Uzay; ne kadarda tuhaf bir kelime, var olmuş veya var olabilecek olan her şeyi içine alan koca sonsuz bir boşluk. Bu anlam benim için çok hissedilemez bir duygunun açığa çıkmasına yol açıyor'' olmuş ya da olabilecek'' bu kavramın anlamını bilmeme rağmen hala uzayın bilinmezlikleriyle ile ilgili araştırma yapmamı engelleyen şeyinde ne olduğunu çözmeye çalışıyorum. Tüm ilgi ve odağımı bu noktaya toplamışken annemin' 'Açılay yemeğe gelmeyi düşünmüyorsun galiba'' sesiyle irkilip, beni anlamlandıramadığım bir duyguya iten bu kavramsal sonsuzluğu sona erdirdi. Sanırım yarım saattir annemin sorularına yanıt veremiyordum daha doğrusu duymuyordum, hızlı bir şekilde odadan çıktım sesiz ve bir o kadarda sakin karanlık koridordan ilerlerken kendimi nedensizce kötü hissetmeye başladım bunun sebebini anlamadan hızlıca koştum mutfağa vardığımda annem ve babam çoktan akşam yemeklerinin tadını çıkarıp havadan sudan konuşuyorlardı daha doğrusu ben öyle zannediyordum. Kapıda soluk soluğa kalmış halimi gören babam gülerek anneme'' Ayla bizim bu kız on yedi yaşında olmasına rağmen neden sekiz yaşında küçük bir kız gibi davranıyor' 'babamın şakacı ve bir o kadarda konuları dalgaya vurması çok nadir görülen bir durum değil ne yalan söyleyeyim haklıydı hala karanlıktan korkuyordum. Kibirli bir şekilde; ''Karanlıktan korkmak gayet normal bunu bu kadar küçük görmenin anlamı yok bence, ayrıca ne var karanlıktan korkuyorsam'' babam bana gülümseyerek'' Asıl karanlığa alışman lazım. Unutma karanlık sesiz ve sinsidir. Karanlık seni herkes den saklayabilecek ve olası tehlikelerin başrolü olarak görülse de seni onlardan kurtaracak tek şey. Ayrıca karanlık senden korksun, bu tipinle onu korkutman gayet normal gibi'' masada duran kaşığı alıp, kaşığa yansıyan görüntüme baktım gerçekten baya kötü haldeydim sanki savaştan çıkmış bir asker gibiydim, yukardan topladım topuzum yeni bir model kazanmıştı, yüzümde anlamlandıramadığım kalem izleri vardı babama hak veriyordum'' Karanlık benden korkmalıydı''.
Bu konuyu bir kenara bırakıp masanın baş köşesine yerleştim. Yemekte hiçbir şekilde sevemediğim Börülce vardı görüntüsü bile içimi bunaltıyordu ama anneme belli etmek istemiyordum çünkü çok yemek seçici olduğumu asla beni memnun edemediğini söylüyordu ve ona bir koz daha veremezdim annem kaşlarını çatarak ''Ne oldu kızım neden yemiyorsun, yoksa sevmedin mi ?''bunu bilerek sorduğuna emindim oysa benim börülce sevmediğimi biliyordu ama benden duymak istiyordu ''Ya!, anne benim en sevdiğim yemeklerden biri olduğunu söylememiş miydim sana ''Annem yüzünde alaycı bir tavırla ''Hayret nedense bende en son yediğinde kusmaktan perişan olduğunu hatırlıyorum'' .Evet kustum doğru ama ne yapabilirim bu kadar güzel yemek içinden neden börülce.
