Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.
Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim
Yazarınız;
DilaraEclipse'in Ağızından;
Üst kata yavaş yavaş çıkmamla birlikte evin içine gelen güneş ışığının seviyesi de azalmıştı.Üst katta artık sadece karanlık görüyordum.Sol elimi havaya doğru kaldırdım ve sessizce büyümü fısıldadım
"Işık Topu"
Ellerimin 5 santimetre üzerinde tam bir yuvarlak şeklinde sarı renkli bir avuç boyunda bir top belirdi ve havada süzülmeye başladı.Işık Topunu bir el feneri gibi kullanarak ileriye doğru doğrulttum.Üst kattaki oda yapısı, benim Evimdeki oda yapısının aynısıydı.Önümde şu anda tam tamına 3 tane kapı duruyordu ve bunlardan biri muhtemelen Datrone'un odası,biri herhalde onu özel oluşturulan oda,Tıpkı benim Ruh Çemberi odam gibi.Diğeri ise muhtemelen kütüphaneye açılıyordu
Buğulu ağlama sesi en çok ortadaki odadan geldiğinden dolayı sessizce orta kapıya doğru yöneldim ve kapının kulpunu tutmaya başladım.İçeriden gelen Buğulu ağlama o kadar acı verici ve yürek burkutucuydu ki Benim bile içim acıtmıştı
Gözlerimi kapattım ve tüm cesaretimi toplayarak.Gözlerimi açtım ve sessizce kapının kulpunu çevirdim.Kapının kulpunu çevirip kapıyı yavaşça açmamla birlikte içeride bir hareketlenme olduğunu hissetmiştim Ama hiçbir şekilde korkmayarak sol elimdeki Işık topunu ileriye doğru uzattım
Işık topunu ileriye doğru uzatıp tüm odayı aydınlatınca gördüğüm şey karşısında şoka uğramıştım
Karşımda siyah renkli tüylerden yapılmış kocaman kabarık bir şey duruyordu.Ne tür bir şekli olduğunu ya da bu şeyin ne olduğunu bilemiyordum çünkü sadece uzaktan bakılınca kocaman ve simsiyah tüylerden yapılma kabarık bir şey gibi duruyordu ve buğulu ağlama sesi bu varlıktan geliyordu.Bu varlığın boyutu tavana kadar uzanıyordu hatta uzanmakla kalmıyor neredeyse tüm bir duvarı kaplayacak bir biçimde duruyordu
Ne olur ne olmaz diye Sağ elimi arkama doğru koymuş ve gizliden gizliye bir tane büyü yapmak için hazırlanıyordum.Eğer bana saldırmaya kalkarsa arkamdaki elimi görmeyecek ve aniden yapacağım büyüyüp bir anda o yaratık suratına yiyecekti.O yüzden Sağ elim arkamda hazırda bekliyordu
Temkinli bir şekilde yaratığa doğru yanaşırken sessizce ona doğru fısıldadım
"Datrone?"
Bunu der demez yaratık aniden Buğulu bir şekilde ağlamayı kesti ve olduğu yerde titremektense bir anda bir heykel gibi durmaya başladı.Bu tabii beni şaşırttığı gibi hafiften de korkutmaya da başlamıştı.O kadar ani ve hızlı olmuştu ki benim bile nevrim dönmüştü neredeyse tam 4 dakika boyunca böyle durduktan sonra yeniden fısıldadım
"Datrone? Bu sen misin?"dedim
Kanatlar yeniden titremeye başladı ve sonrasında ise aniden kanatların üzerinde tam tamına 6 tane kocaman göz açılınca olduğum yerde zıpladım.Bunlar normal insan gözleriydi ve kanatların üzerinde duruyorlardı.Muhtemelen bir yarım metre boyları var olan gözlerdi,gözler tıpkı Datrone'un gözleri gibi grimsi ve siyahın karışımı olan bir renkti
"Eclipse? Bu sen misin?"dedi yaratık
Yaratığın sesi Datrone'un sesi ile aynıydı ama birazcık daha kalın ve daha çok titreyen bir ses gibi duruyordu.Tabii kanatlarının da önünde olması sebebiyle aşırı derecede Buğulu ve neredeyse duyulmaz bir biçimde duyuluyordu.Ona muhtemelen çok fazla yaklaşmadığınız sürece sesini bile duymanız imkansızdı.Ben bile 6 adım yanında olmama rağmen ben bile sesini birazcık daha zor duyuyordum
En fazla 5 dakika boyunca böyle durduktan sonra aniden kafama dank etti bu varlık bir melekti ancak siyah renkli bir melekti Bu da demek oluyor ki bu yaratık bir...
Ölüm Meleğiydi...Ve bu da demek oluyor ki bu yaratık
Datrone'du...
Hemen Datrone'un yanına doğru koştum ve kanatlarına ellemeye başladım sonrasında ise yavaş yavaş Dizlerimin üzerine çökerken Datrone'un kanatlarının üzerinde bulunan gözlerine bakıyordum.'Ölüm Meleği gerçekten böyle mi gözüküyordu?' diye düşündüm içimden ama olsun yine de bu koskocaman kanatlarını arasında benim çok sevdiğim bir Datrone'um vardı.Hangi şekilde veya hangi formda olursa olsun onu sonsuza kadar sevecektim
"Datrone,benim Eclipse..."dedim sakince
"Eclipse?"dedi Datrone kalın bir sesle
Datrone'un kanatları aniden titremeye başladı.Göz bebekleri küçülürken, gözleri titremeye başladı Hatta birkaçından da yaş damladığını görmüştüm.Datrone inleme ve ağlama arasında bir ses çıkarmıştı
"Eclipse,lütfen uzak dur benden...Beni bu şekilde görmeni istemiyorum! Ben...Ben..."dedi Datrone ağlayan bir sesle
Datrone bunu der demez bir durakladım.En fazla 5 dakika boyunca durakladıktan sonra ise ona tatlı bir biçimde gülümsemeye başladım.Bu esnada ise gözlerimi,Datrone'un kanatlarının üzerindeki gözyaşı döken acı dolu olan gözlerinden ayırmıyordum.Sol elimi,Gözün bir 5 santim üzerindeki tüylere doğru uzattım ve o bölgeyi yavaşça okşamaya başladım.Okşarken ise Gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum
"Datrone,sen hangi formda olursan ol,ben seni yine de sevmeye devam edeceğim...Benden çekinmene veya korkmana gerek yok.Ben seni kalbinden dolayı sevdim,görünüşünden dolayı değil"dedim sakince
Datrone'un gözleri tıpkı mükemmel bir şey görmüşcesine büyürken ben ise ona doğru bakmaya devam ediyordum.Yüzümdeki gülümseme hiçbir şekilde eksilmemişti çünkü ona karşı doğruları söylüyordum.Ben onu kalbinden dolayı seviyordum görünüşünden dolayı değil.İsterse karşıma bir İblis olarak çıksın Umurumda bile değildi çünkü sonuçta Her ne kadar İblis olarak gözükse de kalbinde tatlı,sevimli ve nazik bir Datrone olduğunu biliyordum
Kanatlarının üzerindeki gözler aniden kapandı ve bir anda yavaş yavaş ve zerafetli bir biçimde Kanatlar iki yana doğru açılarak arkalarında saklanan Datrone'un asıl bedenini ortaya çıkarmıştı
Datrone'un şimdiki bedeni her zamanki bedeninden farksızdı yine vücut porsiyonları aynıydı sadece birazcık daha siyah kıllı bir biçimde duruyordu ya da daha doğrusu söylemek gerekirse İnsan formundaki bir kurt gibi duruyordu.Kafasının iki yanından boynuzlar çıkmıştı ve bu boynuzlar Muhtemelen 50 santim falandı.Bütün vücudu kıllarla kaplı olduğundan göğsü,kolunu veya bacağını çok fazla seçemiyordum ama kafasının nerede olduğunu görebiliyordum.Kafasının üzerinde ise tam tamına 8 tane göz,4 sağ ve 4 sol olmak üzere alt alta dizilmişti.Uzaktan gözleriyle birlikte bir örümcek gibi duruyordu ancak yine de bu benim umurumda değildi
Şu an gördüğüm şey bir canavar değil bir Datrone'du
Benim Datrone'um du...
Yavaşça Datrone'un yanına emekledim ve kafasını iki elimin arasını alarak bana doğru bakan ve kor gibi parlayan kırmızı renkli gözlerine doğru bakmaya başladım.Şu an Datrkne'a oldukça yakındaydım ve biraz daha yaklaşsam burunlarımız birbirine değecek ve neredeyse onu dudaktan öpecektim
Bana korkmuş ve Tedirgin bakan gözlerine karşılık benim gözlerim oldukça sakin ve tatlı bir biçimde ona doğru bakıyordu.Yavaşça ona doğru yanaştım ve burnuna küçük bir öpücük kondurduktan sonra alınlarımızı birleştirdim.Benim gözlerim kapalıydı Ama onun gözlerinin bana doğru baktığını hissedebiliyordum sessizce ona doğru fısıldadım
"Ne olursa olsun,Nasıl olursa olsun.Ben yine de seni sevmeye devam edeceğim,Datrone.Bunu sakın unutma..."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-4:Ateş Çemberi
FantasyPrens İlkay olayının ardından tam 2 sene geçmiş,Eclipse Nightinggale artık 18 yaşına gelmiş olan genç bir kızdır.Melezler Okulunda geçireceği 4.Senesine hazırlanırken adettendir bir olay ile karşılaşır Ancak karşılaşacağı bu olay,Evrenin tamamen de...