1.6

9.2K 951 380
                                    

Gözüme vuran ışıkla gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştığımda başımı koyduğum yerden hafifçe kaldırdım. Güneş doğmuştu ve aralık olan penceremden içeriye sızıyordu. Hâlâ uykum olduğunu fark ederek başımı tekrar yastığa yasladım.

Ama yastık neden nefes alıyordu?

Şokla kafamı kaldırdığımda başımı yasladığım yerin Hyunjin' in göğsü olduğunu görerek önce rahatladım, sonraysa şaşkınlıkla kaşlarım çatıldı. İkimiz beraber benim odamda, benim yatağımda yatıyorduk ve ben onun göğsünde yatıyordum. Huzurla uyuyan ona ve dağılan saçlarına baktığımda güzelliğine bile odaklanamadan bu hâle nasıl geldiğimizi sorgularken buldum kendimi. Hafifçe kıpırdanmasıyla uyanıp onu izlediğimi düşünmesinden korkarak başımı tekrar eski konumuna, göğsüne koydum ve gözlerimi kapatıp uyuyor numarası yaparken düşünmeye başladım. Nasıl bu hâle gelmiştik?

Kapanan bilincim hafifçe gidip gelirken gözlerimi açamıyordum bile, tek bildiğim birinin kucağında olduğumdu, bir yere tırmanıyor gibiydik çünkü sarsılıyordum birazcık. Gözlerimi aralamaya çalışsam da başarısız olurken sarsılmamla korkarak kucağında olduğum kişinin göğsündeki tişörtü sertçe sıktım.

Sonunda sarsılmalar azalıp düzgün bir şekilde götürülsem de bırakmadım tişörtü. Ne olduğunu, kim olduğunu anlayacak kadar bilincim olmasa da tek bildiğim alkol kokusundan bile kendini ayırt ettiren kokusunun huzur verdiğiydi. Burnumu boyun girintisine sokarak iyice onu soluduğumda boynu gerilirken sırtımı ve bacaklarımı saran elleri sıkılaştı, sesini duyar gibi oldum.

"Sen gerçekten beni sınıyorsun, başka açıklaması yok." Fısıldamıştı sanırım ya da normal söylemişti. Algılayamıyordum ama umursamadan kokusunu içime çekmeye devam ettim.

Biraz gül gibi kokan ferah koku benim huzur bulmamı sağlarken iyice mayışmıştım ki o kucaktan ayrılarak yumuşak bir yere bırakılan bedenimle huzursuzca kıpırdandım. Üzerime örtülen şeyle gözlerimi hafifçe aralarken yanımdaki kişinin arkasını döneceğini fark etmemle yakınımdaki elini tuttum ve mırıldandım.

"Gitme."

Duraksadığında elimle sıkıca elini tuttum ve onu yanıma doğru çektim. Yatağımın ucuna oturmasıyla hafifçe geriye doğru kaykılarak yanımda ona yer açtım. Fısıldayan sesiyle cevap verdi.

"Salonda yatacağım Lixie, merak etme çok uzağa gitmiyorum."

Sesi daha çok içime huzur doldururken koridordan yansıyan ışığın haricinde karanlık olan odada yüzünü görmeye çalıştım. Hem doğru düzgün açılmayan gözlerim hem de karanlık yüzünden onu görmediğimde sertçe yanıma çektim, çok etkilenmemişti.

"Benimle uyu."

"Olmaz sarhoşsun şu an, sabah korkabilirsin." diye mırıldansa da umursamadan çekiştirmeye devam ettim.

"Beni bırakırsan peşinden gelip merdivenlerden yuvarlanırım."

Bu tehdidim karşısında nasıl tepki verdi bilmesem de oflayarak "Sen bana sınav olmalısın." dediğini duydum. Sonraysa benden oldukça uzağa olacak şekilde yatağa uzandığını ağırlaşan yataktan anlamıştım.

Siktir, çocuğu gece boyunca taciz edip durmuştum. Ancak işin en kötü kısmı bunları yapmam değildi, yaptığım her şeyi hatırlamamdı. Kendime inanamayarak stresten dudağımı sertçe ısırdığımda aklıma kucağına çıktığım anın gelmesiyle kapalı olan gözlerimi daha sıkı kapattım. Kafayı yemiştim ben, gerçekten kafayı yemiştim.

"Lix kıpırdanıp durmasana."

Hyunjin' in uykulu ve boğuk çıkan sesiyle donup kaldığımda ağır çekimde gözlerimi açarak bakışlarımı ona çıkarttım. Gözleri kapalıydı ve uyuyor gibiydi ancak tekrar konuşmasıyla irkildim.

edit | hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin