14)Kan Kokan Karanlıkların.

440 52 90
                                    

Selam!

Umarım hepiniz iyisinizdir, bugün sizlere dolu dolu bir bölüm geldim. Hatta bu bölümde uzun zamandır denediğim ve yazmaya çalıştığım sahnelerden biri bile var... Kendileri sonlarda sizi bekliyor :))

İnstagramda @satirlaradairhersey adlı hesabıma kitaplarım hakkında bir soru kutucuğu bıraktım. Dilediğinizi sorabilirsiniz🤍

Bölümle ilgili yorumlarınızı çoook merak ediyorum o yüzden lütfen yorum yapmayı ve yıldızımıza basmayı unutmayalım,

İyi okumalar dilerim!🖤🌪️

İyi okumalar dilerim!🖤🌪️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


SIRILSIKLAM SATIRLAR, 14. BÖLÜM:
KAN KOKAN KARANLIKLARIN

Kendi babasının kanı.
Ellerinde.
Öldürmüş mü?
Büyük ihtimal.
Bu seni korkutuyor mu?
Bilmiyorum.
Kendi babasını bile öldürebilen bir adamın yanında durmak seni korkutmuyor mu?
Beni her şey çok korkutuyor, o değil. O korkutmuyor.
Korkutması gerekiyor.
Elleri kan.
Kendi babasının bile kanı var ellerinde.
Benim ellerim de temiz değil.
Ama o kadar kana da bulanmadı.
Ellerin ya temizdir, ya kirlidir. Bunun azı çoğu olmaz. Benimki kirli. Onunki de öyle.
Kendi babasını öldürmüş.
Babası vücudunu ikiye ayıracak büyüklükte bir yara açmış.
Henüz çocukken. Kendini korumak istemiştir. Belki bilerek bile yapmamıştır.
Kaç.
O sığınılacak liman değil.
Ben de değilim. O en azından kendi gibi davranabiliyor, elleri kan ve bunu gizlemiyor. Ben kim olduğumu bile bilmiyorum, ellerimi hep saklıyorum.

"İstiyorsan, gidebilirsin. Benim için sorun değil."

Başımı hayır anlamında iki yana salladım.

"Gözlerime bile bakamıyorsun Meva. Sorun değil. Gidebilirsin."
Çünkü korkuyorum, ne göreceğimi bilmiyorum. Bilinmemezlik beni hep çok korkuyor.
Sorun değil.
Ateş de benim gibi. Canı yanıyor ama sorun olmadığını söylüyor.
Seni de yakabilir.
Ben zaten yanıyorum.
Kimsenin anlamadığı bu, ben zaten yıllardır yanıyorum. Ben böyle doğmuştum, bu zihne doğmuştum. Karamsar değildim ben, içim karanlık doluydu. İyi bakamıyor değildim hiçbir şeye, ben iyi olan hiçbir şeyi göremiyordum.
Yanıyordum.
Ben yıllardır yanıyordum ve en kötüsü o yangını söndürmeye hiçbir zaman çalışmıyordum.

Başımı kaldırıp buz mavisi gözlerine baktım.

O da yanıyordu.
Cayır cayır hem de.

"Nasıl yaşıyorsun?" Diye sordum.
Gülümsedi.

"Bir kalbim olduğunu unuttum ben Meva." Bunu öyle bir sesle söylemişti ki, ilk defa itiraf ettiği bir gerçek olduğu her halinden belliydi. Kendi bile şaşırmıştı hatta bunu söylemesine ama kendini devam etmekten alıkoyamadı. Bana karşı gösterdiği bu anlatma isteğinin sebebi onu yazan kişinin zaten ben oluşuydu fakat o bundan bi' haberdi. "Öldürmek, kan, savaşmak normalim oldu. Sen buna yaşamak mı diyorsun? Ben sadece devam ediyorum."

Sırılsıklam SatırlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin