1.4

10.1K 975 760
                                    

Yastıkları düzeltip uzaklaşarak büyük resme baktım. Oldukça düzgün duruyordu her yer. Koyu gri renkli koltukların üzerine siyah beyaz büyük yastıkları sırasıyla dizmiştim. Ortadaki cam masanın üzerindeki bazı dergileri yok etmek ister gibi odamdaki masamın çekmecesine koymuştum. Kötü şeyler değillerdi ama hepsi grubumuzla alakalı yeni çıkanlardı ve hakkımızdaki düşünceleri çok taktığımı bilmesini istememiştim.

Arkadaşlarım öğlene kadar dursalar da oyun oynayarken atıştırmalıklar da tüketerek evi mahvetmeyi başarmışlardı. Temizliğe gelen görevliyse daha sabah evi temizlediği için utanmıştım kadını tekrar çağırmaya ve ben temizlemeye karar vermiştim. Önce mutfağı, sonra salonu ve en son kendi odamı temizlemiştim. Diğer odalara geçeceğim vakit duraksadım, kardeşlerimin odası ve ebeveyn odası nasıl batmıştı?

Kız kardeşlerimle ortak arkadaşımız olan bir kız arkadaşımın Olivia ile görüntülü konuşarak onun dolabında bir elbisesini araması sonucuyla oda kıyafetten geçilmiyordu. Olivia' yı döndüğünde dövmeyi düşündüm, bir insan elbisesini koyduğu yeri nasıl hatırlamazdı? Tüm dolabı döktürmüştü kıza. Ebeveyn odasının dağılma sebebiyse bendim sanırım, onlar gittikten sonra en yakın bulduğum yatağa kendimi atmıştım ve oradan oraya yuvarlanmıştım. Sabahki kıyafetlerimi de o odada etrafa fırlattığım aklıma gelince oflayarak oraya doğru ilerledim. Eşofmanım ve tişörtümü orada çıkartıp odama duş almaya gitmiştim çok sıcaklayınca.

Hyunjin akşama doğru gelirim demişti ve saat vermemişti ancak çoktan akşam olmuştu. Mutfağı toplamam günümün yarısını almıştı neredeyse, nasıl o kadar bulaşık çıkartmışlardı ya da bizim evde normalde o kadar bardak var mıydı hiç bilmiyordum gerçekten. Annemlerin odasına gitmek için merdivenlere yönelip üst kata çıktığımda koridordaki aynada kendimi gördüm. Üstüme sıfır kollu siyah bol bir tişört giymiştim, altımdaysa yine siyah dar bir şort vardı. Sarı saçlarım duştan sonra biraz kabarmıştı ama tatlı görünüyordum bence. Kafamda kötü görünmediğime kanaat getirip diğer odaya gideceğim sırada zilin çalınmasıyla olduğum yerde dondum. Daha bitirmemiştim ki temizliği.

Kapı bir kez daha çalındığında temizliği falan siktir edip merdivenlerden koşarak aşağı indim. Hızla cihazdan kapıda görünen kişiye baktım. Hyunjin' di tabii ki. Tuşa bastığımda kilidin açılma sesi geldi, o bahçeyi aşıp ön kapıya gelene kadar nefeslerimi düzene sokmayı denedim. Öyle bir koşmuştum ki az önce, nefeslerim anca normale yaklaşmışken bu sefer evin kapısının çalmasıyla bunu da boşverip yavaşça kapıyı açtım.

"Hoşgeldin hiç gelmeseydin gece oldu." dememle dışarıdan gelen soğuğu hissedince titredim. Üstümdeki incecik şort ve tişörtle bu soğukta hipotermi geçirmeden sadece bir dakika durabilirdim herhalde. Hyunjin hızla içeri girdiğinde arkasından kapıyı kapattım. Açık kahverengi kabanını çıkarırken söylendi.

"Gelsem kabahat gelmesem kabahat."

Omuz silktikten sonra kabanını elinden aldım ve kapının arkasındaki dolabın içine astım, ayaklarına ise siyah bir çift terlik vermemle şaşırmamıştı. Bizim eve daha önce de geldiği için annemin temizlik takıntısını biliyordu. Kimseyi eve ayakkabıyla sokmazdı, yurtta ayakkabıya alışınca eve tekrar uyum sağlamak beni her zaman zorluyordu.

Sarılmak için hamle yapmamla gülümsedi ve o da bana sarıldı. Hafifçe sarılmamızdan sonra ayrıldık ve onu süzmeye başladım, o da bana bakıyordu. Altında koyu yeşil, bol bir kargo pantolon vardı ve üstünde de beyaz yine bol olan bir sweat vardı.

Onun beni süzmesi biraz daha uzun sürdüğünde neye bu kadar baktığını anlamak için baktığı yere odaklandım, bacaklarımdaki bakışlarını fark etmemle yutkundum. Benim de bacaklarıma baktığımı fark etmesiyle hızla bakışlarını gözlerime çıkardı.

edit | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin