İçeriye girdiğimde odanın bile beni yalnızlığa davet etmek için beklediğini anladım.'' Ebedi Yalnızlık''. Karşımda kocaman bir kargaşa vardı. Gözlerimden akan yaşları şimdi durduramıyordum. Her yer birbirine girmişti tıpkı o kabustaki gibi ama orası hayaldi nasıl gerçek olacaktı ki. Kağıtların arasında annemin kaybolan yüzünü buldum işte o an kabuslarımdaki çığlıklardan daha güçlü bir çığlık kopardım, Bedenim buz tutmuştu onun cansız ve solmuş yüzünü dizlerimin üzerine çektim artık o ciddi bakışları bile yoktu. Bunlar olamazdı bunlar, bunlar çok ağırdı. Annemin karanfil kokusu, anneme ve bana veda etmişti onu kollarımın arasına alıp sımsıkı sarıldım. Gözlerim babamı aramaya çalıştı, gözlerimden akan yaşlar buna izin vermiyordu. Dışarıya çıkan Kanlı ayak izleri vardı. Bunlar babama ait olamazdı ayrıca o çok güçlü bir adamdı aldığı yaralar onu öldürmeye yetmezdi. Artık annemin başını yavaşça öpüp onu bıraktım. Her zaman titreyen ayaklarımı artık hissetmiyordum, dış kapıya yönelmek için ayağı kalktım, benim için çok zorda olsa ilerlemeye çalıştım. Buraya her ne olduysa savaş alanına dönmüştü. Dış kapıya yaklaştığımda rüzgâr bedenimi yırtıp geçti. Ve artık o görmek istemediğim manzarayla karşılaşmıştım babam yerde yatıyordu, artık nefes alamıyordum. Göz yaşlarımla boğulmaya başladım yanına yaklaşırken çok acı çekiyordum, sıkışan göğsüm artık hareket etmek istemiyordu. Titreyen ellerimi yüzünde gezdirdim o artık yoktu. Keşke sana son kez canlı canlı sarılsaydım baba, içimde çok güçlü bir ağıt vardı. Neden şu an size en çok ihtiyaç duyduğum anda siz beni terk etmiştiniz. Artık çok geç baba her şey için ama sana son kez sarılıp uyumak istiyorum bu gece, hala üstüne sinmiş olan kokuyu bitene kadar çekmek istiyorum. Kollarından tutup ona sarıldım onun gibi ebedi sonsuzluğa uyumak istiyordum. İsyan etmiyordum sadece onlarla olmak istiyorum. Bugün gökyüzünde olan yıldızlar artık yok olmuşlardı, sanki acıma saygı duymak için hepsi bugün sönmüştü, böyle acı bir günde dikkat çekmek hoş değilmiş gibi. Gözlerimden akan yaşları silmeyecektim bunlar artık umurumda değildi babamla olan son uykumuzun tadını çıkarmak istiyordum.
***
Gözlerimi açtığımda başımda duran doktorların ciddi bakışlarıyla uyandım, beni neden uyandırmışlardı gayet mutluydum. Doktor bana dönüp '' Açılay nasıl hissediyorsun, ağrın var mı'' evet vardı kalbim parçalanmıştı artık o istemediğim duyguyu tatmıştım. Doktorun sorusunu umursamayıp '' Annem ve babam nerede, onları görmek istiyorum''. Doktorların ciddi bakışlarının yerini artık bana acıyan bakışları aldı. Anlamıştım zaten gizlemelerine gerek yoktu. Doktor ellerimi tutarak'' Biliyorsun aileni kaybettik. Ama geldiklerinde çoktan ölmüşlerdi, başın sağ olsun'' doktora dönüp ellerimi geriye doğru çektim '' Bundan sonra başım sağ olur mu bilmiyorum ama onları görmek istiyorum'' doktor yanındakilere başını sallayarak beni götürmelerini söyledi. Sonra beni durdurup '' Emin misin Açılay?'' dedi. Zaten her şey bitmişti nasıl emin olmayacaktım ki. Artık tüm ışıklar söndü, sonsuza dek. Başımı sallayarak gitmeye hazırlandım. Hastanenin koridorunda morga doğru ilerlerken ne kadar soğuk olduğunu fark ettim normal de her zaman dengeden yanaydım ama bugün dengeyi bozma vakti gelmişti. Morgun kapısına gelmiştik son buluşmamıza İçerisi koridordan da karanlık ve soğuktu, görevli ilk önce annemin kapısını araladı, hiç durmayan göz yaşlarım yine başlamıştı. Annemin melek yüzü daha da beyazlaşmıştı artık soluk alıp verişini hissedemiyordum olmuyordu kalbimi geri döndüremiyordum. Annemi son kez görmüştüm artık yüzüne kocaman bir öpücük kondurdum göz yaşlarım yanaklarına doldu. Kapısını kapattılar. Babamın kapısı açılmıştı şimdi o her zamanki gibi aynıydı, yüzünde sanki hala bir gülümseme vardı, onu görebiliyordum yüzüne yapıştım bir anda saçlarım yüzünü kapattı ve en çok korktuğum şey olmuştu, kokusu gitmişti dün hepsini içime çekmiştim sanırım. Görevli artık yeterli olduğunu söyledi. Babamın kulağına eğilip '' Baba siz olmadan nasıl karanlıkta kalacağım, ben bunları siz olmadan yapamam. Hepsi benim suçumdu biliyorum daha erken gelmeliydim, özür dilerim. Baba siz olmadan bu küçük ve bir o kadarda aptal kızınız nasıl tek kalacak.'' Artık tüm ışıklar söndü, sonsuza dek. Ağaçlar son yaprağını da döktü ve bir daha açabilirler mi bilmiyorum.
O an gelmişti annem ve babamı toprağa emanet etmem gerekiyordu. İpar beni ayakta tutabilmek için kolumu sıkıca kavramıştı ama artık toprak benden bir parça taşıyor, ben de ona gitmek istiyordum. İpara dönüp '' Orası çok soğuk üşürler..., İpar hepsi benim suçum onların yanına daha erken gitmeliydim'' artık akmıyordu yaşlarım tükenmişlerdi. Onları orda yatarken görmenin şimdi ne demek olduğunu anlıyordum ama ben bunu şu an hissetmek istemiyordum. Herkes yavaş yavaş gitmeye başladı şu anda bile çoktan unutulmuşlardı, İpara gitmesini söyledim, yalnız kalmak istiyordum. Annem ve babamın kurumamış topraklarına baktım bir hareket umut ediyordum ama olmuyordu. Toprağı avucumda sıkıp orada bir yemin ettim kendime, bunu size kim yaptıysa kim yardım ettiyse söz veriyorum sonlarınız aynı olacak. O an oraya uzandım, gözlerim ağırlaşıyordu açmak için çaba sarf etmek istemiyordum. Arkamdan omuzuma biri dokundu '' Açılay, senin için üzgünüm'' bu Giraydı beni elimden tutup kaldırdı ona '' Ben şimdi ne yapacağım, onlar benim her şeyimdi.'' Giray bana dönüp sarıldı '' Anlayabiliyorum seni ama dayanman gerekir. Hayat bazen böyle kapısı olmaz çıkmazlar sunabilir ama asıl önemlisi ona meydan okuyup, engelleri aşabilmektir. Pes edersen sadece sen kaybedersin kimse kazanmaz ama sevinirler.'' Başımdan tutup eğilmiş başımı kaldırıp '' Hep dik dur!'' bir adım geriye atılarak ''Çalışırım'' dedim. Beni evime kadar bıraktı. Ona teşekkür edip içeriye girmek için anahtarı aramaya başladım. Kapının önüne geldiğim de paspasın altında bir kâğıt gördüm, üzerinde annenden yazıyordu elerim titreyerek çevirdim ''Eğer benim küçük deli kızım anahtarını kaybederse paspasın altında'' yazıyordu. Evet anne bu çıkmaz odanın anahtarını kaybettim ve başka not göremiyorum. Ağlayarak kapıyı açmaya çalıştım ve artık evdeydim. Normalde eve gelince çok mutlu olurdum sebepsizce ama bugün ev bile yastaydı. Odama doğru ilerleyip üstümü çıkardım sonra annem ve babamın odasına gittim orada uyumak bana huzur verecektir. Yatağın üstüne atladım o sırada babamla olan anılarım geldi aklıma, bir keresinde annemin üstüne atmıştı beni, canım annem kesin canı acımıştır. Gözümden artık akmamak için inat eden yaşlarıma isyan ettim. Uzay ve ben baş başa kaldık bugün ben ve beni artık mutlu edebilecek tek şey. Annem bir keresinde bana '' Geceler asla seni korkutmasın, unutma yıldızlar sana daima yol gösterecektir''. Umarım anne yoksa yolumu bulamayacağım ve kaybolucum. Kafamı yastığa sertçe vurup uyumak için sabırsızlaşan gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Ardındakiler
FantasiaYeni bir hayat, kimsenin bilmediği yeni bir evrende yılar öncesinden büyük bir patlama ile dağılan ve yozlaşan bir toplum, tekrardan birleşiyor ve yeni kral ve kraliçesini istiyor kötü planları olan bir ağabey, ve onun karşısında her şeyini yitirmiş...