my angels and demons, they don't know their places
∴
Bay Chin-Dae'nin derslerini kimse sevmezdi. 3 saatlik dersi tek seferde blok halinde işlediği için çoğu öğrencinin küfürlerinin ve lanetlerinin hedefi olurdu. Bazen insafına gelirdi ve 3 saatin 1,5 saatlik yarısında 15 dakikalık bir molaya çıkılmasına müsaade ederdi. Sigaracılar koşuşturarak kampüsteki geniş gövdeli ağacın yanında kalabalık oluşturur, kahveciler ise ders arası gelir gelmez elleri ayakları titreye titreye kahve almak için otomatta kuyruk olurdu. Lisa hangisinin daha büyük bir bağımlılık olduğunu bilmiyordu, kahve mi sigara mı? Lisa'da ikisi de vardı.
Roseanne ikisine kahve almak için otomat kuyruğuna girdiğinde Lisa binanın beyaz duvarına sırtını dayayıp hızlı nefeslerle sigarasını içiyordu çünkü Roseanne sigara dumanına maruz kaldığında nefesi kesilen, fenalıklar geçiren, tiksinen ve elleriyle dumanı dağıtmaya çalışan o Yeşilay tiplerindendi.
Roseanne elinde iki kahveyle, tam bir penguen gibi yürüyordu, hızlı adımlarla Lisa'nın yanına geldiğinde Lisa sigarasından uzun bir nefes aldı ve sonuna geldiği izmariti yere atıp ayakkabısının ucuyla söndürdü. Roseanne'in suratındaki gülümseme az önceki görüntüyle beraber yerini çatık kaşlara bırakmıştı, "Al onu yerden."
Evet, Roseanne sadece ayaklı bir Yeşilay değildi, bir de Çevre Koruma Kulübü'nün başkan yardımcısıydı ve bu Lisa ne kadar öyle olduğuna inanmak istese de bir şaka değildi. Roseanne hazırlıktan beridir kulübe üyeydi. Lisa'nın üye olduğu bir kulüp yoktu, kulüplerle falan uğraşamazdı. Çok meşgul olduğu için değil, uğraşmak zor geldiği için.
Roseanne'in sık sık Çevre Koruma Kulübü'nün broşürlerini Lisa'nın çantasına tıkıp bilinçaltına girdiğini sanarak kulübe girmesini sağlamaya çalışmaları hep boşunaydı çünkü Lisa, her seferinde o broşürleri buruşturup çöpe atıyordu.
Yine de Lisa iyi bir arkadaştı. Roseanne'in fenalık geçirip hastanelik olmasını istemediği için yerdeki izmariti alıp üç adım ötedeki teneke kutuya attı. Roseanne'in çatık kaşları düzeldi, tekrardan gülümsedi. Kahvesini Lisa'ya uzattı, "Dersten sonra kütüphaneye gidiyoruz değil mi?"
Lisa kahveyi alırken bir elini oversize koyu kahverengi hırkasının cebine atıp tek ayağını ve sırtını beyaz duvara dayadı, "Kütüphaneye mi gidecektik?"
Roseanne pembe ojeli ellerini alnına dayadı, "Of Lisa. Cidden of yani. Of."
"Gelmiyorum demedim, sakin ol. Tamam gideriz," dedi Lisa ve kahvesinden bir yudum aldı. Roseanne her zamanki gibi Lisa'nın seçimlerine saygı duymayıp Lisa'ya da kendi favori kahvesinden almıştı. Fazla şeker yüzünden Lisa yüzünü buruşturdu ama yine de içti, "Chin-Dae'nin dersinden sonra kafam sikiliyor ama olsun, sen ondan daha kafa sikicisin."
"Jisoo unnie'yi de davet ettim, bizi çalıştırmasını rica ettim," dedi Roseanne. Lisa tamam anlamında kafasını salladı, Jisoo'yu seviyordu ama son senesi olduğu için Jisoo'nun daha sıkı çalışması gerekiyordu ve bu yüzden geçen senelere kıyasla çok sık görüşemiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
oak ridge, st.23 | liskook
Fiksi Penggemarbekar bir baba olan jeon jungkook, üniversite öğrencisi olan yan komşusunun uçuk yaşam tarzı ile on yaşındaki küçük kızı arin için kötü bir örnek olacağını düşünüyordu. tek sorun ise, arin kesinlikle çok havalı olduğunu düşündüğü yan komşuları lisa'...