Milen | BxB

▪ 12

Okullar tatil oldu sonunda amk ama üniversite sınavı var aq.

12. Bölümdeyiz ve 12 bin okunma sayısı var. Her bölüm aynı algoritmayla gidiyor şunu bir kıralım lan. Ayrıca her okuyucudan bol yorum gelirse bölüm erken gelir haberiniz olsun.

-

Yüzüme çarpan soğuk hava titrememe neden olurken hasta olma ihtimalini umursamayıp açık camdan dışarıya bakmayı sürdürdüm. Bakışlarım arada önde oturan Jimin ile Taehyung'a kaysada odağımı hızla üzerlerinden çekerek sadece aralarındaki konuşmaları dinliyordum. Her ne kadar sohbetlerine dahil olmak istesemde Taehyung'un bana karşı tahammülsüzlüğü bu isteğime engel oluyordu.

"Hediye olarak oyunda konuştuğu adamı mı davet etsem."

Jimin alayla soru yöneltirken bu dediğine istemsizce kıkırdamıştım. O günün ardından hoseok'un tekrardan sinir krizi geçirme ihtimali yüksekti.

"Bakireliğini kaybetmek istemiyorsan deneme."

Taehyung kesip atarcasına jimin'e karşı konuşurken onun bu dediğine karşı istemsizce kaşlarım çatıldı. Ağzı pis olduğu için aklına geleni söylemekten çekinmeyen bir yapıya sahipti. Onu izlemek için önümdeki bulunan dikiz aynasına baktığım an onun da dikkatle aynadan bana baktığını görmem bir oldu. Kesişen bakışlarımızla bir süre birbirimize bakarken hızla gözlerimi kaçırarak bakışlarımı yanımdaki camdan yola çektim.

"Benim minik kedim neden durgun gözüküyor?"

Jimin bakışlarını anlık yoldan çekip bana doğrultarak soru sorduğunda bana kullandığı hitap şekline gülümsemiştim.

"Dün pek uyuyamadım bu yüzden olabilir."

Dünki yaşanan olaydan dolayı sunduğum sebep bir nevi doğruydu. Taehyung'un her kelimesi tüm gece aklımda dolanıp olur olmadık ihtimalleri düşünmem yüzünden uykum zehir olmuştu.

"Beni çağır uyuturum seni bebeği-"

"Başımı ağrıtma arabayı sür."

Dakikalarca sohbetlerine dahil olmadığım sıra konuşmamla birlikte taehyung'un aniden başının ağrımasını dile getirmesine karşı sinirle dudağımı dişledim. Onun sesinin tonundan bile delicesine etkilenip saatlerce dinlemek isterken bana karşı bu tutumu bir kez daha kırmıştı.

Jimin bana göz kırpıp alaylı gülümsemesiyle sessizce arabayı sürerken hepimiz muhabbet etmeden sadece yolu izledik. Aniden ortamı huzursuz bir atmosfere sokan taehyung'a içten içe sinirlenmiştim.

Konuşmadan geçen yarım saatlik yolun ardından Jimin arabayı park edip geldiğimizi söylediği an kapanan gözlerim hızla açıldı. Üzerime binen yorgunluk yüzünden derince esneyerek ayık olmaya çalışıp arabadan inmiştim.

Benimle birlikte Taehyung'la Jimin inerken hızla karşıdaki apartmana doğru ilerledik. Saat akşama doğru gelirken elimizi çabuk tutmamız lazımdı. Arabada Jimin'in bahsettiği kadarıyla Jungkook Hoseok'u bir kafede önemli bir şeyler konuşmak bahanesiyle götürüp onu oyalayacaktı.

Merdivenlerden hızlı adımlarla çıkarak Hoseok'un evine girerken içeriye göz gezdirdim. Sade döşenmiş eşyalarla o kadar lüks bir yer değildi fakat tek başıma böyle bir evde yaşamak isterdim.

Hayallerimde ise Taehyung'la birlikte tüm hayatımı yaşamak vardı.

Koltuğun üzerine saçılmış süsler dururken Jimin balonları alarak yanımda dikilen taehyung'la bana doğru uzattı.

"Bunları şişirip etrafa atın, ben de iple duvara yazıları asacağım."

Elindeki Hoseok'un isminden oluşan harfleri alıp yanımızdan ayrılırken elimdeki balonlarla bakıştım. Vakit kaybetmeden koltuklardan birine oturarak birini alıp şişirmeye başladım. Patlama ihtimaline karşı fazla büyük şişirmeden bağlayıp Jimin'in dediği gibi yere attığım sıra yüksek sesle patlama sesi duyarken çığlık atmam bir oldu. Yerimden sıçrayarak hızla sesin geldiği yere bakarken Taehyung elindeki patlamış olan balona küfür ederek sinirle yere attı. Onun bu sitemi bir başkasına korkunç gözüksede bana çok tatlı geldiği için sesizce kıkırdadım.