Çok çok çok heyecanlıyım, o yüzden direkt bölüme geçelim.
Alttaki Hüsrev:)
'Baba' Diye bağırdı küçük kız çocuğu. Babasına doğru koşarken ayakları çıplak, dizleri yara bere içindeydi. Kızının sesini duyan Yüzbaşı Kocayürek bakışlarını hızla sesin geldiği tarafa çevirdi.
'Babam.' Diye mırıldandı, kızına bakarken. Onu belki de dünyadan çok seviyordu, hayır, onu dünyasıyla eşit seviyordu çünkü onun dünyası ülkesiydi. Yüzbaşı'nın gözleri ilk olarak kızının yara dolu olan bacaklarına çarptı. Korkuyordu. Kızına bir şey olacak diye öylesine korkuyordu ki, onu dışarıdan tanıyanlar bunu öğrense şaşar kalırdı ama biliyordu, babası yanındayken Efsun'a kimse bir şey yapamaz, yapamamayı bırak yanına bile yaklaşamazlardı!
Ama ya ben olmasam o zaman Efsun'u kim koruyacak, diye düşündü.
Yüzbaşı sert biriydi. Öylesine sertti ki, Dünya'nın en sert kayası bile onun yanında taş kalırdı. Askerler Yüzbaşı'nın karşısında titrer, nefes almaya çekinirlerdi. Yüzbaşı da bu makama gelmek için çok acı çekmemiş değildi. Belki de en çok acıyı o çekmişti.
'Baba.' Dedi bir kez daha kız. Yüzbaşı kızına baktı ve titrek bir iç çekti. Halt yemiş o acılar, diye düşündü Yüzbaşı, kızımın bacağı kanıyor daha kötü acı olabilir mi?
'Bacağına ne oldu Efsun?' Diye sordu Yüzbaşı. Kaşlarını çatsada sesini yumuşatmadan edememişti.
'Sen bizi unutma diye koştum babacığım, hem yanına ne kadar çabuk gelirsem o kadar çok vakit geçiririz.' Dedi Efsun, gülümseyerek.
'Kızım konuşmuştuk, ben kendimi unutsam sizi unutmam. Hem koşmaman lazım senin, düşüyorsun sonra güzelim annene ve bana ağlıyorsun.' Dedi Yüzbaşı ama Efsun onu umursamadan babasının boynuna atladı. Efsun, çıtkırıldım bir kızdı. Elindeki oyuncak bebeği yere düşse herkesi çıldırtacak şekilde ağlardı. Öyle bir kapasiteye sahipti. Sadece bir gün ağlamazdı Efsun, babasının döneceği gün. Sanki özel güçleri olan bir adam gelmiş Efsun'a ağlamama gücü vermiş ve gitmiş gibiydi, çünkü Efsun babasının döneceği gün dünyanın en güçlü kızı olurdu.
'Seni seviyorum baba.' Dedi Efsun, babasına sıkı sıkı sarılırken. Yüzbaşı büyük bir gülümseme yerleştirdi dudaklarına ve Efsun'a o da sarıldı.
'Galaksiler kadar miniciğim.' Diye fısıldadı Yüzbaşı ve Efsun da tekrar etti, 'Galaksiler kadar babacığım.'
Bir el vardı boğazımda, nefes almamı bile engelleyecek kadar kuvvetliydi bu elin sahibi. Ağlamama, bağırmama, yardım bile istememe izin vermiyecek kadar güçlüydü. Gecenin karanlığını taşımış o kapkara gözlerini üzerimden ayırmazken alayla bakıyordu bana. Güçsüz bir kıza bakar gibi, babasının intikamını daha alamayan bir kıza bakar gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İptila
Teen Fiction''Nefes kesicisin.'' Dedi fısıldayarak. ''Şimdi..'' Dedim, aynı ses tonuyla. Belimdeki bıçağı tek hamlede alıp boğazına yasladım, atar damarının tam üstündeki bıçağa korkuyla bakarken yüzüme sevimli gülüşümü takındım ve kulağına doğru yaklaştım. ''...