Jeff beni zorladığı için Phuket'e sahile gelmiştik. Her bir köşede Bible ile anılarımız vardı. Şirketten, işlerden ve bazı sorunlardan kaçmak istediğimizde buraya gelir ve dinlenirdik.
Tekrar gözlerim dolmaya başlamıştı. Jeff'in bakışlarını gördüğümde zorlukla gülümsemiştim. "Çok rüzgarlı gözlerim doluyor" Kolunu omzuma sarmış ve eliyle saçlarımı okşamıştı.
"Biraz hava almak iyi gelir diye düşündüm-" Biranda önüme geçmesiyle gözlerimi kırpıştırdım. "Ne oldu?" Gülümsedi. "Hadi başka bir yere gidelim"
"Ah Jeff sen değil misin?" Duyduğum erkek sesiyle gözlerimi kırpıştırdım. Jeff beni iyice saklayıp arkasını dönmüştü. "Ne zamandır görüşmedik. Nasılsınız?" Jeff'in elinden kurtulup yanına geçmiştim. "Ne yapıyorsun Jeff? Sıkıştım." Saçlarımı hızla düzelttim. Sessizleşen bedenler yüzünden gözlerimi karşımızdaki bedenlere çevirmiştim.
Gördüğüm görüntüyle nefes alamadığımı hissetmiştim. Bacaklarım titremeye başladığı için Jeff'in koluna tutunmuştum. Bible soğuk gözleriyle Jeff'in kolundaki elime baktı. Bende aynı şekilde birleşik ellerine bakmıştım.
"Birkaç günlüğüne burada kalmak için gelmiştik" Us'ın sesiyle gözlerimi Bible'dan ayırdım. Yüzüme bakamıyordu.
"Sizden nefret ediyorum"
Kendimi daha fazla engelleyememiştim. "İkiniz için de hiçbir şey ifade etmiyor muydum? Bunu hak edecek ne yaptım ben?" Bible gözlerimin içine bakıyordu ama şu an nefret kustuğum kişi o değildi. Us kafasını önüne eğmiş ve elini Bible'ın elinden kurtarmıştı.
"Build özür dilerim ben düşündüğün gibi değil-" Bible Us'ın sözünü kesmişti.
"Seni ilgilendirir mi?" Soğuk ses tonu yüzünden kalbim ağrımıştı. "O benim en yakın arkadaşımdı Bible. Sen bunu bana nasıl yaparsın? Sence beni ilgilendirmiyor mu?"
Bacağıma sürtünen Grey'i görmemle odağımı Bible'dan çektim. Eğer daha fazla bir şey söylerse dayanabileceğimi sanmıyordum.
Aşık olduğum adam gitmiş yerine bir başkası gelmişti sanki.
Kumun üstüne oturup Grey'i kucağıma aldım. Hiçbir zaman kendini uslu bir şekilde sevdiren bir kedi olmamıştı ama şu an kucağımda sakin bir şekilde yatıyordu.
Tıpkı benim onu özlediğim gibi o da beni özlemiş olmalıydı.
Üçününde bakışlarını üstümde hissediyordum ama umrumda değildi. Bible üstüme eğilmişti. "Bu kadar özlediysen arada gelip görmen sorun değil" Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar yakınımdaydı. Kısacık bir an bile olsa ikimizin de gözleri birbirimizin dudaklarına kaymıştı. Özlem duyduğum yüzü bu kadar yakınımda görmek kalbimi çarptırmıştı.
Öksürüp ayağa kalktım. Bible Grey'in tasmasını tekrar takıp doğrulmuştu. Gözleri tekrardan yüzüme çevrilmişti. O uzun uzun bana bakarken ben aylardır hasret duyduğum yüze bakamıyordum bile.
Us bana bir adım atmıştı. Sarılmaya çalıştığında geri çekildim. "Biz artık arkadaş değiliz" Gözleri dolmuştu. Bible hala bana bakıyordu. Jeff yavaşça koluma dokundu. "Artık gidelim"
Kafamı onaylar anlamda salladım. Sırtımı okşayıp elini omzuma koymuş ve yürümeye başlamıştı. Bible'a son kez bakıp önüme döndüm.
Jeff omzumu okşadı. "Üzgünüm seni buraya getirmemeliydim"
"Senin bir suçun yok. Bilseydin getirmezdin" Elimi tutup sürükledi. "Otur biraz" Onu dinleyip banka oturmuştum. "Resmen benimle yaptığı her şeyi onunla yapıyor" Jeff yanıma oturdu. "Dök için Build. Yalnız değilsin, ben yanındayım. Tek başına ağlamaktansa benimle birlikteyken ağla"
Zorlukla ayağa kalktım. "E-ev, eve gidelim" Kafasını onaylar anlamda sallamıştı. Hızlı adımlarla arabasına ilerledim. Ön koltuğun kapısını açıp oturmuştum. O da yanıma oturup arabayı çalıştırdı. Camı açıp denizi izlemeye başladım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.
Us'ın Bible'a unutturması gereken daha çok şey vardı.
Kalbim ağrıyordu. Bible'ın ellerini benim ellerim dışında birinin elinde görmek canımı çok acıtıyordu. Onun için üzülmeyi bırakmayı kendime ne kadar hatırlatsam da yapamıyordum. Bir zamanlar bana aşkla bakan o soğuk gözlerini görmek beni öldürüyordu.
Jeff arabayı durdurmuştu. Kalacağımız yere geldiğimizi anladığımda arabadan indim. Hızla eve ilerleyip anahtarla kapıyı açmış ve kendimi koltuğa atmıştım. Jeff kapıyı kapatıp yanıma gelmiş ve saçlarımı okşamıştı.
"Atmayacak mısın?" Duyduğum şeyle gözlerimi Jeff'in gözlerine çıkardım. "Neyi?" Gülümsedi. "Gönderi"
Gözlerimi kırpıştırdım. "Nasıl fark ettin?" Kafasını eğmişti. "Nasıl fark etmem?" Gözlerimi kırpıştırdım. "Belki de atmamalıyım" Gülümsedi.
"At Build"
Yavaşça telefonumu çıkarmış ve Jeff'in bir fotoğrafını çekmiştim. Yavaşça sırtımı okşadı. "Bir ihtiyacın varsa ben hep buradayım Build"
@buildurluve
@buildurluve: Çok şey unutturması gerekiyor şimdi sana @jeffsatur
k: yoksa yeni bir aşk mı doğuyor???
=> h: açıklamaları bile bible ile ilgili sanmıyorum😬