seer | teen wolf [1]

chapter fifty six: the bet

"Hepiniz nasıl aynı anda orada olabildiniz?" Rafael Mccall, karşısında oturan gruba sorarken Stiles konuştu. "Tesadüfen." Adam inanmamış gibi kaşlarını kaldırırken tekrar sordu. "Yani dördünüz birden şans eseri bir şekilde oraya mı geldiniz?" "Aslında Scott ile şans eseri bir şekilde geldik. Kızlar benimle beraber geldi." Stiles ona söylediğinde Rosa yalanı yüzünden birkaç saniyeliğine ona bakmıştı. "Beraberseniz neden iki araba vardı orada?" "Çünkü kendi arabamla geldim." Rosa ona cevap verdiğinde adam hala hepsine şüpheli bakışlar atıyordu.

"Arabada iki kişiler neden ayrı geldin o zaman?" Rosa ona gözlerini devirmemek için zor dururken tekrar konuştu. "Gerçekten şimdi neden ayrı bir arabayla geldiğimi mi açıklayayım? İkisi arasında üçüncü tekerlek olmak istemiyordum, anlarsınız ya." Kız imalı bir şekilde konuşurken Lydia gözlerini devirmişti ama yine de bir şey söylememişti. Adam da sonunda bunun üzerine soru sormayı bırakırken diğer sorusuna geçti. "Tamam hepinizin tesadüf bir şekilde oraya geldiniğinizi kabul edelim ama Barrow'un onu oraya götürdüğünü nereden biliyordunuz?"

"Adam elektrik mühendisiydi yani aklı başında birisi düşününce tahmin etmesi o kadar da zor değil." Stiles alayla konuşurken Bay Mccall gözlerini devirmişti. "Peki siz ikiniz öncesinde ne yapıyordunuz?" Rafael bu sefer Scott ile Kira'ya sorarken iki genç aynı anda konuştu. "Suşi yiyorduk." "Pizza yiyorduk." İkisi birkaç saniyeliğine birbirine bakarken sonunda tekrar aynı anda konuştular. "Pizza yiyorduk." "Suşi yiyorduk." Adamın hala onlara kaşlarını çatarak baktığını fark ederlerken son kez düzelttiler. "Suşi ve Pizza yiyorduk." İkisinin tekrar kodlanmış gibi aynı anda konuşması yüzünden Rosa kaşlarını çatarken ikisine tuhaf bir bakış atmıştı.

"Sen bu söylediklerine inanıyor musun?" Rafael bu sefer arkada oturan Şerif'e doğru söylerken Şerif daha çok kendi kendine konuşur gibi söyledi. "Stiles, konuşmayı öğrendiğinden beri söylediği tek kelimeye inanmadım. Bu yüzden bence sadece doğru zamanda doğru yerde olduklarını kabul etmeliyiz." Stiles ve Rosa, adamın söyledikleri ile sırıtırken Rafael'e kendinden emin bir şekilde bakmışlardı. Rosa parmağıyla arkadaki adama işaret ederken konuştu. "İşte polis böyle olunur." Rafael gözlerini devirirken söyledi. "Karşında hala bir FBI ajanı olduğunun farkındasın değil mi?" Rosa gözlerini devirirken yine de cevap vermemiş ve surat asarak önüne dönmüştü.

***

Rosa ders bittiği için çantasını alıp yerinden kalkarken kapıya yaklaştığında iki kişiyi fark etmişti. Kız kapıdan çıkarken iki çocuğunda onunla beraber yürüdüğünü fark ederken sonunda gözlerini devirerek durdu. İki çocukla yüz yüze gelirken birkaç saniyeliğine onları incelemiş ve sonunda söylenmişti. "Gerçekten mi? Aynı tişörtü mü giydiniz? Sizi zaten ayırt edemiyordum."

İkizlerden birisi ona gözlerini devirirken çocuk konuştu. "Ben Ethan'ım." "Ah evet bunu anlayabildim genelde bana gözlerini deviren ikiz sensin." "Bunu her saniye göz deviren sen mi söylüyorsun Rosa?" Rosa bu sefer ona gözlerini devirmemeye çalışırken tekrar arkasını dönmeden önce söyledi. "Bana laf sokmaya geldiysen gerek yok. Bunun için başkasını bulabilirsin huysuz ikiz." Kızın bir adım atmasıyla Aiden önüne geçerken konuştu.
"Tamam Ethan laf falan sokmayacak o yüzden konuşabilir miyiz?" Rosa birkaç saniye onun yüzüne bakıp duraksarken sonunda kafasını salladı ve konuştu. "Ne istiyorsunuz?"

Ethan kaşlarını çatarken sordu. "Bir şey istediğimizi nereden anladın?" "Çünkü şu köpek yavrusu bakışını yapıyorsunuz. Genelde Scott, Stiles ve Isaac bunu benden bir şey isterken yapıyor." Rosa basit bir şeymiş gibi açıklarken Aiden tekrar konuştu. "Tamam aslında bunu kendim için istemiyorum yani Ethan, Danny'le takılabilmek için istiyor ama bir parti varmış. Elektrikler kesildiği için iptal oldu-" "Oradan bakınca Lydia'ya mı benziyorum?" Rosa kaşlarını çatarak onun sözünü keserken Ethan söyledi. "Aslında evet. Kızıl saçlar falan?" Rosa ona gözlerini devirirken o bir şey söyleyemeden Aiden araya girdi.