Nam- ı diğer Yedi Emin

1.8K 111 172
                                    

Songül gözlerini araladığında Sadi'nin baş ucunda oturduğunu fark etti.Ellerini önünde birleştirmiş, dalgın ve düşünceli bir ruh halindeydi. Bir süre ses çıkarmadan izledi Songül kocasını. Yüzündeki çizgilere baktı önce. Çatılan kaşları, kısılan gözleri ile bir derdi olduğu çok belliydi.

Anlamaya çalıştı Songül kocasının onu tanıdığından beri omuzlarını çökerten derdini. Büyük bir sırdı bu. Songül bunu çok iyi biliyordu ama Sadi en başından beri ruhunun en karanlık köşesine hapsetmişti o derdi. Söylese rahatlayacaktı belki. Büyük bir yükten kurtulacaktı. Ya da  alt üst edecekti  bu sır onun emek ve sevgiyle kurduğu yeni düzenini.

Daha fazla dayanamadı  Songül sevdiği adamı üzgün görmeye. Elini Sadi'nin elinin üzerine yerleştirip hissettirdi kendini. "Her zaman yanındayım" demenin Songül versiyonuyla.

Elinde hissettiği sıcaklık ile saniyesinde çıktı Sadi kendini içine çeken girdaptan. "Karıcım" dedi sesine yerleşen kendisinin bile habersiz olduğu sessiz bir kahkahayla. Yönünü tamamen Songül'e çevirip aşık olduğu ipeksi saçlarda gezdirdi parmaklarını. Derdi olduğunda bile önceliği her zaman karısının mutluluğu olan bu adam neşeyle parlattı okyanus mavisi gözlerini. Dirseklerinin üzerinde hafifçe eğildi karısına doğru. "Geldiğim de uyuyordun uyandırmak istemedim." dedi tutuğu nefesi bir solukta verirken.

"Seni bekliyordum ama uyuyakalmışım. Niye uyandırmadın ki?"

"Çok güzel uyuyordunda ondan. Hem dinlen istedim biraz."

"Ben iyiyim ya bir şeyim yok" dedikten sonra yataktan doğrulmaya çalıştı Songül. Ama Sadi omuzlarından tutup engel oldu ona. "Kalkma! Neden kalkıyorsun ki?"

"Sadi hasta mıyım ben. Hem akşam olmak üzere. Yemek yiyeceğiz. Bir şeyler hazırlamam lazım."

"Sen dinlen. Yemeği ben hazırlayacağım."

"Yok. Yardım edeceğim ben de sana."

"Hayır güzel karıcım sen dinleneceksin." dedikten sonra komidinin üzerinde duran poşeti eline aldı Sadi. İçindeki kremi çıkarıp hafifçe salladı. "Kremini sürelim ama önce. Morluklarına iyi gelecek."

Songül gülümsemekle yetindi Sadi'nin sözlerine. Engel olmaya çalışmadı çünkü zaten bir işi yaramayacağını çok iyi  biliyordu. Sadi'nin onay beklercesine bakan gözlerine boynunu hafifçe yukarıya kaldırarak karşılık verdi.

Sadi kremden bir miktar parmağına sıktıktan sonra Songül'ün boynuna yavaşça sürmeye başladı. Karısının ipten kızarmış boynu üzerinde nazikçe gezdirdi parmaklarını. "Acırsa söyle"

"Acımıyor" dedi Songül minnet dolu bakışlarını Sadi'ye sunarken. Sadi hafifçe tebessüm edip devam etti kremi yedirmeye. Sonra yorganı kaldırıp Songül'ün dizlerinde ve baldırlarında oluşan morluklara çevirdi bakışlarını. "Gebertmeliydim o iti" diye geveledi cümlelerini ağzının içinde.

"Anlamadım?" dedi Songül ama duymuştu Sadi'nin ne söylediğini. Hafifçe kaşlarını çatıp sorgularcasına baktı Sadi'nin yüzüne. "Kimi gebertmeliydin?"

Sadi parmaklarınındaki kremi Songül'ün bacağına yedirmeye devam ederken "hiç kimseyi" dedi mırıldanarak. Ama gözlerini kaçırıyor oluşu ve belli etmemeye çalışsa da sinirli hali çok şey anlatıyordu aslında Songül'e.

Songül çenesini tutup başını hafifçe yukarıya kaldırdı Sadi'nin. "Adama bir şey yapmadın değil mi?" diye sordu endişeli bir ses tonuyla.

Songül ile göz göze gelince sesli bir nefes verdi Sadi. "Yapmadım" derken öfkeden dişlerini sıkıyordu.

"Doğru söyle Sadi?" dedi Songül zihninde  yankılanan ihtimali susturmaya çalışırken.

Bir küçük sadgül meselesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin