Senin farkın

p.1

..13 yaşında Yozgatlı esmer hoş biriydi. Saçı siyah ve azcık kıvırcıktı, gözleri keskin ve tatlıydı hemde gözlüklüydü, yüz şekli orantılı ve çok çekiciydi, boyu uzun ama bacakları bir tık tuhaftı, hiç umurumda değildi açıkçası ,futbolcuydu sonuçta. Sadece futbol değil basketbol ve voleybol da oynardı. Solaktı, galiba solak insanlarla söylenenler doğruydu, yeteneklilerdi ve çoğu solak insanlar saygılı ve zekiydi. Tabi benim bildiğime göre.
    Şimdi diyeceksiniz , "Melis , onun dış görünüşü yakışıklı ama peki ya kişiliği?"
    Size şöyle açıklayım.
 
  Üç tane ablası var, hocaları tarafından sevilir,tam bir annesinin oğlu , onun yanında rahat hissedersin. Arkadaşlarını her zaman düşünür, dışarıda arkadaşlarıyla bisiklet sürer ya da futbol oynar, sözünde durur, dürüsttür, kafadengi ve komiktir, espri şekli ve anlayışı çok iyidir, büyüklerinin yanında saygıyı kusur etmez, konuştu mu doğru konuşur, yanlış yaptı mı özür diler, istedi mi hediye alır, arkadaş ortamında yakınsa biraz argo konuşur ama yani kim etmez. Büyüklerinin sözünü dinler. Akıllıdır, sevimlidir, hoşgörülü, adaletli ve merhametlidir.
   Konuşurken bazen kekeliyebiliyor ama gayet de çok kitap okuyor. Kekelemek bence kitap okumamaktan değil endişe ya da hata yapmaktan korkmak anlamında belirti olabilir. Tabi kekelese bile doğruyu söylüyor.
   Dersleri çok iyi değil ama ders içi performansı yüksektir. Derse katılır, sorulara cevap verir, tahtaya kalkıp soruya doğru cevap verir ve yerine sessizce oturur dersi bozmaz. Bazen arkasında oturan arkadaşı Tunç'dan dolayı arada bir konuşur ama çoğu ders asla konuşmaz. Sınıf başkanıdır. Dersi bozanları yazıyorsa ,kendisi bozmamalıdır. Yalan söylemez ama gerektiği vakit yapmaması gerekse bile söyler, tabi o kişi önemli ise.
    Olayları uzatmaz, hatalıysa özür diler ve bir daha aynı hatayı yapmaz. Karşı taraf uzatırsa onlara gününü gösterir. Kendini ezmez, ezdirmezde. Haddini bilir. Aptal değildir, anlar. Kırıldı mı, kırar ya da kendi erdemliğini koruyup affeder tabi isterse. Ne yaptığını iyi bilir, saçma sapan işlere bulaşmaya kalkışmaz. En nefret ettiği insana bile hak etmediği davranışı durduk yere yapmaz. Ne olacağını düşünür, yapmaz. Gerçek bir erkek çocuğudur.

    Şimdi neden aşık olduğumu anladınız mı?
  
    Ben yaşıma göre şişko ya da kilolu olabilirim, dişim kırık ve yüzüm de belki yamuk olabilir ama bunlar gerçekten önemli mi? Mesela onun bacakları yamuk demi? Ama onun nasıl gözüktüğü , nasıl biri olduğu kadar önemli değildir. Ben doğru seçeneği yaptığımı biliyorum ve sizde anlamışsınızdır. Gördüğünüz çoğu kız aldatmayan veya mal olmayan erkek bulmaya çalışırken aynı zamanda elli tane flört ve 40 tane sevgili yapıyorlar. Tamam bende bir kızım ama böyle konuşmadan önce neden doğru dürüst erkek bulamadığımı bir düşünürüm. Erkekleri ezerek kadınların hakkını savunamazsın, kadınları ezerek erkek haklarını savunamazsın. İşin gerçeği bu ama insanlar kafayı yediği için saçma sapan cinayetlere sebep oluyor.
 

Neyse konumuz o değil.

Dürüst olmak gerekirse bende bir ara öyle salaktım ama kendime geldim. Tabi flört ya da sevgili yapmazdım ama gördüğüm her yakışıklı erkeğe aşık olurdum. Kafam iyi miydi inanın bilmiyorum ama sanırım kötüydü... Ama o kızlar gibi salak olsam şimdiye beni sözlü tecavüz eden 3 yıllık arkadaşımla o parkta olanlardan sonra sevgili olabilirdim. Ama gene Bi akıllı düşünebiliyorum.
   Bu konuyu çok uzattım hadi asıl hikayeye geçelim.

  Onunla çok yakışmıyorum ama belki olabilir demi?
Onunla olmayı çok isterdim ama tabi o istemezse benim onu zorlama gibi bir hakkım yok. Onunla olamayacağımı nereden mi biliyorum? Şöyle söyleyeyim: