Dostluğumuza

59 5 0
                                    

bir dakika, bir dakika. sen şimdi bana bugüne gelmeyeceklerini mi söylüyorsun? ulan siktiğimin salağı, neden çağırdık o zaman Black Dragon'u biz?

çok sinirlenen bir yapım yoktu benim ama işin özü kendi yaptığım işler boka sarmaya başladığında bütün vücudumdaki kan, beynime toplanıveriyordu. anne, baba, kardeş veya herhangi birisi fark etmez ; birisi benim canımı sıktığında ve istediğim işler tıkırında gitmediğinde sinirlenen halimi pek çok kişi görmek dahi istemezdi. elimin altındaki kalem çıtırdayıp yere düşerken sandalyemi ittirip ayağa kalktım ve ayaklarımı yere vura vura gözlerimi Shigaraki'ye çevirdim.

sakın bana Kazutora'ya bir şeyler öğretemedim, sabah akşam kahve içtik deme.

"Gelsin mi?"

neyi bekliyorsunuz ya?! bilmem farkında mısınız ama-

"Hajime, biraz otur. sakinleş. Her şey istediğimiz gibi gitmez bazen." 

tam bir aydır bekliyoruz. embesil Haitani kardeşler şimdiye kadar verdiğimiz işleri yapmış olsalardı bu iş bu kadar uzun sürmezdi.

"Ne yapmak istiyorsun o zaman?"

Masada çıt çıkmıyordu. ben de hala ayakta ateş püskürürken gözlerimi Ran'a doğru çevirip kollarımı göğsümde birleştirdim

bu bölümle uğraşan kişilerin değiştirilmesini istiyorum. baş olarak ben ilgileniyor olabilirim ama görüyorsunuz, Ran ve Rindou bu işin altından kalkmıyor.

"Sen ne dediğinini farkında mısın?!" 

"Bırak, Rindou. ne halt ederse etsin. elbet dilenmek için bize yeniden gelecek. ama o zaman sana bu kadar yumuşak davranmayacağız, Hajime."

Ne oluyor burada? ne bu gürültü?

"Patron en güvendiğin kişinin işleri iyi gitmemiş. fiyaskoyu bize kesiyor." 

Gözlerim seğirmeye başladığında Haruchiyo-kun'n elini omzumda hissetmiş ve gözlerim kocaman açılmıştı. bu bana bir cesaret verdiğinde omuzlarımı silkerek başımı kaldırdım. gözlerim Wakasa-kun ve Haruchiyo-kun arasında gidip gelirken Haruchiyo-kun sadece hafifçe gülümseyip omzumu sıkmakla meşguldü

Hepinizin yerini doldurmam saniyelerimi alır ama Koko gibi birisini bulmam için kaç yılımı verdim ben. eğer o istediği bir şeyi size yaptıramazsa ben onun arkasında duracağım. cesareti olan yapmasın.

Ben bugünlere bu adam sayesinde gelmiştim. gerçekten böyleydi. anlamsız bir şekilde hep böyle şeyler söylüyordu. beni önemli birisi olarak görüyordu ve ben de bu statüyü kullanmaktan hiçte gocunmuyordum. tek kaşımı kaldırıp masadakilere göz gezdirirken Haruchiyo-kun elini çekerek sandalyesine oturmuştu

Kimi, nereye almak istiyorsun Koko?

bar da çalışan ve çevresi bayağı geniş olan birisini tanıyorum. Ran ile konumlarını değiştirmek istiyorum.

"Abim giderse ben de giderim."

Ran ve Rindou'yı kaybetmek sana pahalı patlarsa ne yapacaksın Koko?

patron. daha demin kendin söyledin, eğer onlar giderse yerleri beş dakika da dolar. değil mi?

Masadaki gerilim artmaya devam ederken önce Ran, hemen ardından Rindou kapıdan çıkıp gitmişti. omuzlarımdaki yük kalkıyor gibi hissederken bir işaretimle Shigaraki yerinden zıplayarak gitmişti. ben de sol taraftaki yerimi alarak güler yüzümle Haruchiyo-kun'a dönmüştüm

patron, iyi uyuyabildin mi?

Ah, gerçekten çok güzeldi. bana son verdiğin şey.. bomba gibiymiş. kendimi hala uyuyor gibi hissediyorum.

Glowing in the Dark | Kokonui. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin