Wang hanesinin ana giriş kapısına ulaştığında yüreği gümbürdedi. Bir insanın ömründen daha uzun zamandır buraya gelmemiş, lakin bunun aksine burada yaşadığı hiçbir şeyi de unutamamıştı. Giriş kapısının yanında parlayan şakayık çiçeklerini gördüğünde, dudaklarında mahzun bir gülümseme belirdi. Akabinde kalbi tekrardan gümbürdedi, o bu çiçekleri çok severdi.
"Bu hanede bir gün bile şakayıklar eksik olmadı." Lifei dudaklarını bastırarak gülümsemesine eşlik etti. "Bu çiçeklerin koparılması hala yasak."
Buna cevap vermedi, verebileceği bir cevap da yoktu zaten. Lakin beklediğinin aksine bunu duymak onu pek de şaşırtmadı, kokusuna ihtiyacı olduğunu biliyor ve bunu kesinlikle kötü bir taraflara çekemiyordu. Yine de sataştı "Lifei, tüm bunların son 20 senede yapıldığının bilincindeyim."
"Hayır Xiao Zhan, gerçekten tüm bunlar hazırlık değildi. Ağabeyimin klan lideri olacağı kesinleştiği günden beri bu çiçeklere gözü gibi bakıyor. 20 senede biz sadece sana ulaşmaya çalıştık, Pier'e ulaşamasaydım sanırım bir şekilde yanına gelecektim." Kadın gülümsemesini bozmadan cevapladığında buna kayıtsız kalamadı.
"Bunu garipsemiyorum, kokuma ihtiyaç duyabilir sonuçta diğer parçası benim ruhum. Lakin bunun altında iyi niyet aramamı kimse bekleyemez."
Sonrasında ikisi de sessizleşti, araba büyük kırmızı evin önünde durduğunda Lifei elini yavaşça onun eline dokundurdu, ardından güven verici bir ifade takındı "Şu saatten sonra ne olursa olsun yanındayım, kimsenin baskısını üzerinde hissetme. Sen gelecekti klan lideri kadar değerlisin hepimiz için, kaderimiz senin ellerinde."
Sözleri duymazlıktan gelse de elini çekmedi. "Siz de benim burada kalamayacağım bilincine varmalısınız, ruhumu tekrar parçalatmak gibi bir planı yok."
Kafasını ona çevirmediğinde, kadın büyük bir iç çekişle arabanın dışına çıktı. İşte en zor kısmı burasıydı Wang Hanesinin topraklarına basmak... En son bu topraklara girişi kutsal kanıyla beraber yasaklanmışken, şimdi tekrardan bir şey olmamış gibi onun girmesini bekliyorlardı. Bilinçaltındaki travmalar tekrar nüksetmeye başladığında daha rahat nefes almak için gömleğinin bir düğmesini çözdü, kesinlikle korkmadığını söyleyemezdi. Nefesi iyice daraldığı vakit, kaç dakikadır arabada olduğunu bile bilmiyordu. Sonunda Lifei camı kısaca tıklattığında kendine gelmeye çalışarak derin bir nefes aldı.
Kesinlikle delicesine tekrar ölmekten korkuyordu...
Sonunda inmesi gerektiğini hissetmiş olacak ki, yüzünü sıvazlayarak yavaşça arabanın kapısını açtı. Yüzüne çarpan sıcak hava, tanıdık şakayık kokusu vücudunu titretti. Kendisini tamamen arabadan atıp kapıyı kapattığında, bir grup mürit onu selamladı. İçlerinden altın gözlü, kırmızı saçlı olan kadın öne çıkarak sağ bacağını kırdı.
"Xiao Zhan, Wang Hanesinin topraklarına hoş geldiniz."
Wang hanesi...
Toparlanamayacağını hissettiği vakit, yavaşça nefesini tuttu. Kadını kısa bir baş sallamasıyla selamladı. "Hoş buldum demeyi çok isterdim."
Karşısındaki elini ağzına atarak gülümsedi. ardından Lifei'ye dönerek konuştu. "Baş şövalye sizin odanıza dönmenizi emretti." Ardından bakışlarını Xiao Zhan'e çevirdi. "Sizi bekliyor, lütfen benimle gelin."
Lifei itiraz ederek sesini yükseltti "Bunun şu an için uygun olmadığını belirttiğimi sanıyorum, dinlenmesi ve kafasını toparlaması gerekiyor. Bu görüşmeyi daha uygun bir zaman yapabilir."
"Kararlarına ne siz ne de ben karşı gelemeyiz leydim, daha fazla zorluk çıkarmanız baş şövalyeyi sadece biraz daha fazla sinirlendirir. Rica ediyorum sessiz bir biçimde kendi odanıza dönün, biliyorsunuz ki oldukça stresli." Diğerine tekrar konuşma hakkı vermeden sert bir biçimde konuştu, ardından Xiao Zhan'e dönerek yavaşça gülümsedi. "Lütfen, beni takip edin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer//Yizhan
Ficción General"Ben pek iyi birisi değildim, lakin sizin kadar da kötü olamadım."