19| Onlar Öpüşüyorlardı
Ben... İstemeden de olsa Eymen'e soğuk davranıyordum.
Yani buna ne kadar soğukluk denebilir bilmiyorum ama. O gece hiç yaşanmamış gibiydi. Sadece iş saatleri içerisinde görüşüyor gereksiz hiçbir şey söylemiyorduk birbirimize. Ve bugün Eymen beni beraber kahve içmek için çağırdığında teşekkür ederek reddetmiştim. Yüz ifadesinden bozulduğunu anlayabilmiştim. Gerçi o birkaç saniye içinde yüzünü her zamanki ifadesine bürümüştü ama işte ben göreceğimi görmüştüm.
Şu an odamda volta atıyor olmamın sebebi de buydu.
O ifadeden ne anlamam gerektiğini bilmiyordum. Gürcan'ın dediği gibi cinsel çekimden fazlası olabilir miydi?
İmkansız geliyor anasını satayım.
İçimden bir ses bana karşı hisleri olduğunu söylerken diğer ses Eymen'in tek isteğinin yatmak olduğunu söylüyordu. Odama kapandığımdan beri bu ikilemin arasında gidip geliyordum. İçinden çıkamamıştım.
Eymen'in beni sevmesini istiyor muydum? Evet. Eymen'i seviyorum diyebilir miydim? Emin değilim. Çünkü içimdeki hisleri adlandıramıyordum. Onu sevecek kadar tanıyor muydum ki... Hoşlantı olduğunu biliyordum ama, sevmek? O bambaşka bir mevzu değil mi?
Düşünmekten beynimin yanacağını hissetmeye başlamıştım. Oflayarak saçlarımı karıştırıp volta atmayı kestim. Bir hışımla odamdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım. Bir alt katımdaki Semih abiye uğrayacaktım. Durumu tam olarak anlatmasam da bana yardımcı olabileceğini düşünüyordum. En azından aklımdaki bazı soru işaretlerini yok edebilirdi.
Merdivenlerden inmemle hızla koridorun en sonundaki odaya doğru ilerliyordum ki ne olduğunu anlayamadan birine çarptım.
Başı boynuma kadar gelen birine.
"Eymen Bey?"
Gerçekten şu an, burada karşılaşmak zorunda mıydık?
Burnunu tutarak başını kaldırdı. "Efendim?"
"İ-İyi misiniz?" dedim yükselttiğim sesimi alçaltarak.
Başını sallayıp eliyle burnunu ovuşturdu. "Burnumu kırdın ama iyiyim."
"Ben..." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek "...özür dilerim. Önüme bakmıyordum."
Bedenlerimiz çarpışmanın etkisiyle yakınlaşmış ve bir daha uzaklaşmamıştı. Aramızda bir adımdan bile daha az bir mesafe varken konuşuyorduk. "Evin içinde neden böyle aceleyle koşuşturduğunu bilmesem de, sorun yok." dedi.
Koşuşturmak demişken... Semih abiyi unutmuştum. "Şey ben gideyim..." deyip gitmek için hamle yapmıştım ki sözleriyle durdurdu beni.
"Nereye?"
"Semih abiyi bulmam gerekiyor."
"Ama-" demişti ki, sözünü kesip aceleci bir ifadeyle "Size iyi akşamlar efendim." diyerek tekrardan yüzüne bakmadan yanından sıyrılıp odaya doğru ilerledim. Yüzünü görüyor olmak bile kalbimi heyecanlandırıyorken nasıl hislerimi belli etmeden durabilirdim ki.
Ellerimle yüzümü kapatıp oflayarak durdum kapının önünde. Yüzümü ovuşturup "Ne olacak böyle ya." diye mırıldandım.
Kapıyı çalmayı bile düşünemeden ittirdim tuttuğum kapı kulpunu.
İttirmeseydim keşke.
Burası Semih abinin odasıydı ama tam karşımdaki yatakta Reyhan oturuyordu.
Üstelik Reyhan'ın kucağında oturan İrem'den başkası değildi.
Ve onlar öpüşüyorlardı.
Hem de öyle tutkulu, kendilerinden geçmiş gibi öpüşüyorlardı ki geldiğimi bile fark etmemişlerdi. "Hassiktir." dudaklarımdan kaçan kelimeye engel olamamıştım.
Sesimi duyan İrem Reyhan'ın tuttuğu yanaklarından ellerini çekip başını bana döndürdü. Beni görmeyi beklemiyor olacak ki şaşırmıştı. Yine de hala pozisyonlarını bozmamışlardı. Reyhan başını çevirme gereği bile duymadan göz ucuyla bana bakıp "Çıkarken kapıyı kapatır mısınız Hazar Bey?" dedi.
Ardından çıkmamı beklemeden kaldıkları yerden öpüşmeye devam ettiler.
Şok içinde açtığım kapıyı kapatıp duvara yaslandım. Neler oluyordu bu aşağılık evde? Her şeyi geçtim onlar niye Semih abinin odasında öpüşüyorlardı?
O da değil ben niye sürekli birilerini öpüşürken yakalıyordum?
Siktir şimdi ben kiminle konuşacaktım?
.
dünyanın en kısa bölümü olabilir
ama söyle düsünün
hic olmayabilirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Say Yes To Me | bxb
Romance[TAMAMLANDI] Ben onu dışarıdaki tehlikelerden korumak için görevlendirilmiştim, aşık olmak hiç hesabımda yoktu. - Başımı eğip altımdaki Eymen'e baktım. Gözlerinde gerçek korkuyu görebiliyordum. Yutkunup daha sıkı tuttu gömleğimi. Gözlerimiz birbirin...