Vesile

23 5 0
                                    


Merhaba arkadaşlar. Sadece Kara Kutuya odaklanmak istemedim. Hem okul hem kitap bazen ilerlemiyor da. Ben de ara sıra sıkılırsam diye buraya kısa kısa hikayeler yazacağım. Bu hikâyelerin belli bir kategorisi olmaz büyük ihtimalle.

İyi okumalar hayalleri hikâyeye dönüştüren okurlar❤️

Ali sabah erkenden kalkmıştı. Annesinin hala uyuduğunu görüp onu kaldırmadan kahvaltıyı hazırladı. Bugün gece çalışacaktı. Her hafta başı vardiyalar değişirdi çünkü. O da annesine sürpriz yapmak istedi. Annesine üzülüyordu. Yaşına rağmen dinç olmaya çalışan bir kadındı ve 3 çocuğa bakıyordu kendi başına. Ali bazıları içinden geçiriyordu babası olsa ne olurdu diye. Çünkü o zaman çalışmak yerine okuma şansı da olabilirdi. Kahvaltıyı hazırlayınca kardeşlerini de kaldırdı. Büyük kardeşi liseye yeni başlamıştı küçük olansa ondan bir yaş küçüktü. Yani ortaokul sona gidiyordu. 3 kardeş birlikte annelerini de kaldırdılar. Annesi 3 evladını çok seviyordu. Oğluna neden zahmet ettiğini onu kaldırsaydı hazırlayabileceğini söyledi. Ali ise annesine bugün sabah evde olduğunu ve sürpriz yapmak istediğini söyledi. Hep birlikte kahvaltıyı yaptılar. Daha sonra çocuklar okul için hazırlanırken annesi de Ali' ye pazara gitmeleri gerektiğini söyledi. Ali de annesini onayladı. Çocukları geçirdikten sonra anne ile oğlan pazara gittiler. Pazarcıların hepsi bağırıyordu. Ali eski bir arkadaşını görünce selam vermek istedi ve annesine söyleyip, yanından ayrıldı. Arkadaşı ilk bir Ali'yi hatırlamadı. Çıkaramadığını ima etti. Ali kendini tanıtınca ona sıkıca sarıldı. Ali ile sıkı arkadaşlardı bir zamanlar. Ali ara sıra başını kaldırıp annesine de bakıyordu. Elindeki poşetler ağırlaşırsa gidip almak için. Bir süre arkadaşıyla muhabbet etti ve yanından ayrıldı. Annesinin yanına giderken küçük bir kız çocuğuyla çarpıştı. Çocuğun maviş gözleri ve sarı saçları vardı. Yanında kimseler olmayınca Ali çocuğa kiminle geldiğini sordu. Çocuk annemle demişti fakat görünürde kimseler yoktu. Zabıta az ilerideydi. Ali önce annesinin yanına gidip durumu anlatacak ve sonra zabıta kulesinden çocuğun annesini çağırttıracaktı. Annesi oğlunu yanında bir küçük kızla görünce kim olduğunu sordu. Ali de kızın kaybolduğunu ve annesini arattıracağını söyledi. Annesi Ali'yi onaylayıp az ilerideki direğin orada bekleyeceğini söyledi ve oraya ilerledi. Ali kızın elini tutup zabıtaların bulunduğu yere götürdü. Giderken de kıza sorular soruyordu annesi hakkında. Zabıtaların yanına varınca onlara durumu anlattı. Kız annesinin adının Elif kendi adının Seda olduğunu ve annesinin kapalı olduğunu söyledi. Zabıtalar mikrofondan kadını çağırırken Ali ile Seda'yı da bir yere oturtmuşlardı. Yaklaşık yarım saat sonra gözleri yaşlı bir kadın çıkageldi. Kadının gözleri aynı kızınınki gibi mavilerdi. Ali kadının güzelliğine hayran kaldı. Ama kadının evli ve kızı olduğunu hatırlayınca kendine kızdı. Seda'ya her ne kadar annesinin o kadın olduğu belli olsa da annesinin o kadın olup olmadığını sordu. Küçük kız da onaylayıp koşarak annesine sarıldı. Annesi kızını koklayıp öptü. Belli ki çok korkmuştu. Kadın ayağa kalkıp Ali'ye teşekkür etti. Ona emanetime benden daha dikkat ettiğiniz için teşekkür ederim dedi ve gitti. Ali kadının ne demek istediğini anlamadı ama sormaya da çekindi. Daha sonra her ikisi de zabıta kulesinden ayrıldı. Ali hızla annesinin yanına gitti. Annesi oğluna kızın annesini bulup bulmadığını sordu. O da bulduğunu ve kızını annesine teslim ettiğini söyledi. Eve vardıklarında Ali annesine biraz uyuyacağını söyledi ve uykuya daldı. Rüyasında yine o kadını görmüştü. Akşama doğru Ali uyanınca annesinin yemeği hazırladığını fark etti ve hemen sofraya oturdu. Annesi sofrada oğluna evlilikten