SOBE

6.Bölüm

SOBE

Duvarım da yazan yazıya anlamsızca baktım. Yüreğimi ağzıma getiren bir noktada yazının kan ile yazılmış olmasıydı.  Kalbim korkuyla atarken düşündüğüm tek şey.
Bu yazıyı kimin yazdığıydı. Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan arkamda bir şeyin varlığını hissetmemdi. Hızlıca arkama döndüğüm de bir gölgenin geçtiğini hissetmiştim.  Fakat görünürde hicbir şey yoktu.
Son kez duvarımda ki yazıya baktığımda aklıma gelen şeyle dumura uğradım. Bu kan Mehmet'in kanı olabilir miydi?  Adar'ı arayıp  anlatmam gerekiyordu . Fakat  telefonla ararsam ve şu an evim de hissettiğim gibi biri var ise ortaya çıkmasını ve bana zarar vermesine neden olabilirdim. En iyisi eve gelmesini beklemekti.  Yavaşça merdivenlerden aşağı indiğim de bir yandan da ışığı etrafıma tutup kontrol ettim.
Aşağıda, mutfaktan tıkırtı sesleri geldiğin de son merdiven basamağın da durdum.
Ne yapmam gerekiyordu? Gidip bakmalımıydım? Mutfaktan gelen sesler sustuğun da kapı deriğine anahtarın sokulma sesi geldi.  Derin bir nefes alarak kapıya ilerleyeceğim sırada mutfağın sağın da olan duvara bir gölgenin yansıdığını farkettim.  O tarafa doğru gideceğim sırada açılan kapıdan Adar'ın sesini duydum. Ona döndüm.

" Vira, neden ayaklandın?" dediğin de tekrar mutfağa doğru baktım fakat hicbir şey göremedim.
Adar'a doğru bir adım atıp parmak uçlarım da yükseldim. Kollarımı boynuna doladığım da kaskatı kesilmesini umursamadan kulağına doğru  fısıldadım. Evde hâlâ birinin olma ihtimaline karşı dikkatli olmalıydık.

" Adar , yukarıda koridorun sonundaki duvarda bir yazı yazıyor.  Hem de kanla yazılmış,  ve evde de biri var. Birinin gölgesini gördüm. " cümlemi tamamladığım da tam geri çekiliyordum ki belimden tutup beni kendine daha da çekti. Şaşkınlıkla gözlerine baktım . Gözleri anlık bir şekilde dudaklarıma kaydığın da tekrar gözlerime baktı. Yüzünü bana doğru yaklaştığın da şaşkınlığım git gide artıyordu. Başını sağa çevirip kulağıma doğru eğildi ve fısıldayarak konuşmaya başladı.

" gölgeyi nerede gördün?" Diye sorduğun da derin bir nefes verdim. Kollarımı tekrar boynuna dolayıp kulağına doğru fısıldadım.

" mutfakta gördüm " dediğim de başımı Yüzüne çevirdim.  Gözlerini tamam anlamında bir kez kapatıp açtığında  Benden ayrılıp mutfağa doğru ilerledi.  Bende peşinden gitmek istediğim de bana dönüp eliyle durmamı işaret etti.
Tek başına gitmeyi planlamıyordu herhalde
Omuz silkip peşinden gittim. Tekrar bana döndüğün de sırtına hafif vurup yürümesini  işaret ettim. Derin bir nefes alarak önüne döndü ve tekrar yürümeye başladı. Peşinden gittiğim de evin ışıkları hâlâ yanmıyordu.  Mutfağa beraber girdiğimiz de görünürde kimse yoktu. Adar önümde biraz daha ilerlediğinde bende peşinden ilerledim. Mutfakta olan bahçeye açılan kapıya baktığım da kapalıydı. Adar kapıyı açıp Bahçe ye çıktığın da yağmur şiddetini hafif azaltmıştı. Beraber bahçeye çıktığımızda bu karanlıkta birileri varsa bile görmemizin imkanı yoktu.

Tekrar beraber içeri girdiğimizde ışıklar gelmişti ve ev aydınlatmıştı. Adar'ın kolundan tuttuğum gibi merdivenlere doğru çekiştirmeye başladım. Yazıyı Adar'a göstermem gerekiyordu.
Son merdiven basamağına geldiğimizde telaşla Adar'a dönüp işaret parmağımı koridorun sonundaki duvara doğru gösterip konuşmaya başladım .

