kalktı.Gözlerim altındaki ekoseli eteğe takıldı.Saçlarında da yer yer pembelikler vardı.Dudakları parlak,üzerindeki beyaz tişörtünün bir omzu açıktaydı.Kıyafeti alışılmışın dışındaydı.

Koltukların üzerindeki kabinden çantasını alıp içinden peçete çıkardı.Yanıma oturup yüzüme yaklaştığında geri çekildim.

"Ne yapıyorsun?"

"Kaşınız kanıyor."

Elimi kaşıma götürdüğümde hissettiğim ıslaklığa baktım.Kan gördüğümde ayağa kalktım.Onu itip koridora geçtiğimde kadın görevlinin elindeki kahvenin bir kısmı üzerime,bir kısmı da yere döküldü.Bakışlarım ona döndü.

"Dikkat etsene."

"Özür dilerim efendim."

Öfkeyle soluyup yürümeye başladım.Birkaç adım sonra önüme düşen su şişesine bastığımda ayağım kaydı.Düşmemek için koltuklara tutundum.Yan koltuktaki adam eğilip yerdeki şişeyi aldı.

"Kusura bakmayın."

Boşverip hızlı adımlarla yürümeye devam ettim.Vagonun sonundaki tuvalete girip kapıyı kilitledikten sonra aynaya baktım.

Kaşım kanıyordu.Dudağım yara,sol gözümün altı mordu.En son Jinyoung'la konuşmuştum,gerisini hatırlamıyordum.

"Bunlar ne zaman oldu?"

Ellerimi kafama götürdüm.

"Neden buradayım?"

Kafamı sıkıp sağa sola yürümeye başladım.

"Niye hiçbir şey hatırlamıyorum?"

Birkaç dakika düşündükten sonra anladım.Hiçbir şey hatırlamayacak kadar içmiş olmalıydım.Alkolün etkisiyle birileriyle kavga etmem büyük ihtimaldi.Babamı görmek için Daegu'ya tren bileti aldım ve şimdi de buradayım.

Passenger | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin