*1*

315 15 10
                                    

Sabah kollarımın ağrısı ile uyandım. Dün çok yorucu bir gündü.
Ankara'dan Adana'ya taşınmıştık yeni evimize geldiğimiz gibi eşyaları yerleştirmiştik ve heryeri bir güzel temizlemiştik. Abim burda olmadığı için perdeleri ben asmak zorunda kalmıştım.

Yatağımdan kalkıp lavaboya girdim elimi ve yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.
Adana'ya zaten teyzemleri ziyaret etmek için gelirdik. Sıcaklığı konusunda hep şikayetçi olduğum bu şehire yaşamaya gelmiştik.

Adana'nın sıcağı çok farklıydı hem aşırı sıcak hemde aşırı nemliydi ve bu yüzden çok bunaltıcıydı.

Mutfağa girip dün hazırladığım soğuk kahve sürahisini dolaptan çıkardım. Bir bardak doldurup balkona çıktım ama çıkıp ile geri girmem bir oldu evde klimalar olduğu için serindi ama balkon hamam gibiydi :/

Kahvemi mutfakta içtikten sonra bardağı bulaşık makinesine yerleştirirdim.
Aslında şu an anneme iyilik olsun diye kahvaltıyı hazırlayabilirdim ama o kadar yorgundum ki hiç bir şey yapasım yoktu. Yinde bir kaç şey yapabilirdim.

İlk önce çay koydum ardından kahvaltılıklarımızın içine zeytin, peynir, domates, salatalık vb şeyler koydum. Cezvenin içine su ve yumurta koyup haşlanması için ocağa bıraktım.

İçeriden ayak sesleri geldiğinde Abdülhamit'in uyandığını anladım. Her sabah olduğu gibi erken kalkıp Salona geçer ve televizyonu açıp izlemeye başlar. Ve bu süre zarfında kendi kütlesinin on katı kadar ses çıkartıp uyandığını herkese farkettirir.

Her ne kadar ilgi odağı ben olmak istesemde
ÇOK SAYIN ABDÜLHAMİT GİTTİĞİ HER YERDE İTİCİ Mİ İTİCİ ŞİRİNLİLİĞİ İLE TÜM İLGİLİYİ ÜZRİNE ÇEKMEYİ BAŞARIR !!!

Salona girip ne yaptığına baktım. Gözü bile tam açılmamışken televizyonu açıyordu.
"Abdülhamit git elini yüzünü yıka!"  Bakışlarını bana çevirip kötü kötü baktı sonrada ayağa kalkıp yanımdan geçerek salondan çıktı.
Ben mutfağa geri girdiğimde ocağın altını kapattım. Yumurtanın suyunu süzüp soğuması için içine çeşmeden su koydum. Bu sırada annemlerin odasının kapısı açıldı. Annem mutfağa geldiğinde bende yumurtaların kabuğunu ayıklamaya başladım.
Annem çayı demlerken zil çaldı
"Kübra kapıya sen bak" elimdekileri bırakıp ellerimi sudan geçirdim. Mutfaktan çıkıp vestiyerden eşarbımı alıp başıma bağladım. Kapının deliğinden baktığımda dün bize yemek getiren karşı komşumuz Neriman ablayı gördüm. Daha fazla bekletmeden kapıyı açtım.

"Selamun aleyküm Kübracım"
"Aleyküm selam Neriman abla gel buyur içeri"

"Yok canım teşekkürler ben sizi kahvaltıya çağrıcaktım"

Neriman ablaya gülümseyip
"Bizde tam annem ile kahvaltı hazırlıyorduk
Ben anneme söyleyeyim geliriz birazdan" dedim.

Kafasını sallayarak
"Tamam canım hadi görüşürüz" dedi

"Görüşürüzzz"
kapıyı kapatıp hızla mutfağa girdim tam anneme söyleyecektim  ki annem
"Duydum babanada söyle hazırlansın" dedi.
Başımı sallayıp mutfaktan çıktım.

Babama söyledikten sonra odama geçtim dolabımı açıp ne giyebileceğime baktım.
İstediğim şeyleri alıp üstümü değiştirdim.

Gri şalımıda taktıktan sonra odamdan çıktım hole geçtiğimde herkes hazırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Gri şalımıda taktıktan sonra odamdan çıktım hole geçtiğimde herkes hazırdı. Vestiyerden terliklerimi alıp kapıyı açtım.
Evden ilk ben çıktım ardından annem elindeki tabağı bana verdi haşlanmış yumurtaları doğrayıp üstüne zeytinyağ ve baharat koymuştu.

Ben elimdeki tabak ile Neriman ablanın kapısına geldim ve zili çaldım. Arkamdanda annemlerde geldiğinde kapı açıldı.
Neriman abla gülümseyerek bize bakarken annem
"Selamun aleyküm" dedi Neriman ablada
"Aleyküm selam buyurun içeriye" diye karşılık verdi.
Sıra ile annem ben Abdülhamit ve babam içeri girdik. Neriman abla babama bakmadan eliyle "siz şöyle balkona buyrun" dedi.

Babam kafasını eğerek mutfağa ordanda balkona çıktı. Büyük ihtimalle Neriman ablanın eşide ordaydı.

"Biz haremlik selamlık oturuyoruz"

Kendi kendime "bitek  biz haremlik selamlık oturuyoruz sanıyordum" dedim.
"Bir şey mi dedin Kübracım" Neriman ablanın sorusu ile başımı ona çevirdim.
"Şey , bitek biz haremlik selamlık oturuyoruz sanıyordum" annemle ikisi gülerken oturma odasına geçtik.

Sofra o kadar güzel hazırlanmıştı ki her şey vardı.
Kendimi tutamayıp "waow" dedim. Annem bana ters bir şekilde bakarken dudağımı ısırdım.

Sofraya oturduktan sonra misafirlikte olduğumu unutmadan kibarca yemeye başladım. Sofrada duran karpuzu gördüğümde şaşırdım.
Neriman abla şaşırdığımı anlamış olcak ki "Adana'da karpuzsuz kahvaltı olmaz yakında anlarsın ne demek istediğimi" dedi. Başımı sallayarak kahvaltıya devam ettim. 

Sohbet eşliğinde yaptığımız kahvaltıdan sonra Neriman ablaya sofrayı toplamasında yardım ettim.

"Selim bey biz çıkıyoruz tabakları getirebilirsiniz" diye seslendi Neriman abla balkona doğru.

Kendi kendime tebessüm ettim çünkü annemde babama böyle hitap ettiği için hoşuma gitmişti. Bize benzemeleri çok güzeldi.
Geri oturma odasına geçtiğimizde annemin yanına gittim.
"Anne ben eve geçebilir miyim çok sıcak bu kıyafetler ile rahat edemiyorum"
"Tamam al anahtarı"

Annemden anahtarı alıp Neriman ablaya döndüm.
"Neriman abla ben eve geçiyorum hava sıcak ya bu kıyafetler ile durmak zor geliyor biraz"

"Tabi canım nasıl rahat ediyorsan ama bize gelirken daha rahat giyebilirsin kimse gelmez yanımıza"

"Tamam bir dahakine öyle yaparım"

"Bir ara gel beraber kahve içelim"

"Olur gelirim"

Neriman ablaya telefon numaramı verdikten evden ayrıldım ve bizim eve geçtim odama girip üstüme daha rahat şeyler giydim saçlarımı tepeden topladıktan sonra odamın klimasını açtım. Saçlarımı biraz kısaltmam gerekiyordu sanırım ve tabi dolabımdaki bütün kıyafetlerimide değiştirmem gerek çünkü daha ince kıyafetler almam lazımdı ve az önce giydiğim gibi iki katta giyemezdim.
Sanırım Adana'ya gelmem ile bir çok şeyi değiştirmem gerekecekti.

ADANA'da HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin