7

657 66 39
                                    

Felix elinde brownie kabıyla anlaştıkları çardakta beklerken Changbin, Minho ve Chan'ın muhabbeti istemsizce kendini dinlettiği için onlara da kulak kabartıyordu, uzaktan da olsa Hyunjin'i görünce gülümsemesi genişledi, kabı yana bırakıp hızlıca hırkasını düzeltip yeniden kabı aldı ve Hyunjin yanına gelince ilk olarak kabı uzattı.

"Brownie."

Hyunjin gülerek kabı aldı ve onu elinden bırakmadan yanına indirerek boşta kalan koluyla Felix'e sımsıkı sarıldı.

"Teşekkür ederim, günaydın ve..." Çardaktaki üçlüye dönüp hafifçe gülümsedi. "Merhaba."

Chan el sallayarak selam verirken Changbin elini kaldırmış, Minho da ufak bir merhaba ile karşılık vermişti. Ne Felix ne Hyunjin biliyordu ama Minho ikisini de birkaç konuda uyarmıştı. Chan'a pek ulaşmasa da Changbin mesajı aldığından mesafeli yaklaşmıştı.

Hyunjin brownie kabını bebek gibi kucağında tutarak Felix'e gülümserken arkadan dürten parmakla hatırlayıp hemen arkadaşlarına döndü.

"Bunlar daa; Jeongin, liseden beri arkadaşız, Jisung ve Seungmin, buradan arkadaşız." Hafifçe gülüp iki grup tanışırken Felix'e yanaştı.

"Harika kokuyorlar, hızlı tanışsalar da tadına baksam bir an önce."

Felix kıkırdayıp fısıldadı. "Onlar bakmadan bir tane ye hemen."

Hyunjin tek kelime etmeden emri yerine getirip çiğnerken bile gözlerini kapadı, derin bir nefes alıp verirken başını önüne eğip iki yana sallayarak beğenisini tüm vücuduyla göstermeye çalıştı. Gözleri kapalı olduğundan Felix'in hızla inip kalkan göğsünü de parlayan gözlerini de görmüyordu.

Sekiz kişi çoktan kaynaşmış konuşmaya dalmışken Minho Hyunjin'in asılan suratını görüp baktığı yere döndü. Changbin'in kolu Felix'in omzunda, ikisi de gülerek sohbete katılıyordu, Felix Changbin'in sarkan elini tutup hafif hafif sallıyordu. Minho önceden de tanıştıkları için bu kadar samimi olduklarını bilse de Hyunjin'e hiçbir şey demeden önüne döndü. Uzun saç tutamları gözlerindeki kıskançlığı gizleyemiyordu.

"Felix sen yeni geldin değil mi, orada hayatın nasıldı?" Jeongin merakla dirseklerini masaya, ellerini de yanaklarına yaslayarak Felix'e baktı. "Arkadaşlarını özlüyor musun- sevgilin? Sevgilin var mı?"

Felix çok çekingen biri olmasa da herkesin önünde gelen soruyla utanmıştı.

"Arkadaşlarım... evet evet özlüyorum ama sorun değil. Kız arkadaşımla da gelmeden önce ayrıldık, zaten bir süredir inişli çıkışlı bir ilişkiydi, gelirken temiz bir sayfa açmak istedim."

Kız arkadaşım lafıyla Hyunjin'in kaşları havalandı, yüzüğüyle oynarken Felix'i inceledi. Yüzü iyice asılsa da Minho'nun kendisini izlediğini fark ettiği için doğrulup konuştu.

"Ne kadardır birlikteydiniz?"

"Neredeyse bir yıl."

Changbin dudağını büküp Felix'i kendine çekti. "Dediğin gibi temiz bir sayfa açtın civciv."

Seungmin ikisini izlerken hafifçe gülümseyip geriye yaslandı ve masanın altında hafifçe Hyunjin'in bacağına vurdu. "Bu bir ima mıydı?"

"Neden, beni kaçırmak istemiyor musun?" Changbin'in sırıtmasıyla Seungmin göz devirdi. "Öyle geldi de."

Changbin'in belirsiz cevabı Hyunjin'in göğsünü kendisini hızla saran kıskançlıkla şişirdi, birkaç saniye Felix'e baksa da onun da itiraz etmediğini görünce gömleğinin yakasını çekiştiripl yerinden kalktı. "Ben amfiye geçiyorum."

rain / hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin