4. Bölüm

12 1 0
                                    


Bıçak çoktan kararmış kalbini bulmuştu....

Şok. Yaşadığım şey şoktu. Nasıl olmuştu da yerler kan ile dolmuştu?
Bir kaç saniye için de kendime geldiğim de Hızlı adımlara Mehmetin yanın diz çöktüm. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bıçak kalbine saplanmıştı ve yerler kan gölüne dönmüştü. Ben ise şoktan ne yapacağımı bilmiyordum.
Titreyen ellerimi kaldırıp nabzını kontrol etmeye çalıştım fakat hicbir şey yoktu.  Nabzı atmıyordu.  Hıçkırarak ağlamaya başladığım da oturduğum yerden etrafa bakıyordum. Herşeyin rüya olmasını diliyordum.  Fakat herşey çok gerçekti. Bir zamanlar sevdiğim adam ölmüştü.  Ve herşey bugünü bulmuş gibi evin ışıkları gitmişti dışarıda ise şiddetli  bir yağış vardı. Sadece şimşek çaktığın da aydınlanan salonun ortasında eşimin cesedine ağlayarak bakıyor ne yapacağımı düşünüyordum.  Göz yaşlarımı silerek ayağa kalktım.  Sehpanın üzerindeki telefonumu elime alıp öncelikle ambulansı aradım. Ambulansa evin adresini verdikten sonra polisi arayıp ne olup bittiğini baştan anlattım. Ardından ne yapacağımı bilemeyerek karanlık salona bakarken aklıma Adar geldi.  O yanım da olabilirdi.  Onu aradığım da Telefon ikinci çalışında açılmıştı.

" Alo, Vira bir s.... " lafını bölerek araya girdim.

" Adar , Mehmet ... Mehmet öldü. " diyebildim  Hıçkırıklarımın arasın da .

" ne...? Nasıl? Ne diyorsun sen Vira ?"

"Adar , ben Mehmeti öldürdüm,  benim yüzümden oldu ."

" Vira ben seni anlamıyorum.  Ne demek ben öldürdüm?"

" Mehmet'i eve çağırdım  Boşanmak için ama boşanmak istemediğini söyledi sonra da bıçakla kendine vurmaya çalıştı. Konuşarak engellemeye çalıştım ama benden onunla boşanmak istemediğini söylememi istedi . Ona umut vermek istemedigim için sesiz kalınca bıçağı kalbine dayadı bende elinden almaya çalışınca kalbine saplandı , nabzını kontrol ettim ama yaşamıyor. " hıçkırıklarımın arasında tek seferde söylediklerimi sessizce  dinledi.

" Vira , beni sakince bekle. Hemen oraya  geliyorum güzelim tamam mı?"

Beni görüyormuş gibi başımı gözlerimi silerken aşağı yukarı salladığım da" tamam" deyip telefonu kapattım.

Bir elim belimde , bir elim saçlarımda karanlık salonun ortasında delirmiş gibi sağa sola bakıyor ne yapacağımı düşünüyordum.

On dakika sonunda bahçede araba farı belirdiğinde hızlıca kapıya yöneldim ve Kapıyı açtım.  Karşımda ki Adar kaşları çatılı  bir şekilde bana bakıyordu.  Bense hıçkırıklara ağlıyordum. Ellerimi yukarı kaldırıp Adar'a doğru gösterdim.

" bak ellerim hep kan oldu , Mehmet öldü ben ne yapıcam şimdi." Dediğim de Adar ellerini kollarıma koydu .

" Bana bak Vira , senin hicbir suçun yok . Kendini suçlama.  Öncellikle bana banyoyu  göster ellerini yıkayalım hadi." Dediğin de başımı aşağı yukarı salladım ve önden yürüyüp salonun sağında ki  banyoya girdim. Adar da peşimden  girdiğinde önce telefonunun ışığını açtı ve banyonun ortasında duran bulaşık makinesi 'nin üstüne koydu. Sonrasında siyah gömleğinin kol düğmesini açıp yukarı doğru katladı. Musluğu açıp ellerimi kocaman ellerinin arasına aldı ve soğuk suyun altına tuttu. Ellerim kandan arınana kadar sabunlayıp yıkadı.   havluyla ellerimi kuruladıktan sonra   bir eliyle telefonu tutarken diğer elini belime koydu. beraber salona  ilerlediğimiz de  Beni koltuğa oturtup yerde yatan Mehmet'e doğru ilerledi. Tek dizinin üstüne çöküp nabzını kontrol etti. Ardından bana baktığın da daha da ağlamaya başladım. Ayağa kalkıp bana doğru gelirken konuşmaya başladım.

" Adar ben polisi arayıp Mehmet'i benim öldürdüğümü söyledim. " Dediğim de olduğu yerde durdu . Gözlerine baktığım da gördüğüm tek şey şaşkınlıkttı.

" Neden böyle bir şey yaptın,  senin suçun değil. " Dediğin de nefes alamadığımı hissettim. Bir elim kalbime doğru giderken boğuluyor gibiydim . Adar hızlı adımlarla yanıma gelirken kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı.

" kalk bahçeye çıkıp hava alalım. " Dediğini yapıp yanında yürümeye başladım.

Beni yavaşça bahçedeki banka oturturken önümde tek dizinin üstüne çöktü.              "bekle  burada içeriden telefonumu alıp hemen gelicem , tamam mı güzelim? " dediğin de başımı aşağı yukarı salladım. Hızlı adımlarla içeri girdiğinde bir dakika geçmişti.  Bahçeyi ambulans ve polis arabasının sesleri doldurunca korkuyla ayağa kalktım.  Adar evden çıkıp yanıma geldiğinde bahçe kapısının önünde duran arabalara doğru yürümeye başladı. 
Ambulansın içinden sedyeyle iki kişi çıktığın da iki poliste Adar'ın  önünde durmuşlardı .  Adar sedyeyi tutan görevlilere evin kapısını eliyle gösterince içeri doğru hızlı adımlarla yürümeye başladılar.  Adar polisler ile bana doğru gelince ayaklarımın titremeye başladığını hissetmiştim.  Adar koluma dokunup,

" Vira , polisler senin ifadeni alacaklar. " dediğinde titreyen  sesimle " tamam " diyebilmiştim. O sırada sedyeyi taşıyan kişiler evden boş sedyeyle çıkınca kaşlarım çatılı bir şekilde Adar' a baktım. Aralarından biri ; " içeride ceset yok " dediğin de şok olmuştum. Kekeleyerek ,

" anlamadım,  ne demek ceset yok? "

" hanımefendi içeride ceset yok. "



Evettttt , bir bölümün daha sonuna geldik artık işleri biraz daha karıştırmanın vakti geldiUmarım en iyi şekilde size bölümleri yazabilirim.

Sevgiler,  mutluluklar ve huzurlarla :)

Instegram : nilaybozgan

 SOBE                                                              Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin