"Sen Herkesten
Farklısın." 1. Bölüm_____________________
31 Aralık 1974
Tüm aile her zaman olduğu yemekteydik. Black Mâlikane'sinde büyük sessizlik hakimdi ancak işler yoğundu. Yarın ilk iş kuzenim Sirius ve Regulus ile trene binmek olacaktı. Bu yüzden valizlerimiz hazırlanıyordu. Ablam Narcissa ile Malfoy yıllar önce evlenmiş ve kendi evlerine çıkmışlardı. Bella zaten buralara uğramazdı. Andromeda da... Onu da görmezdim pek buralarda. Ara sıra uğrardı. Uğradığında da beni, Sirius'u ve Regulus'u görüp giderdi. Bir ara kaçmak istediğini ve kaçarsa onu özlemememiz gerektiğini söylemişti ama bir yıldır ortada yok...
"Yarın uyanır uyanmaz tren istasyonunda olmanızı istiyorum çocuklar." Babam sessizliği elinde bölerek konuşmasını yaptı. Annem de ona eşlik etmese olmazdı.
"Heyecanınızın farkındayım çocuklar, bu sene davranışlarınıza daha da dikkat etmeniz gerekiyor. Artık büyüdünüz. Geçen sene dördüncü senenizdi bu yüzden saçmalıkları kabul ettik ama bu sene yapacağınızı hatalarınız bizim itibarımızı zedeleyecek. Dikkatli davranmanızı tembihliyorum. Ayrıca Regulus, bu sene dördüncü defa okula gidecek. Asırlardır süren aile geleneğimiz gereğince onun da Slytherin olması garip bulunmadı. Gerçi bu aile geleneği dört yıl önce bozuldu."
Biz kafamızla onu onaylarken eniştem ve hâlâm da konuştu. Çoğu kişi yemeğini bitirip aile büyüklerinin öğütlerini ve uyarılarını dinleyip dikkate alırken gözüm Sirius'a kaydı. Hiçbir şeyi dikkate alıyor gibi görünmüyordu. Zaten onu dışlayıp, azarlayan bir aileyi neden sevsin ki? Büyüklerden izin alarak yemeğini bile bitirmeden masadan kalktı. Canı sıkkın gibi görünüyordu. Yanına gitmek iyi bir fikir olacak. Ben de izin alarak masadan kalktım. Koca mâlikanede Sirius'u bulmak zor görünebilir ama o saklanmak istediğinde asla mâlikanede olmaz.
Büyük kapıdan geçerek bahçeye çıktım. Tahmin ettiğim gibi oradaydı. Kapı açılınca kafasını bu tarafa çevirdi.
"Aquila?"
"Sirius."
"Aile yemeğinde olman gerekmez mi?" Elindeki yay ile oku dart tahtasının en orta noktasına saplayınca sevindi. "İyi iş kuzen."
Tekrar bir ok aldı ve yine konuştu."Teşekkürler ancak cevabıma yanıt arıyorum." Yere çömeldim ve gökyüzüne baktım.
"Seni öyle üzgün görünce yanına gelmek istedim, hem bak ben de Slytherin değilim. Olmak istemiyorum da." Gözleri neredeyse dolmuş gibiydi. Yayını olduğu yere bırakıp benim yanıma geldi ve o da çimlere oturdu.
"Sorun bu değil. Yani, aslında umrumda bile değil."
"Emin misin? Çünkü pek öyle görünmüyorsun."
"Beni en iyi anlayabilen sensin. Sonuçta sen de Slytherin değilsin. Senin de bu ailede dışlanıyor olduğun doğru."
"Benim tanıdığım Sirius bunu umursamaz bile!"
"Umursamıyorum zaten. Sen de benim gibisin ama sen herkesten farklısın."
Gözünden düşen birkaç damla gözyaşını silerek güldü. Ben de onunla beraber güldüm. "Baksana, bize katılmaya ne dersin?" dedi. Şaşkınlıkla kafamı ona çevirdim. "Çapulcular'a mı?" Kafasıyla onayladı. Düşünmek için kendime zaman ayırdım. Sonra cevap verdim.
"Olur. Olur ama onlar ne düşünür ki?"
"Aslına bakarsak onların ne düşündüğü pek önemli değil." Sonra elimi tutarak beni ayağa kaldırdı ve elime yayını tutuşturdu. Ben ne olduğunu anlayamazken elime bir de ok verdi. "Ben yay kullanamıyorum ki!" Daha sonra bana yaklaştı ve nasıl tutacağımı gösterdi. Kafamla onaylayarak teşekkür ettim. Yayı gevşettim ve... Evet! Tam isabet! En uç noktaya vurunca zafer edasıyla gülümsedim. "Yaşasın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kartal || Sirius Black
Science Fiction"Ben de farklıyım sonuçta." Slytherin olamadım diye ailemden dışlanmam benim sorunum muydu? Buna karşı gelmeyi biliyordum. Üstesinden gelebilirdim. "Ben varisim. Gücüm için beni istediğini biliyorum Riddle." Voldemort'a büyük bir yara bıraktım ama...