bahsetmişti ve Ali'nin aklına yine sabahki kadın geldi. Ali annesine bu konuyu düşüneceğini söyledi ve henüz işe gitme vakti gelmemesine rağmen annesine biraz dolanacağını söyleyip dışarı çıktı. Çarşının içine doğru ilerlerken bir kadın çığlığı duydu. Başını çevirince bu kadının Elif olduğunu gördü. Hızla o tarafa koştu. Yabancı bir adam kadından çantasını almaya çalışıyordu. Adam Ali ve çevredeki diğer insanları görünce çantayı bırakıp kaçtı. Ali adamı boş verip Elif'in yanına koştu. Kadın korkmuş bir şekilde ağlıyordu. Ali etraftaki insanlara sorun olmadığını söyleyip kadını bir kafeye götürdü. Önce ona bir bardak su içirtti daha sonra nasıl olduğunu sordu. Kadınsa para çekmeye gittiğini o adamın da onu görüp paraları almak istediğini söyledi. Ali kadının dikkatini dağıtmak için Seda'yı sordu. Kadın da onu komşulara koyduğunu zaten ona bağlattıkları yetim maaşını almaya gittiğini söyledi. Ali kadına "eşiniz vefat mı etti" diye sordu. Kadın Seda'nın kendi kızı olmadığını aslında ablasının kızı olduğunu ve henüz Seda küçükken hem ablasının hem de eniştesinin vefat ettiğini söyledi. Kadının pazarda neden emanet dediğini şimdi anlamıştı. Ali saçma bir şekilde hem üzüldü hem mutlu oldu. Kadın Ali'ye çekingen bir şekilde tanıdığı ve yaşıtı olan bir erkek var mı diye sordu. O da içten içe Ali'yi merak ediyordu. Dün onun da aklı Ali'de kalmıştı. Ali nazik bir şekilde fakat içinde korkuyla kadına neden sorduğunu sordu. Kadınsa artık yanında bir erkek istediğini böyle dışarı işlerinin onun için zor olduğunu söyledi. Ve onu yeğeniyle kabullenecek birisinin olup olmadığını sordu. Ali annesinin de konuşmasının etkisiyle Elif'e kendinin de eş aradığını ve sabahtan beridir onu düşündüğünü söyledi. Elif utangaç bir şekilde Seda'yı da isteyip istemeyeceğini sordu. Ali kadının kabul etmesiyle sevinçle Sedaya zaten kabul olduğunu söyledi. Ali iş vakti gelesiye kadar konuştu Elif ile. Onunla tanıştı. Onun annesi ve babası olmadığını öğrendi. Elif düğün istemediğini sadece nikah yeteceğini söyledi. Ali ise onu üzmedi ve kabul etti. İş vakti geldiğindeyse Elif'i evine koyup işine gitti. Ertesi gün sabaha doğru Ali işten gelmişti, dünkü heyecandan sonra yorulmamıştı bile. Biraz uyuyup dinlendikten sonra Elif'i annesine anlattı. Annesi oğlunun bu derece heyecanlandığını ve mutlu olduğunu görünce Elif ile tanışmak istedi. Ali Elif'i arayıp müsait olup olmadığını sordu. Elif de müsait olduğunu ve gelebileceklerini söyledi. Ali sanki istemeye gidiyormuş gibi çiçek çikolata bile aldı. Annesi oğlunun bu haliyle huzur doldu çünkü onu babası öldü öleli bu kadar mutlu görmemişti. Elif'in evine vardıklarında annesi kızın samimi halini beğendi. Bir kaynana edasıyla evi inceledi. Oğluyla o otururken içeriye Seda girdi. Elif'se mutfaktaydı. Ali annesine Seda'yı anlatsa da ister istemez çekiniyordu. Annesi Seda'yı birden kucağına alıp sevinceyse içindeki telaş son buldu. Annesi oğlunun kasılan vücudunu görünce "Oğlum Allah karşına bu yetimi çıkardı, sen de onu kabullendin. Ben niye karşı çıkayım bu güzel hayra?" dedi. Ali bu cümleyle büsbütün rahatlamıştı. Elif bu konuşulanları istemeden de olsa duymuştu ve hızlı da olsa aldığı kararın doğru olduğunu anladı. Ali'nin annesi Medine Hanım Elif'i beğendiğini ve evliliklerinde bir mahsur olmayacağını ve onun da artık bir kızı olduğunu söyledi.

O günden sonra iki genç nikâh tarihi aldılar ve sade bir nikâhla evlendiler. Seda Elif'i gerçek annesi zannettiği için Ali'yi de babası olarak gördü. Ali ise onun hayat arkadaşıyla tanışmasına vesile olduğu için daha çok sevdi. Ona kendi evladı gibi baktı. Allah onun bu merhametine karşı ona bir kız bir oğlan olmak üzere iki evlat ve ona güzel kazançlar verdi.

Sadece Hikâyeler.Where stories live. Discover now