Bölüm 12

327 41 8
                                    

"Nasıl yani?"

Titreyen sesimi duyduğunda, Lisa sandalyesinden kalktı ve hemen önümde diz çöktü.

"Göremiyorsun değil mi, Jennie?"

Ellerimi sıkıca tuttuğuda, daralan nefesim artık dayanılmaz bir noktadaydı.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, bir an duymasına ihtimal bile verdim.

"Neler oluyor?"

Bir elini yanağıma koydu ve konuşmaya devam etti.

"Dışarı çıkalım, iyi görünmüyorsun."

Ayağa kalktı ve biraz önce yanağımı ısıtan elini bana doğru uzattı.

Boş boş suratına bakmakla yetindim. Ne oluyordu, neyi göremiyordum tanrı aşkına? Benimle alay mı ediyordu? Eğer alay ediyorsa onunla bir hafta boyunca konuşmayacağım.

Yüzündeki ifadeyi değiştirdi ve bakışlarını canlandırdı.

"Benimle gel."

Bana fırsat vermeden kucağımdaki elimi avcunun içine aldı ve bedenimi yavaşça ayağa kaldırdı. Dudaklarının hafifçe yukarı kıvrılması, bir açıklamasının olduğunu düşünmeme neden oluyordu. Umarım öyledir..

Kısa saçlı güzel kadın, boştaki elini cebine sokup biraz para çıkardı ve masaya bıraktı.

Biraz sonra dışarıdaydık. Arabaya doğru yürümeye başladığımızda, Lisa'nın önümden yürümesini fırsat bilerek elimi sıkıca kavrayan kemikli elini çekiştirdim ve durmasını sağladım.

Bunu beklemiyor olmalıydı çünkü arkasına döndüğünde doğrudan bana yönelttiği bakışları korkutucuydu.

"Daha kibar olamaz mısın?"

Söylediği şeyin ardından gülmeye başladığında bende onunla beraber güldüm.

Kalp atışlarım normal bir hale gelmeye başlamıştı, daha rahat nefes alıyordum ve sesim titremiyordu. Bu kadın bana neyin iyi geldiğini gerçekten iyi biliyordu.

İçimdeki bütün duyguları bastırarak derin bir nefes aldım.

Ne yaptığımı biliyordu bu yüzden boğazını temizledi ve aramızdaki mesafeyi açtı.

"Jennie."

Gözlerimizi buluşturdum ve ifadesiz suratını izlemeye başladım. Oldukça dikkatli ve kararsız görünüyordu, kaşlarını çatmıştı ve dudaklarını aralamıştı.

Eğer doğru bir zamanda olsaydık, dudaklarına kesinlikle yapışırdım.

Ben bunları düşünürken kararını veren kadın, hoş sesiyle kulaklarımı doldurdu.

"Bana güveniyor musun?"

Sorusu kalbimde bir yerleri acıtmıştı. Ona güvendiğimi bilmesi gerekirdi.

Ancak bilmiyorsa, bundan sonra bilecekti. Bu yüzden başımı onaylar şekilde salladım ve dudaklarımı araladım.

"Koruyucu meleğime güveniyorum. Bu yüzden geceleri onunla beraber uyuyor ve onun kollarının arasında uyanıyorum. Ayrıca onunla yemeğe de çıkıyorum çünkü ona fazlasıyla güveniyorum."

Söylediğim şeyleri duyduğunda yüzüne geniş ve sıcak bir gülümseme yayıldı. Aramızdaki anlamsız mesafeyi kapadı ve kollarını bedenime sardı. Derince yutkunmasının ardından sıcak nefesini, boynuma gizlediği başı sayesinde hissedebilmiştim.

heaven and back [jenlisa]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin