<19>

86 14 6
                                    

oy vermeyi unutmayin

********

"Ya al işte şunu amk."

"Lan sen salak mısın? Çok basit şeyler olmasın ya." bu salak Hyunjin'le beraber Jisung'a hediye almaya gitmiştik. Hyunjin'i alma sebebim ise Hyunjin hediyelerden çok iyi anlar. Ama çok basit şeyler seçiyor.

"Şunu mu alsam?"

"Hayır abi hediye olarak şort götürülmez." dedi Hyunjin.

"Lan ne alayım ben bu çocuğa." Hyunjin düşünmeye başladı.

"Buldum!"

"Ne buldun?"

"Gel benimle."

********

"Tamam kanki hazırsın hadi yallah."

"Bana kanki deme."

"Bak söylerim ha benim seçtiğimi onları Jisung'a."

"Off tamam tamam. Görüşürüz." dedim ve arabaya bindim. Hediye paketini ise cebime koymuştum. Hyunjin'e aynadan baktığımda bana hâlâ el sallıyordu. En sonunda vaz geçip gitmişti. Bende Jisung'u almaya gidiyordum.

"Nerde kaldın." dedi arabaya binerken Jisung.

"Çok trafik vardı anca gelebildim." dedim. Jisung ön koltuğa oturduğunda önce onu bi süzdüm. Bu çocuk bu işi biliyordu.

"Ee nereye gidiyoruz?" Jisung kemerini takarken konuşmuştu.

"Hâlâ bu bir sürpriz." dedim ve arabayı çalıştırdım.

Jisung'un böyle sürprizlerden hoşlandığını veya hoşlanmadığını bilmiyordum. Ama hoşlanıyor gibiydi çünkü off falan filan dememişti.

Jisung şarkı açmıştı.

********

Arabayı park edip anahtarı cebime koydum.

"Geldik mi?" dedi Jisung.

Kemerimi çıkartırken "Evet geldik." dedim.

Jisung'ta kemerini çıkartıp arabadan inmişti. Bende arabayı kilitleyip Jisung'un yanına gittim.

"Vaay." dedi Jisung. Jisung'u baya ünlü bir yere getirmiştim. Ünlü olmasına rağmen fiyatlar ortalama bir fiyattaydı.

"Hadi içeri geçelim." dedim ve Jisung'un elini tuttum. Jisung ilk başta ellerimize sonrada bana baktı. Evet şaşırmıştı.

İçeri geçtiğimizde cam kenarında bir yeri rezerve etmiştim. Jisung deniz manzaralı yerleri çok severdi. (salliyorum bu arada boyle bisey varmi bilmiyorum.)

"Çok güzel." dedi Jisung. Jisung'a bakıp gülümsedim. Jisung bana döndüğünde kendine gelmişti.

Yanımıza gelen garson ilk başta menüyü verdi sonrada konuştu. "Ne istersiniz?"

Jisung biraz menüde göz gezdirdi.

"Ben karidesli güveç alayım."

"Siz?" dedi garson ve bana döndü.

"Hmm bende kalamar alayım o zaman." dedim. Garson menüleri alıp gitti.

"Teşekkür ederim Minho." dedi Jisung.

********

En sonunda hesabı ödeyip dışarı çıkmıştık. Saat 21:09'da gelmiştik, şimdi saat 01:57 olmuştu. Gerçekten çok fazla vakit geçirmiştik.

Arabaya bindiğimizde ilk başta Jisung konuştu.

"Teşekkür ederim Minho. Bu gece çok güzel geçti."

"Bir şey değil Jisung ve sana vereceğim birşey var." cebimden hediye paketini aldım.

"O ne?"

"Al bu sana." Jisung ona uzattığım paketi alıp hemen açmıştı. İçinden çıkan şey ise ortasında sincap deseni olan bir bileklikti. (pek anlatamadım ama(

Jisung ilk başta muhtemelen anlamamıştı. Ona daha sonra yine cebimde ki onunkinin aynısının ama tavşanlı olanını çıkardım.

"Bu ne?" dedi Jisung. Ondan bileziği alıp elini uzatmasını istedim. O elini uzatınca bileziği bileğine bağladım.

"Jisung bana söz ver lütfen. Bu bileziği bana sevgin bitene kadar çıkarmayacaksın."

"Söz. Ama inan ki bunu hiçbir zaman çıkarmayavağım." (sana söz yine baharlar gelecek.)

Gülüp arabayı çalıştırdım ve Jisung'u evine doğru sürdüm.

********

"Hadi son kez öpeyim." dedim.

"Off zaten hep öpüyorsun."

"Hadi n'olur." dedim. Jisung bana yaklaştı.

"Tamam tamam." ona kücük bir öpücük kondurdum.

Jisung arabadan indi ve gitmeden önce "Çok teşekkür ederim Minho." dedi.

"Görüşürüz." dedim. Jisung içeri girdi bende kendi evime doğru sürdüm. Arabayı sürerken yüzümde ki sırıtma hiç gitmedi. Onun mutlu olmasını seviyordum.

********

Tatlis bisey oldu bence

oy vermeyi unutmayin Allah askina

görüsürüüüz

heart to heart///minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin