4. Bölüm

26 2 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


    Bir hafta sonra ...

 Sabah kapanın gürültülü zil sesiyle uyandım. Yarı uyanık yarı uyur bir şekilde telefonuma baktım ve saat daha 9'du. Acaba gelen Luci miydi? 2-3 gündür ona hiç ulaşamıyordum. Mesaj atıyorum sadece iletilmedi görüntüsü ya da arıyorum telefonu kapalı oluyordu. Gözüm sadece onu arıyordu; neredeydi, kiminleydi? Her çalan kapıda onu ümit ederek açıyordum. 

 Yataktan zar zor çıkıp kapıyı açtım ve şok oldum. Anıl elinde çiçek ve çikolatayla kapının önünde dikiliyordu. Aklıma Luci'nin Anıl için söylediği sözler geldi, onunla konuşmamam gerektiği hakkında beni çok net bir şekilde uyarmıştı. Uykulu uykulu "Sen neden buradasın? Kimi istemeye gidiyoruz o çiçek çikolatayla?" dedim şakayla karışık bir şekilde.

 Anıl yeni uyanmış halime şaşkın şaşkın bakıyordu hala. Sonunda kendine gelip "Şey ee geçmiş olsun demek istemiştim." dedi. Sonra Anıl'ı içeri davet ettim ve mutfağa doğru geçtik. Aklımdan Luci'nin dedikleri geçiyordu, bizi böyle görse Anıl'a neler yapardı acaba. Ama aynı zamanda ona kızgındım çünkü nereye gittiğini söylemeden ortalıktan kayboldu, bu ''love bombing'' değil de ne?

  Ben mutfakta düşünceli bir şekilde kahve yaparken Anıl yanıma geldi ve tezgaha yaslanarak ''Aramızın çok iyi olmadığının farkındayım, düzeltmek istiyorum." dedi. Eline kahvesini verdim ve ben de kahvemden bir yudum aldıktan sonra "Anıl, ikimizin arasında düzelteceğin bir şey yok ve nasıl biri olduğunu okuldaki herkes konuşuyor. Ondan yola çıkarak gıcık olmuştum sana. Yani biraz o sebepten sana ters davranıyorum" dedim. "Okuldaki ben ve asıl ben arasında dağlar kadar fark var Aden. Okulda daha üstün görünmek istedim başlarda ve öyle kaldı ama senin gerçek Anıl'ı tanımanı çok isterim, yani sen de istersen tabii." dedi. Anıl'a hala güvenmiyordum ama Anıl mutfak tezgahına yaslanmış kahvesini yudumlarken içim ısınmaya başlamıştım sanki. O kadar da kötü, konuşulmayacak birine benzemiyordu.

  Ben uzun bir süre  konuşmayınca "Okulda ne kadar yavşak anlatıldığımı biliyorum yani eğer tanımak bile istemiyorum dersen evinden şu an defolup giderim." dedi. "Okulda anlatıldığın gibi değilsen neden asıl seni tanımamı istiyorsun?" diye sordum. "Aden, Sevde senin hakkında pek çok şey anlattı ve güçlü bir duruşunun olması beni çok etkiledi doğrusu. O yüzden seni tanımak istedim." dedi. Biraz kızmış bir ses tonuyla ''Sevde ne hakla benim özelimi anlatıyor? O kızla aram uzun zamandır bozuk.'' dedim. 

  Sevde, ben Muğla'ya geldiğim ilk günlerde okulda tanıştığım bir kızdı. Başlarda onunla iyi anlaştım hatta o kadar iyi anlaştık ki aynı eve çıkmıştık. Zamanla Sevde değişti; arkamdan konuşmaya ya da arkamdan değişik değişik olaylar çevirmeye başlamıştı. Sonra ikimiz de anlaşıp ayrı evlere çıktık yani o gün bugündür o kızla konuşmam. Ama o hala benim hakkımda konuşuyor, çıldırmamak elde değil.

  Anıl bir süre sonra '' Ya kızım olan olmuş işte bu beni etkilediğin gerçeğini değiştirmez ki.'' dedi. Ona gülümseyerek teşekkür ettim ve ''Aslında tatlı çocuksun.'' dedim. Anıl'a bu söylediğim hoşuna gittiği belliydi ve sonra ''Biraz daha tanısan var ya beni...'' iç çekti ve "Gel biraz dışarı çıkalım kaç gündür yoktun zaten ortalarda." dedi. Tamamen iyileşmeyi beklerken Luci ortadan kaybolduğu için ben de biraz kendimi kaybetmiştim. "Evet iyi olur aslında son günler de kafam bayağı doluydu." dedim ve hazırlanıp Anıl'la birlikte arabasına bindik. Birlikte bir kafeye gittik , ama hala aklımda bu çocuğun yaptıkları vardı yani biraz inanmaktan çekiniyordum doğrusu. Oturmadan önce sandalyemi çekti bence hala rol yapıyordu. Rol yapmasa bile etkilenemezdim. Luci vardı her ne kadar bir haftadır ortalarda olmasa da. Yani umarım Luci vardı, onu özlediğimi yine anladım.

İKİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin