"Caner, Hakan komutan seni çağırıyor."
Hasan'ı başımı sallayarak cevapladım. Şu anda boştuk ve ve herkes bir yere dağılmıştı. Ben de büyük ağacın gölgesinde takılıyordum . Burdan çıkınca neler olacağını düşünüyordum.
Hakan'ın beni bu saatte çağırmasının çok bir sebebi yoktur. Ya sex yapıcaktır ya da sakso çektiricektir.
Ayaklanıp üstümü sirkeledim. Büyük binaya doğru ilerledim. İlerken gözüme dış kapıdan içeri giren siyah lüks bir araba çarptı. Camları filmliydi.
Farkına varmadan adımlarımı yavaşlattım. Araba durup kapısı açıldı. Ve içinden oldukça heybetli , kasları giydiği beyaz gömlekten belli olan , uzun boylu birisi indi. Acaba kim diye demedem edemedim. Bir an gözleri bana kaydı. Ben ona baktığım için göz göze gelip bir kaç saniye bakıştık.
Neyse hayvan Hakan'ı daha fazla bekletmeyeyim. Sonra niye beklettin tribi yiyecez.
Adamdan gözlerimi çekerek önüme döndüm. Adımlarımı hızlandırıp Hakan'ın odasına ilerkedim. Kapıyı çalıp bekledim.
"Gir!"
Kapıyı açtım. İçerisinin boş olduğunu görünce asker selamı vermeye gerek duymadım. Ve direk yanına ilerledim. O da hala önündeki kağıtlara imza atıyordu.
"Hoşgeldin yavrum. Bir dakika bitiyor."
Bana dönmeden boştaki kolunu açtı ve beni kucağına çağırdı. Bende ilerleyip kucağına çıktım. Ata biner pozisyonda oturdum. Boştaki eliyle sırtımı okşuyordu. Bende kafamı omzuna koyarak gözlerimi kapattım.
Bir kaç dakika sonra kalemi masaya bırakıp diğer elini de belime koydu. Burnunu boynuma yerleştirip kokumu içine çekti.
"Çok seviyorum seni."
"Hmhm"
Artık ona onu sevdiğimi söylemiyordum.o da zaten pek aldırış etmiyordu.
"Naptın bugün bakalım?"
"Hiç oturuyordum gölgede."
"Aferin benim bebeğime."
Elleri yavaşça aşağıya inerek kalçalarıma indi. İki lobuda sertçe sıktı. Altıma git gide sertleşen aletiyle derin bir nefes verdim.
Aramızdaki cinsel çekimi bende bir zamanlar çok severdim. Ama Hakan sert severken ben tam tersi yumuşak seviyorum. Bunu sürekli dile getirsem de yine kendi istediği oluyordu. Bana da sadece acıyla inlemek kalıyordu.
Ram elini pantolonumdan içeri sokup çıplak kalçama değdirdiği sırada kapı çaldı. Altımdaki bedeni sinirle kasıldı. Sert bir soluk verip "bekle!" Diye seslendi. Ben de hemen ayaklanıp kendime çeki düzen verip masanın önüne geçtim. O da beni izleyip hazır olduğumda "Gir!" Dedi.
Kapı açılıp içeriye az önce dışarıda gördüğüm sivil kıyafetli adam geldi.
"Binbaşım. Ben Binbaşı Atakan . Memnun oldum."
Hakan da hemen ayaklanıp sahte bir gülümsemeyle ona elini uzattı. El sıkışıp yerleştiler koltuklara. Bense hala dikiliyordum.
"Yeni iş yeriniz hayırlı olsun binbaşım."
"Saolun."
Hakan hala yeni komutanla konuşurken, adamın gözleri bana kaydı ve boydan boya süzdü. Ben ise hala Hakan'ın beni göndermesini bekliyordum.
Hakan , adamın bakışlarını farkedince boğazını temizledi ve sert bakışlarla bana döndü .
"Sen çıkabilirsin asker."
"Emredersiniz komutanım."
Asker selamı verip dışarı çıkarken yeni komutanın gözleri hala bendeydi. Umarım başıma iş açmazdı.
Odadan çıkıp tekrar eski yerime büyük ağacın altına ilerledim. En sevdiğim yerdi burası. Sürekli burda zaman geçirirdim.
Burada oturarak diğer askerlere , eskiden çok yakın olduğum insanlara bakıyordum.
————//————
Yarın daha güzel bir bölümle tekrar karşınızdayız
Şimdilik ;
Hadi sağlıcakla 🫰🏻