***
Yemeği ne kadar yemesem de su içip kalkmaya karar verdim ve biraz savaşçı haline benzeyen tipimi düzeltmek ve duş almak için banyoya yöneldim. Kapıdan tam çıkmışken annem ve babamın ben geldiğinde bölünen havadan sudan konuşmalarına ister istemez dikkatimi çekmesine sebep olan bir cümle duydum annem hüzünlü bir sesle ''Gökmen bu durumu Açılay'a anlatmamız gerekir mi? Sonuçta bunu bilmesi en doğrusu ama onu böyle ağır bir gerçekle yüz üstü bırakamayız'' ardından babamın buruk da olsa ciddi bir ses tonuyla'' Bunu şu an öğrenmesi de onun için ağır sonuçlar doğuracak belki de en iyisi şu an için bu konuyu açmamak''. Anlamıyorum hangi konuyu açmayacaklardı ve ben neyin sonuçlarından bu kadar etkilenecektim o an mutfağa dalıp neler olduğunu öğrenmek istedim ama bunu yapacak bir günde değildim zaten ailem benden genelde bir şeyler saklamaz açık açık söylerdi, ama doğru zamanı beklerler eminim bunun içinde bekliyorlardır. Belki de ben yorgunluktan saçma hayal dünyamın bana oynadığı bir oyunun içindeydim. Banyoya girip bu ruh halini bir an önce üzerimden atmak istiyordum. Kendimi bir anda küvetin içinde buldum küvet ne sıcak ne soğuktu tam ayarında ve dengede- denge olayına bayılıyordum-Küvetin dengeli uyumu beni içine çekti ve ışıklar bir anda söndü.
Ne oluyordu neden her yer karanlıktı, hala bir küvetin içinde olduğumu hissediyordum ama bu sefer suyun dengesi bozulmuştu bir anda buza dönmeye başlamıştı bu yine saçma hayal gücümün bir oyunu muydu yoksa farklı bir anlam mı taşıyordu. Korku dolu gözlerle etrafıma bakınmaya çalıştım birkaç saniye sonra loş bir ışın altında bir adam vardı siyahlar içinde sesi kısıktı ama nefesini ensemde hissettim ne söylemeye çalışıyordu sesi çok bulanıktı kafamın içinde bir sürü ses duymaya başladım. Artık korkudan ellerim titriyordu küvet den çıkmayı denedim ama suyun içinde kalan kısmım buz kesmişti olmuyordu sesler artmaya başladı sesler arttıkça boğulmaya başlıyordum ve daha çok boğuldum, aniden tüm ışıklar söndüğünde tekrardan uyandım. Az önce ne yaşamıştım o adam kimdi ve koca bir hayal olmasına rağmen bu kadar hissetmem normal miydi bu soruların cevabını bilmiyordum ama bir an önce banyodan çıkıp odama gitmek için yola koyuldum bu gördüğüm hayal karanlıktan daha çok korkmama sebep olmuştu. Odama gittiğimde yorgunluktan ve korkudan her yerimin uyuştuğunu hissediyordum. Banyodayken anlayamadığım o kadar sesin kafamda bıraktığı boşluğu ve anlamsızlığı hissetmiştim bana büyük bir acı veriyordu. Gördüğüm bu saçma hayal neydi, yoksa her zaman gördüğüm o rüyalar dan biri miydi daha önce böyle bir şey gördüğüm dönemlerde ilaç kullandığım için geçtiğini hatırlıyorum ama bunun diğerlerden farkı bana hatırlamadığım bir anı hatırlatıyordu ve her şeyi daha fazla iliklerime kadar hissetmiştim. Bu durumun korkusuyla uyumak pek mantıklı değil gibi, annemlere anlatmalı mıydım ama anlattığım zaman babamın da bu olayı dalgaya vurup geçiştireceğinden emindim. En iyisi bugün yatmaya çalışıp yarın daha düzgün bir kafayla olanları düşünecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ardındakiler
FantasyYeni bir hayat, kimsenin bilmediği yeni bir evrende yılar öncesinden büyük bir patlama ile dağılan ve yozlaşan bir toplum, tekrardan birleşiyor ve yeni kral ve kraliçesini istiyor kötü planları olan bir ağabey, ve onun karşısında her şeyini yitirmiş...