Medya Kim Taehyung namı değer yabancı.
110523
0256
__
"Jin masa ikinin yemekleri hazır onları ver ve sonra araya çıkabilirsin."
Namjoon hyungun dediği ile hızla yemekleri almış ve masaya bıraktıktan sonra afiyet olsun deyip günün en sevdiğim saatine geçmiştim.
İnsanları yorumlama saati; günün en sevdiğim saatiydi, çünkü kafeye gelen her türlü insanı gözlemleyip kendi kendime onlar hakkında yorumlarda bulunuyordum.
Hızla arka odaya geçmiş ve öğle yemeğimi alıp kimsenin dikkatini çekmeyen camlı köşeme geçmiştim.
Dışarda yağmur bastırmıştı ilk önce biraz yağmurun yağışını seyiretmiştim. Kış gelmişti artık havalar soğumuş insanları bir koşuşturmaca sarmıştı, ben de ise yine tık yoktu.
İki yıl önce başlamıştım bu kafede garsonluk yapmaya, iki yıl önce ayrılmıştım sevgilimden, iki yıl önce bırakmıştım uyuşturucuyu benim için hayatım iki yıl önce bitmiş gibiydi sanki değil mi?
Aklıma o günler gelirken önüme dönmüş ve kendime yeni insanlar aramaya başlamıştım, gözüme ilk önce beyaz bir elbise giymiş kız takılmıştı; önündeki kitabı okuyor bir yandanda az önce masasına bıraktığım kahvesini yudumluyordu bana karşı kibar davranmıştı, kahvesini bıraktığım anda dikkatle okuduğu kitaptan kafasını kaldırmış ve masum bir gülümsemeyle teşekkür etmişti.
Bazı müşteriler hiçbir şey demiyordu hatta bazen yüzümüze bile bakmıyordu bunlardan biride kızın çaprazında oturan çiftti, çiftte ilk dikkatinizi çeken şey fazlaca şık giyinmiş olmalarıydı; kadın üzerine geçirdiği mor elbise ve mor elbisesini süsleyen incili takılarıyla etrafa devamlı küçümseyici bakışlar atıp karşında oturan kocası olarak düşündüğüm adama bir şeyler diyordu, adam ise hiç oralı değildi önüne aldığı bilgisayarı ile bir şeyler yapıyordu arada karısının gösterdiği şeye bakıyor ardından tekrar bilgisayarına gömülüyordu.
O sırada kapı açılmış ve kapının üzerindeki zil çalmıştı. İçeriye giren adam herkesin dikkatinizi çekmişti kafasına geçirdiği beyaz fötr şapka ve siyah paltosu ile filmlerden fırlamış gibiydi, ilk önce elindeki şemsiyeyi kapatmış ve etrafa kısa bir bakış atmıştı dikkatimi yabancidan çekip etrafa verdiğimde ise herkes suskun bir sekilde yabancıya bakıyordu bilgisayarıyla meşgul olan adam, bütün dikkatini kitaba verdiğini sandığım beyaz elbiseli kız ve daha nicesi...
Yabancı ise hiç aldırış etmemişti, sanki alışmış gibiydi bir yere gittiğinde gözlerin onun üstünde olmasına, yabancı kapının önünde birkaç saniye dikildikten sonra köşeye genellikle kimsenin oturmadığı yere oturmuştu insanlar genellikle oraya oturmuyordu, çünkü yapay iki çiçeğin arasında cam olmayan duvar kenarı boğuk bir yerdi ama adam oraya oturduğu anda tuhaf bir şekilde güzel durmuştu o boğuculukta...
Herkes yine işine dönerken kafe yine gürültülü bir hal almıştı. Ben ise yabancıdan gözlerimi alamaz olmuştum; ilk önce şapkasını çıkarmıştı uzaktan gördüğüm esmer ten ve keskin gözler icimde tuhaf bir his yaratırken, üzerindeki siyah paltoyu çıkarmıştı şapkası ile aynı renk olan gri takımı ortaya çıkarken nefesimi tutmuş bir sekilde onu izliyordum.
Bende yarattığı tuhaf etki garip bir his bırakmıştı içimde nefes almayı unutmuş gibiydim, monoton giden hayatim bir an dalgalanmaya başlamıştı. Daha fazla yabancıya bakmadan önüme dönmüş ve yemeğime odaklanmaya çalışmıştım ama olmamıştı icimdeki meraka yenilmiş ve bakmıştım yabancıya önünde Namjoon hyung duruyordu, büyük ihtimalle siparişini alıyordu, Namjoon hyung çekildiğinde ise nefesimin tekrar kesilmesine neden olan o olay olmuştu; yabancı ile göz göze gelmiştik ikimizde sanki bir oyunun içinde gibi birbirimizden gözümüzü çekemezken onu galip yapıp gözlerimi ondan çekmiş ve hızla ayağa kalkmıştım, ayağa kalkmam ile sandalye geriye doğru sesli bir sekilde devrilirken kimsenin dikkatini çekmemiştim ama o gülmeye başlamıştı gülünce kaybolan gözlerinde bende kaybolmak istemiştim. O an hızla sandalyeyi kaldırmış ve arka odaya geçmiştim kalbim oldukça hızlı atarken elimi kalbime koymuş ve sakinleşmeye çalışmıştım ama olmuyordu kalbim yerinden çıkmak istiyordu o yabancı kimdi? bana ne yapıyordu bilmiyordum ama sevmiştim bu hissi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı / TaeJin
Fanfiction•Tek Bölümlük Hikaye• Bir Japon efsanesine göre; "eğer birisi yağmurlu bir günde size şemsiye verirse, kader ipleriniz sonsuza dek birbirine bağlanır."