Multimedya: Imagine Dragons- Enemy
"Sa-na de-me-dim mi-çi-çek-le-ri-e-ze-cek-sin di-ye." Her zaman yaptığım gibi yatağımda yuvarlanarak ilkokul 1. sınıf gibi hecelemeyi öğrenerek Pembe Altıgen Grubu'na mesaj yazıyordum.
Bizim 6 kişilik bir grubumuz var. Başkan benim ama ben bile grubun adını neden 'Pembe Altıgen Grubu' koyduğumu bilmiyorum. Tamam, altı kişi ile altıgenin anlamı var ama pembe biraz alakasız olmuştu. Herhalde anaokulunda sürekli pembe şekiller çizmemden kalmıştır. Ben bile bilmiyorum.
Tam yorganımı üstüme çekip uyuyacaktım ki yine bir mesaj geldi. Bu canım arkadaşım (!) Efe'den gelmişti. Oflayarak telefonu kavradım. Bu çocuğun yine saflığı tutmuştu.
Efe Ama Canım Arkadaşım: Today you is müsait? Because I söylemek you an önemli thing.
Siz: Aynen kanka summer geliyor flowerlar açmış. Ne diyorsun sen?
Efe Ama Canım Arkadaşım: Sana önemli bir thing söyleyeceğim. Bana güven.
Siz: Efe geçen sefer de aynı şeyi söylemiştin ve o zaman yüzüme baklava yemiştim. Tamam, baklavaya saygım sonsuzdur ama israf oluyor kardeşim, israf.
Bu sefer Pembe Altıgen Grubu'ndan mesaj gelmişti. Yani iki saat önceki olayı şimdi cevaplamıştı. O kişinin kim olduğunu biliyordum. Selen. En yavaş ve ağır yazan kişi.
Kaplumbağa Selen: Ne yapabilirim ki görmedim.
Siz: Tamam görmemiş olabilirsin ama onlar lavanta yani Orangutan Hanım'ın en sevdiği çiçekler. Bence siz bir daha Orangutan'ın bahçesinde hırsızlık yapmayın. Sizi sinir etmiş olabilir ama bence hırsızlık yapmak çok yanlış.
Siz: Kızım siz deli misiniz yanınızda nükleer silah falan yok mu ya da atom bombası? Atın evin içine sonra alacağınız iki adet toka yani. Bunu da ben mi söyleyeceğim?
Tılsım: Ne işi var bizde nükleer silahın, atom bombasının filan. Ama erkek kardeşimin su fışkırtan silahı var. O olur mu?
Ne kadarda boş bir konuşmaydı bu böyle. Hem de sabahın köründe.
Bir an arkamdaki kapının sonuna kadar açıldığını fark ettim. İnşallah çok sevdiğim (!) ablam değildir. Arkamı döndüğümde ablam olduğunu fark ettim. "Sevgilimle buluşmaya gideceğim. Aynanı ve hani şu hiç sevmediğin kutup ayısı var ya onu versene." Dedi sakızını patlatırken.
Aynen canım çok kıskandım diyesim vardı ama mecburen izin verdim. Aslında ablam biraz zekasını kullansa gidip banyodaki kırık olmayan aynalardan birini alırdı. Benimkini tam ortadan kırmayı başarmıştı.
Direkt makyaj çantasındaki her şeyi boşalttı masama. Sonra beni sıkmaya başladı.
"Kırmızı mı pembe mi?"
"Off allığın rengine bak ya."
"Fondotenim çok doğal duruyor yaa."
"Acaba mavi mi yakışır bana lacivert mi?"
"Mavi lenslerimi gördün mü?"
"Yeni ayakkabıya bak yaa hem de markası NIKE."
"Parfümü sık sık sık sık."
"Off krem çok soft duruyor. Ayrıca avokadolu!"
"Senin verdiğin şu rimel çok kötü ya, at onu çöpe."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pembe Altıgen Grubu
Umorismo"Adam asmacaaaa!" Diye isyan ederken bende tahtaya çizgiler çiziyordum. "Bulamazsanız hepinizi kapıya asarım." Diye şaka yaptım ama sıranın üstünde ultra mega parlak ruj süren Melike pek iyi bakmıyordu. "Tamam, tamam. İpucu: Üç kelime, on yedi harf...