cp.10 "bileğinde izler"

99 18 5
                                    

selam!!!! ben geldim

sizi bolumle birakmadan once sarkimizi paylasayim heartburn calma listemden de ulasabilirsiniz, buraya hep ekliyorum ama paylastigimda niyeyse gorunmuyo anlamiyorumm

lana del rey- arcadia

iyi okumalar🫶🏻

cp.10 "bileğinde izler"

Onu tutan sıkı iplere sahipti.

Kelepçe olarak nitelendirmezdi. Sadece küçüklüğünden beri alıştığı, bileklerine bağlanmış o ipler vardı. Arada gevşerdi, yokluğunu hissettirdi ve mutlu olduğunu, özgür olduğunu düşündüğü o an ipler gerilir, bileğinde iz yapacak kadar sıkı çekiştirirdi.

Kelepçelere sahip olmasa da mahkum hayatı yaşadığının farkındaydı. Birine muhtaç olmak onun istediği şey değildi. Küçüklüğünden beri ne söylenirse onu yapmıştı. Düşüncelerinin bir önemi yoktu. Dayatılan her şeye boyun eğme eğilimi içindeydi.

Han Jisung en son ne zaman sustuğunu hatırlamıyordu.

İnsanlara karşı hep girişken ve konuşkan bir çocuk olmuştu. Sevecendi, başkalarının yardımına koşardı, alttan alırdı, taviz verirdi ve kendi haricinde herkesi birinci sıraya koyardı.

Bunların en başında da Felix vardı.

Felix onun iplerini kesmek için muhtaç olduğu çakmaktı. Sonucunda bileklerine değecek ateşi, tenine bırakacak hasarı hissediyor olsa da daha fazla hasar alamazdı. Ailesi en başında geri dönülemeyen bir iz bırakmıştı ruhuna. Ötesi yoktu.

Bakışlarını daldığı sarı, kirlenmiş duvardan çekip karşısındaki çocuğa baktı.

Okuldan çıktıkları andan beri, küçük bir işletmeye gelmiş içiyorlardı. Arada Minho'nun ağzına zorla soktuğu eti yiyip içmeye devam ediyordu. Tek kelime bile etmemişti. Konuşmak için yorgun hissediyordu.

Minho'da suskundu. Kendisi kadar içmemişti fakat ona eşlik etmeye devam ediyordu. Yola çıktıklarından beri ne yapması gerektiğini söylememişti. Belki de onunla bu kadar çok vakit geçirmesinin tek nedeni buydu.

Minho ile ne zaman bir araya gelse ona ne yapacağını söylemeyen tek insandı.

Belki de Felix haklıydı. Söylüyordu fakat Jisung o kadar kördü ki bunu görmüyordu. Alışmıştı ve ona yabancı bir hismiş gibi gelmiyordu.

Felix'i hep yargılardı. Kötü bir şey yaptığında, karşısındaki ezdiğinde ve kendisini kullandığında. Ağzını açmazdı fakat attığı bakışlar, düşünceleri hep yansırdı gözlerine. Bunları gördüğünü bilse de konuşmadığı için göz ardı ettiğini düşünürdü.

Bazen de o küçük sarışını kışkırtırdı. Damarına basar, hırsı ve öfkesini açığa çıkartmasını izlerdi. Onun sınırlarını merak ederdi. Ne kadar ileri gidebileceğini görmek için fitili yakardı.

Felix'i her zaman yargılardı fakat onun suç ortaklığını yapmaktan da vazgeçmezdi.

İçindeki hisleri ağır gelmeye başlamıştı. Sırtındaki yük fazlaydı. İlk defa birine ağzını açıp da konuşmuyordu. Herkese anlatacak, dinleyecek bir şeyi olurdu. Şimdi o kadar hasarlı hissediyordu ki mekanizmasını düzeltemiyordu.

Geçmişini düşünüyordu fakat pişman olamıyordu. Felix'i tanımak farklıydı. Gözlerini onunla açmıştı. Değişimini görmüştü, onunla değişmişti. Kendisini ne kadar beyaz olmaya zorladıysa o kadar grileşmişti.

heartburnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin