Siyah, Audi marka pahalı araç büyük malikanenin önünde durdu. Saat gece yarısına geliyordu. Anne ve babası büyük ihtimalle uyuyor olmalıydılar.
Onları son görüşünün üzerinden 2 sene geçmişti. Anne ve babasının bakışlarındaki kırgınlığı her hatırladığında ruhu eziliyordu. Hiç
değmeyecek birisi için onları karşısına aldığı günler geliyordu aklına.Tüm yaşananlara rağmen, olanları bir kere olsun yüzüne vurmadıkları için onlara minnettardı. Ailesi, Aysima'nın bu hayattaki en büyük şansıydı. Sevdiği adam tarafından terk edildiği o gece yine bu evin kapısında bulmuştu kendisini. Bardaktan boşalırcasına
yağan yağmurun altında, kırılan
gururunun ağırlığı yüklenmiş omuzları ile birlikte annesine bakmıştı.Aslışah hanım, kızının bakışlarında gördükleri ile tek kelime etmeden kollarını açmıştı. Karısının kollarında hıçkırarak ağlayan kızını kızgın gözler, sıkılı yumruklarla izlemişti Ergun Erdemir. Gözlerinden sakınarak büyüttüğü kızları, uğruna ailesini bile karşısına aldığı çocuk tarafından hayal kırıklığına uğratılmıştı. Gardını düşürmemek için 'Kendi düşen ağlamaz.' demişti kendi kendine ama baba yüreği, fazla sürmemişti kızgınlığı.
Aysima, eğilerek aracın camından bekçi kulübesini görmeye çalıştı. Küçük kulübenin camından dışarı yansıyan zayıf ışığı görünce kontağı kapatarak arabadan indi.
Ağır adımlarla devasa büyüklükteki demir kapının önüne yaklaştı. Demir parmaklıkların ardından görünen, her köşesi çocukluğunun en güzel hatıralarını barındıran büyük bahçeye baktı.
Eli zili buldu. Birkaç saniye geçmeden bekçi kulübesinin kapısı açılarak iri yarı bir adam dışarı çıktı. Adam kendisine yaklaşmaya başladıkça suratında bir gülümseme belirdi genç kadının.
"Adem abi?"
Kırklı yaşların ortalarındaki adam, gözlerini kısarak kapıdaki kişinin kim olduğunu görmeye çalıştı. Suratındaki tatlı gülümseme ile kendisine bakan genç kadını görünce hayretle gözleri irileşti.
"Aysima?"
"Benim, ben. Aç hadi kapıyı."
Adem bey, hızlı adımlarla kapıya yürüdü. Devası kapıyı açarak genç kadının geçmesine izin verdi.
"Ben Ergun bey'e haber vereyim." diyerek telaşla kulübesine doğru ilerleyecekken koluna sarılan elle olduğu yerde kaldı.
"Gerek yok Adem abi, sürpriz yapacağım. Sen evin yedek anahtarlarından birini ver yeter."
Adem bey, anlayışla kafasını salladı. Kemerine takılı olan anahtarlardan birini çıkararak genç kadına uzattı.
Aysima, minnet dolu bir gülümseme ile anahtarları alarak Adem beye teşekkür etti. Büyük malikanenin önüne doğru uzanan patika ile ilerlerken, geçmişin tozlu raflarından sıyrılan bir takım hatıralar doluştu zihnine.
Çocukken ne kadar da mutluydu.
Büyüdükçe mutluluğu azar azar eksilmiş, buzlarla kaplanmıştı dört bir yanı.
Sahi, bu kadar soğuk muydu büyümek?
Büyük malikanenin önüne gelince duraksadı. Anahtarı kilide sokarak kapıyı açtı. Uzun ve geniş holde ilerlerken, annesinin isteği üzerine çizdirdikleri aile portresinin önünde kısa bir duraksama yaşadı.
Adımlarını hızlandırarak amerikan tarzı mutfakla iç içe olan salondan geçti. İkinci kata çıkan merdivenlerin önüne gelince derin bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Can Parçaları
ChickLit"Aysima olmuyor, anlamıyor musun? Bir heves uğruna evlendik ama yürütemiyoruz işte." "Bir heves uğruna mı? Yaşadıklarımız bir heves miydi senin için?" "Evet! Bir hevesti, çocuktuk anlayamadık sadece." Sevdiği adamın tüm yaşadıklarını geçici bir heve...