60 4 0
                                    

Sumeru'da her şey yolundaydı. Herkes genel olarak mutluydu. Gerçi Alhaitham için aynı şeyi söyleyemeyiz. Aceleci bir evlilik yapmıştı sevdiği insanın yıllarca geleceğini sanarak beklemişti ve gelmeyince de ani bir sinirle ailesinin istediği kişiyle evlenmişti. Yanlış kişiyle evlendiğini anlaması yalnızca 1 yıl sürmüştü. Akademide çalışırken bir çok defa karısı tarafından baskınlar yemiş ve rezil olmuştu. Oysaki karısı da Sumeru'nun en ünlü dansçısıyken.

"Beni rahat bırak Nilou! Gördüğün gibi işimi yapmaya çalışıyorum!"

"Bana yalan söyleme! Gittiğimde sekreterin olacak o kadın yanına gelecek değil mi!?"

"Yeter artık senin saçmalıklarından bıktım usandım! Çık dışarı yoksa güvenlik çağırıcağım!"

"Tch- Evde görüşücez Alhaitham!"

Nilou hışımla Alhaitham'ın odasından çıkmış gitmişti. Bu gece eve gitmemeliydi veya eve giderse gündüz vakti o uyuyorken girip başka odada kalmalıydı. Peki o saate kadar nerede vakit geçirecekti? Elbette handa biraz içerek vakit geçirecekti!

Çoktan akşam olmuş Alhaitham ise hana gitmişti. Üst kata çıkmış ve korkulukların olduğu kısımdaki masaya oturmuştu. Garson gelmiş ve ona istediği içkiyi söylemişti.

"Bir şişe Label Vinly."

"Ama efendim-"

"Çok fazla değil ve ben sarhoş olmam."

"Pekala.."

Garson gider ve fazla uzun sürmeden buz kovasında şarap şişesini getirir. Bardağı koyar. Açmaya yeltenecekken Alhaitham onu durdurur ve karşısına oturmasını işaret eder. Garson ise mecburen oturur.

Alhaitham kendisine ve garsona bir kadeh doldurdu. Garson bu kabus çabucak biter diye umuyordu sadece.

Aradan yaklaşık 2 saat geçmiş ama Alhaitham hâlâ içiyordu. Hana birinin girdiğini gördü. Altın saçlı yakut gözlü birisiydi. Tanrının bile kıskanabileceği bir güzelliğe sahipti. Ama çok tanıdık birine benziyordu. Alhaitham karşısındaki garsonu dürttü ve aşağıdaki afeti devranı işaret etti. Garson anlamış bir şekilde aşağıya doğru indi. Sarı saçlı kişiyle konuştu. Yakut gözlü kafasını yukarı kaldırarak eski tanıdığına hafif el kaldırarak selam vermiş ve yanına yani yukarıya çıkmıştı. Karşısına oturduğunda Alhaitham bu kişiyi tanımıştı.

"KAVEH!?"

"Sana da selam Haith- yani Alhaitham.."

"Sen-"

"Evet uzun süre oldu değil mi? En son görüştüğümüzde ikimizde lise son sınıftaydık.."

"Annenden dolayı Fontaine'ye taşınmıştın sanırım??"

"Hmhm doğru."

"Seni tekrar Sumeru'da görmek şaşırtıcı. Hangi Barbatos Rüzgar'ı attı seni buraya?"

"Annem yeni bir evlilik yaptı ve açıkçası artık annemin yanında bana bir yer kalmadığını hissettim."

"Ha- anladım bu arada kusura bakma tekrar denk gelir gelmez seni sorgulamış gibi oldum."

"Önemli değil bende içimi dökmüş oldum."

"Eee birlikte içmek ister misin lise mezuniyetindeki gibi?"

Kaveh hafifçe kıkırdadı. Mazi aklına geldikçe içi bir yandan hüzünle doluyordu. Hele ki Alhaitham ile mecburen ayrılmaları..

"Elbette isterimm.."

Kaveh'in dikkatini Alhaitham'ın parmağındaki yüzük çekmişti. 'Demek çoktan evlendi belki de bir çocuğu bile oldu' diye düşünmeden edemedi. Doldurulan şaraptan bir yudum aldı.

Haikaveh One Shots |Modern Au|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin