xi | doğru an geldiğinde

987 75 31
                                    

Kırmızı halıda yürürken fotoğraf çekimi için kameraların merkezinde durduklarında Charles'ın eli belindeydi. Elini omzuna koyup onunla poz verdi, kameraların patlayan flaşları gözünü alıyordu, bazılarına bakarken birkaçında başını Charles'a doğru çevirdi. Birkaç kare daha ve artık internette yayınlanacak, birbirlerine olan dostane bakışlarını içeren fotoğraflar vardı.

Lucinda ve Henry'nin de çekilen çift fotoğraflarının ardından kırmızı halıda başrollerin görünmesi istendi. Lucinda, köşede bekleyen Charles'ın yanına giderken onun parlayan gözlerle Sofia'ya baktığını gördüğü için gülümsüyordu.

"Sana nasıl baktığını görüyorsun, değil mi?" dedi Lucinda genç adamın dikkatini kolaylıkla çekecek şekilde. Neden bunu dediğini anlamamıştı ki Sofia bakışlarını ona çevirip gülümsedi, oldukça içten bir gülümsemeydi bu. Gözlerinin içiyle gülümsüyordu.

"Bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama... Jorge ile beraberken böyle güzel bir enerjisi yoktu." Seninleyken çok daha iyi demek istiyordu. Gözle görülür derecede böyleydi ve Charles'ın kafası gayet karışıktı.

Dışarıdan bir göz, ona eski sevgilisinden daha iyi geldiğini mi söylemişti? Kendi de böyle düşünmüyor muydu zaten? Ondan daha iyi davranabileceğimi biliyorum. Kalp atışları duyduğunun heyecanıyla onun kontrol edemediği derecede hızlıydı.

"Birbirinize itiraf ettiniz mi?" Her şeyi çözmüşçesine sordu. Jorge'u sevmediğini söyleyemezdi, Sofia'yı aldatana kadar birlikte iyi olduklarını düşünüyordu. Bugün Charles ile tanıştığında ise Jorge'un yanında olduğundan çok daha farklı olduğunu, onunlayken gerçek mutluluğunu sezdiği kanısına vardı.

Charles utangaç bir tavırla başını eğdiğinde Lucinda ona bir abla edasında yaklaştı, oldukça samimi ama onun sınırlarını aşmayacak ve rahatsız hissetmesine sebep olmayacak şekilde. "Ah, ondan hoşlandığın oldukça belli tatlım."

"Benim ne hissettiğimin önemi yok, o bana karşı aynılarını hissetmiyor." Gülümsemesi acı dolu bir hâl aldı. Aynılarını hissediyor olsaydı her şey daha kolay olurdu, etrafında dört dönerdi her zaman. Şu an da aynı şeyleri yapıyordu ama... Aynı hissettirmiyordu işte. Arkadaşı sıfatıyla yanında bulunmak kalbini acıtıyordu.

"Senin ne hissettiğinin elbette önemi var, canım. Sadece onunla hislerin hakkında konuşmalısın. Emin ol negatif bir tepki almayacaksın."

Sofia asla Charles'ın almaktan korktuğu tepkiyi vermezdi. Ama Charles kendisini frenlemeye devam ediyordu. Doğru zamanı beklemek istiyordu, bekleyişi yıllar sürmüştü. Tam karar verdiğinde ortaya çıkan şeyler onu engellemişti. Son engeli, Jorge, artık bir engel değildi.

"Doğru an geldiğinde mutlu olacaksınız, güven bana."

İkilinin bu konuşmasının üzerinden saatler geçti. Charles, Lucinda'ya karşı ayrı bir samimiyet beslemişti onunla olan diyaloglarından sonra.

Kameraların uzaklaştığı, masalarda boşalan içki bardaklarıyla kahkahaların yükseldiği dakikalar ilerlerken Henry ve Sofia sette yaşadıkları eğlenceli anılardan bahsediyorlardı. Henry onu rahat hissettirmek için olabildiğince içinde Jorge olan kısımları atlıyordu.

"Bir otel ayarlamam gerekecek, birkaçının numarasını buldum." dedi Sofia kadehinden bir yudum daha aldıktan sonra. Bir gece burada geçirip ertesi sabah geri döneceklerdi ve geceyi geçirmek için otel bulmalıydı.

"Otel odası mı? Buna izin vereceğimi mi sanıyorsun Sofia? Bizde kalıyorsunuz." Henry en samimiyet içeren ses tonuyla konuyu kapattı. Onları otel arayışından kurtarmıştı.

Champagne And Sunshine ✶ Charles LeclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin