Henüz 3-4 yaşlarındayım. Ne annemsiz ne de babamsız yapabiliyordum. Bir sabah ambulans sesiyle uyandım. O aralar ambulansın bile tam olarak ne olduğunu bilmiyordum. Babamı aldılar annem ise kapının önünde ağlıyordu çok küçüktüm ama annemin ağlayışıyla beraber en pis manzara gördüm. İki tane abi girdi bir telaşla içeri ve ben hala sadece olanları izliyordum neler olup bitiyordu henüz farkìna varmamıştım. Usulca annemin yanına yanaştım anne ne oluyor bu abiler kim niye ağlıyorsun diye hafifçe mırındandım anneme. Sarıldı bana hemde çok sıkı kemiklerimi kırarcasına sarıldı. İçeriden bir sedye ve üstünden babam çıktı abi babam bensiz yapamaz nereye gidiyorsanız benide götürün dedim annem gel yavrum diyip aldı beni kucağına. Oysa ki evin en küçüğü olduğum için göz bebekleriydim bensiz yapamazdı babam. Annem o gece hiç uyumadı hal öyle birşeydiki benide ilk defa uyku tutmamıştı o gece öyle bitirmiştik. Öğlene karşı annemin yanına gittim. Anne babam bensiz yapamazdı nerede şuan sesim duymak için bile hiç aramadı dedim. Hemen gözleri doldu. Gelecek dedi sabr et dedi üzülme dedi çok şey dedi ama babam gelmedi saatlerde geçmek bilmiyor. Annem kalk dedi kalk teyze gile gidiyoruz dedi gitmek istemedim ya babam gelip bizi evde göremezse kızar ya açsa yemek hazırlicak kimse yok evde ama ben her ne kadar gitmek istemesemde annemin zoruyla yolu koyuluyoruz. Teyzem gile vardığımızda annem soluklanıp bir bardak su içiyor bir aceleyle niye o kadar aceleyle içtiğini anlamış değildim henüz. Bir ufak minder ve yastık kattı yere ve beni dizlerinde sallamaya başla o kadar güzel nini söylüyordu ki o niniye kapılıp uyuya kaldım. Gözlerimi açtığımda annemde yoktu babamında olmadıği gibi. Teyzemin yanın koşup teyzem annem nerede dedim babanın yanına gitti kuzum dedi. Oysa baban gelecek demişti niye annem gitti ki. Dayım geldi bir arabayla benide aldı yola koyuldu nereye gidiyoruz dayı dedim babanın yanına gidiyoruz yeğnim dedi. Çok mutlu oldum sanki o an yeniden doğudum. 1 Gün babamsız kaldım ama afrikalı bir çocuğun suya muhtaç olması gibi muhtaçtım babama. Sevgisine , korumasına , kızım demesine her zerresine muhtaçtım. Ve sonunda yolun sonuna varıp babamın yanına kavuştuk. Hastaneye girdik. Kocaman bir kapının yanında oturduk ve sonunda annemde yanımıza geldi. Anne babam nerede dedim. Gelecek şimdi dedi. Çok heyecanlıydım sanki ilk defa görecektim babamı. Babamı almaya gelen abiler gibi bir cok kisi vardı orada kafamda bir sürrü soru. Acaba hangi abi babamı almıştı ? Acaba babam şuan napıyor ? Ac mı ? Üzülüyor mu ? Karşıdan bir sedye geliyordu sabah vakti babamı üstünde yatırıp benden alıp götürdekleri gibi bir sedyedi. Annem elimden tuttu kalk baban geliyor dedi. O kadar mutluydum her an mutluluktan uçabilirim. O koskocaman sedye gelip yanımìzda durdu. Dayım beni kucağına alıp kaldırdığın da karşımda babamı gördüm. Annem hadi öp babanı dedi. Ben öptüm ama babam yüzüme bile bakmıyordu. Baba dedim kafasını bana çevirdi ve gözünden bir damla yaş aktı. Dayı hadi benide babamın yanına yatır yatamaz yoksa rahatta edemez dedim. Sonra dedi. Abiler tekrar alıp babamı götürdü. İçimde olan o mutluluk o sevinçde babamla beraber gitti. Annem hadi eve gidiyoruz dedi. Eve gitmek için yola koyulduk. Kısa bir süre sonra evde olduk. Anne babam ne zaman gelecek dedim. Çok yakında kızım dedi. Eve gelen giden çok oldu zamanla. Şaşkındım. Böyle sık sık misafir gelmezdi bizde. 2-3 Hafta sonra sabah annemin çığlığıyla uyandım. Kapının önüne koştum. Annem yerde ağlıyor kolundan tutan bir kac kadın aynı zamanda onlarda ağlıyor. Mahalle hepsi bize geldi. Hepsinin gözü yaşlı. Annem bu kadar ağlarken babam neden yanında değil. Masalar sandalyeler kuruldu mahalleye. Birde anlam veremediğim koskocaman bir mavi çadır kurdular. Karşıdan bir yeşil araba üstünde ise tahtadan bir insan boyunda kilosunda ev. Meğerse o sandalyeler masalar babamın mevlütü için. Yeşil arabada babamın cenaze arabası babamın bedenini taşıyormuş. Ev ise babamın yattığı yatakmış. Amcamın yanına koştum. Babamı o yataktan kaldır orada yatamaz evimizdeki yatağına getir amca dedim. Hıçkırarak ağlamaya başladı. Tahtadan olan yatağı alıp evin arkasına gittilet bir taşın üstüne yatırdılar. Bu sefer Cemal abinin yanına koştum. Siz niye babamı yıkıyorsunuz hem babam şuan uyuyor babamı uyandıracaksınız dedim. Cemal abide ağlamaya başladı. Annenin yanına git dedi. Henüz birşey anlamış değildim. Annemin yanına gittim. Arkamdan babam geldi. Babam hasta olunca kapımızı bile çalmayan kişiler babamı omuz üstünde taşımaya başladı. Babam hala uyuyordu hala uyanmamıştı. Babamı nereye götürdüklerini bilmiş değildim. Önce bir camiye götùrüp büyük bir taşın üzerine koydular. Herkez babamın önünde namaz kılmaya başladı. Babamın bir lafı vardı " NAMAZ KIL AÇ CENNETİN KAPILARINI " Lafı aklıma gelince bende hemen namaz kılma başladım. Namaz kılındıktan sonra tekrar omuzlar üzerinde taşınmaya başladı. Bir mezarlığa girdik. Kocaman bir çukurun yanına yaklaşdık. Beni fark eden Mustafa abi. Koş eve dedi. Babama napıyorsunuz dedim. Baban artık burada uyuyacak dedi. Tamam hadi uzandırın babamı dedim. Ve babamı o çukurun içine kattılar. Bir dakika Mustafa abi dedim. Ne oldu dedi. Benide katın içine uyuyamaz yoksa dedim. Lakin beni babamın yanına bile yaklaştırmadıar. Babamada kırıldım biraz aslında beni yanına almadı bensiz yatamazken uyudu orada bir daha da hic uyanmadı. Bir daha da kokusunu içime çekemedim. Aslında herşeyin farkındayım. Sadece farkında olmak istemiyorum. Babamın gittiğine bir daha gelmiceğine inanmak istemiyordum.