" Adar bak yazı orada hemde rengi kana benziyor. " dediğimde Adar bir duvara bir bana bakıyordu.  Gözlerinde anlamadığım bir duygu vardı.

" Vira , duvarda yazı felan yok." Şaşkınlıkla arkama baktığımda beş dakika önce duvarda olan yazı şimdi duvarda yoktu.
Nasıl silinmişti? Ya da ne zaman silinmişti.

" vardı. Adar yemin ederim vardı. " dedim telaşla. Duvara yaklaşıp yere bakmaya başladım belki bir kan birikintisi,  bir iz bulmayı umdum ama hicbir şey yoktu.
Gözlerim dolduğunda Adar'a döndüm. Yanıma geldiğin de konuştu.

" belkide yanlış görmüşsündür. " Dediğin de şaşkınlıkla küçük bir kahkaha attım.

" saçmalama Adar , koskocaman yazının nesini yanlış görücem ben. Onu da geçtim duvardan kan kokusu geliyordu. " dediğim de şaşkınlıkla Adar'a bir iki adım atıp konuşmaya devam ettim.

" yoksa sen bana inanmıyor musun?"
Diye sorduğum da hemen cavap verdi.

" sana inanıyorum Vira. " dediğinde düşündüm.
Evet Adar Mehmet'in öldüğünü görmüştü ama ne gördüğüm gölgeyi ne de duvarım da yazan o yazıyı görmemişti. Bana inanmaması bu açıdan bakıldığında normaldi.  Ama Mehmet ' in ölüsünün ortadan kaybolduğunu da görmüştü.

" ne yapacağız Adar? Nerden bulucaz Mehmeti ? " diye sorduğum da Adar sıkıntılı bir nefes vererek  başının  arkasını kaşıdığın da cevap verdi.

" kameralara baktığım da olayın olduğu o saatlerde bahçe kapısından kimsenin girmediği görülüyor. "

Dediğin de sıkıntıyla bir nefes verdim. Merdivenlerden aşağı indigim de Adar da peşimden geliyordu. Etrafıma baktığım da Mehmet'in öldüğü yerde gözlerim oyalandı.
Adar kolumdan tuttuğunda karşıma geçti köyü kahve gözleri renkli gözlerimde oyalandığın da konuştu.

" istersen bir kaç gün yanım da,  yani benim evimde kal.  Belliki ortada garip işler dönüyor. " Dediğin de düşünmeye çalıştım burada kalırsam başıma bir işler gelebilirdi. Fakat Adar'ın yanına gidersem de burada bir olay olsa bile bilmezdim .En iyisi bir kaç gün daha burada kalmaktı.

" Adar, belki bir gelişme olur diye bir kaç gün daha burada kalmalıyım. " dediğim de

" o zaman ben burada kalayım." Dediğinde itiraz edicektim ki. Yanımdan ayrılıp koltuğuma oturup bacaklarını açarak yayıldı. Ve telefonundan bir numarayı aradı.

" Alo şeyma, sen bana küçük bir çanta hazırlayıp içine bir kaç gömlek,  pantolon ve  spor kıyafetlerimden koy ve şoförüme ver. Ona göndereceğim adrese getirsin. " dediğinde ellerim belimde şaşkınlıkla onu izliyordum.
Telefonu kapatıp birilerine mesaj attıktan sonra telefonu sehpanın üzerine koyup bana döndü.

" eee, akşam yemeğine ne yapıyoruz?" Diye göz kırparak sorduğun da göz devirdim.

Ne kadar inatçı biri olduğunu bildiğim için arkamı dönüp mutfağa ilerledim.

Bu olayların arasın da yemek yemeyi midem kaldırabilecek miydi? Peki zaman bize ne gösterecekti ? Mehmet'i nasıl bulacaktık  ya da nasıl bir şekilde bulacaktık?
Bilmiyordum ama icimden bir ses herşeyin çok karışacağını söylüyordu.

Evettt bir bölümün daha sonuna geldik. Siz ne düşünüyorsunuz?
Sizce Mehmet in cesedine ne oldu ?
O yazıyı yazan kimdi ?
Ya da Vira'nın gördüğü kimdi?

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere bir hatam kusurum var ise kusura bakmayın.

Sevgiler,  mutluluklar ve huzurlarla:)

Instegram: nilaybozgan