"Bismillah"
Songül ne olduğunu anlamadan kendini havalanmış bir halde buldu. "Sadi ne yapıyorsun?"
Sadi bir kolunu kadının beline diğerini de dizlerine sarmış karısını kucaklamıştı. "Evimize gireceğiz karıcığım."
Songül adama gülmeye başlarken Sadi gözleriyle pantolon cebini işaret etti. "Karıcığım malum ben açamayacağım sen anahtarı alıp açar mısın?"
Songül adamın cebinden anahtarı aldıktan sonra kapıyı açtı sonuna kadar. Sadi içeri girdikten sonra ayağıyla geri kapattı kapıyı. Songül'ü indirmeden salona doğru yürüdü.
"Evim evim güzel evim."Songül yüzündeki gülümsemeyi silmeden adamın dudağına küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"İndir hadi belin ağrıyacak."
"Yok ağrımaz da, nereye gidelim şimdi.."
Songül adama anlamsız gözlerle bakarken Sadi dudaklarına yaramaz çocuk gülümsemesini yerleştirdi "odamıza da gidebiliriz aslında."Songül adamın niyetini anlayınca gülümsedi, elini yanağına çıkarıp yavaş yavaş okşamaya başladı.
"Uykun mu geldi?"
"Çok, senin gelmedi mi?"
"Yol yordu biraz beni de."
Sadi merdivenlere doğru adımladı "Gidelim o zaman."
"Gidelim."Sadi dikkatli adımlarla yukarı çıkarken Songül adamın ensesiyle oynamaya başladı. Sadi'nin huylanması için boynuna yaklaşıp küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı. "Kara mambam dur düşmeden odaya girelim."
Songül başını geri çekip kahkaha atmaya başladı "Sen düşürmezsin beni kocacığım."
Sadi son iki merdiveni de çıktıktan sonra hızla odaya girdi.
•Songül başını geriye bastırarak arkasından sarılan kocasının nefesini boynunda hissetti. Biraz gözleri kapalı bir şekilde bekledikten sonra gülümseyerek konuştu. "Hadi kalkalım Sadi, acıktım ben."
Sadi kadının omuzlarına küçük öpücükler bırakırken mırıldanmaya başladı "Ben doyuyorum seninle." Songül arkasını dönerek adamın gözleriyle buluştu. Elini adamın yanağına bastırıp avcunun içindeki sakalları sevdi."Hadi kocacığım öğlenden beri bir şey yemedik zaten saat 8 olmuş kalkalım."
Sadi kadının belinden elini ayırırken hafif doğruldu, sırtını yatak başlığına yasladı. "Tamam karıcığım önce ben gireyim duşa sonra da yemek işini hallederim."
Songül adamın dudağına küçük bir öpücük bırakıp çekildi "Tamam canım kocam."
•Sadi mutfağa inmiş bir şeyler hazırlarken çalan zille kapıya yöneldi. Yaver'i karşısında görünce şaşırdı. "Hayırdır gardaş kimsin?"
"Ağam aşk olsun ya"
Sadi adamı taklit ederek konuştu "Ağam aşk olsun ya. Ulan sen değil miydin ağam orda olsa 5 dakikada kızın numarasını alır diyen."
"Ağam onu hallettik yengemle niye böyle yapıyorsun şimdi?"
Sadi adamın durgun haliyle kaşlarını çattı "Noldu sana ne bu hal?"
"İçeri almayacak mısın abi?"Sadi eliyle içeri buyur etti adamı. Yaver içeri girerken salona yönelip koltuğa oturdu Sadi'yle beraber.
Songül merdivenlerden inerken Sadi ve Yaver'in sesini duymuştu. Salonda oturan ikiliyi görünce adama selam verdi. "Hoşgeldin Yaver."
"Hoşbuldum yengem nasılsın?"
Songül Sadi'nin yanına otururken adamın durgun yüzünü inceledi dikkatlice "Ben iyiyim de sen değilsin galiba."
Yaver elini dizine vurdu "Değilim yengem ya. Ben bu kızı bulamıyorum."
"Hangi kızı?"
Songül soru soran kocasına döndü "Sadi geçen anlattı ya çocuk."
"Ne bileyim unutmuşum ben.""İki gündür tüm sokakları gezdim ya, yok kız yok."
Songül'ün kaşları havalandı adamın cümlesiyle "Tüm sokakları gezdin?"
Sadi de araya girdi "İstanbuldaki tüm sokakları?"
"Gezdim yav gezdim ama yok bulamadım."
Sadi adamın omzuna hafifçe vurdu
"Lan 88.300 tane sokak var ne ara gezdin hepsini, kalk git gezmediğin vardır onları da gez."
Songül anlamsız gözlerle baktı kocasına "Bu saçma bilgi sende neden var onu anlamadım ama çocukla dalga geçme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bulduğum Şehir | Sadgül
FanfictionBir Sadgül hikayesidir • Tevâfuk, birbirine denk gelme, latîfâne (hoş, zarif) bir şekilde uyum içinde olma anlamına gelmektedir. Tesadüf ise; raslantı demektir. Onların hikayesinde tesadüfe yer yoktu her şey uyum içinde denk gelmeyle başladı. #Sad...